MerlininKazanı
__________________
NFS Need For Speed : THE RUN On İnceleme
Oyun Serileri0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Oyun Forumları
- Oyun Dünyası
- Oyun Serileri
- NFS Need For Speed : THE RUN On İnceleme
-
28-09-2019, 05:31:37Kayıtlı ÜyeNeed for Speed (NFS) ismi artık bir marka haline geldi. Bircok oyuncu icin de oldukca anlam ifade ediyor. 1994’te başlayan seri, diğer uyeleriyle birlikte tam on yedi yıldır hayatımızda yer alıyor. Dile kolay on yedi, genc bir insanın hayatına eşit resmen. Boylesine koklu bir seriden her daim insanlar kaliteli bir şeyler bekliyor. Ozellikle Underground ile başlayan modifiye araclar ve yasak sokak yarışları NFS’ye yeni bir soluk getirmişti. Arkasından gelen ve aynı kompozisyonda giden halefleriyle durum biraz daha eksilere gelmeye başlamıştı, ancak seri yeniden kendine geldi. Sonuc olarak boylesine bir ismi harcamak kolay olmamalı ve EA Games durumu toparlamayı da bildi. Şimdi yeni bir soluk, yeni bir macera başlıyor. Bu sefer durum hıza ve aksiyona daha da kayıyor. Hız limitleri yeniden belirlenecek Yapımcı EA Black Box’ı aranızdan coğu kişi biliyordur. Aslen 1983’te Black Box Games olarak kurulan firma 2002’de EA Canada’nın altına girdi ve “EA Black Box” ismiyle yoluna devam etti. Yapımcı şirketi, NFS: Underground 1-2, NFS: Carbon, NFS: ProStreet, NFS: Undercover, NFS: Most Wanted’tan zaten tanıyoruz. Kısaca NFS serisinin baş mimarı. Geliştirdikleri bazı oyunlarında eleştiri aldılar ve beklentilerin altında bir performans sergilediler, gene de bu durumlar bile Black Box’ın başarısız bir firma olduğunu gostermiyor. Bunlar haricinde Skate serisini de oyunculara kazandırdılar ve başka projelere de el attılar. Bir sure once Black Box’ın el altından yeni bir NFS’yi, yeni bir konseptle geliştirdiklerine dair fısıltılar vardı. Sonunda serinin yeni uyesi “NFS: The Run” kendini gun ışığına cıkarmayı başardı. Yapımda kanun dışı bir yarışa katılıyoruz. Bu yarış kısa yollarda veya sokak aralarında değil, daha da kapsamlı olarak hepsini icine alarak bir şehirden diğerine kadar suruyor. Yasalara aykırı mucadelede San Francisco’dan New York’a kadar hızlı ve adrenalin dolu bir mucadeleye girişiyoruz. Bu iki şehir arasında guzergahımız ustunde Las Vegas, Denver, Detroit gibi başka yerler de bulunacak. Tabii ki rahat bir suruş keyfine sahip değiliz. Yasa dışı işlere karşı kanun koruyucular yani polisler klasik olarak peşimizde olacaklar. Onlara yakalanmadan, yılmadan kurtulmamız gerekecek. Sadece polisler değil, ulkenin yollarında yuzlerce unlu surucu var. Onlarla da kapışmak zorundayız. Ne gibi farklar var? The Run’ı diğer NFS’lerden ayıran etmenler ufak bir sınırda değil, en dikkat cekici noktası ise DICE’ın Frostbite 2 grafik motorunu kullanması. Frostbite Engine’ın Battlefield serisinde ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz. Battlefield oyunlarında gorsellik genel olarak kaliteli. Frostbite 2, Battlefield 3’te kullanılıyor. Şu zamana kadar yapımla ilgili yayınlanan gorseller oldukca etkileyiciydi. Motorun bir de fiziki yonu de var, cevresel tahribatın daha geliştirildiği vurgulanıyordu. Frostbite ilk defa FPS olmayan bir oyunda yani The Run’da kullanılıyor. Bunları ele alırsak yapımda bizleri cok guzel şeyler karşılayacak. En başta gorsel olarak The Run’ın gayet kaliteli olacağı belirtiliyor. Cevreden tutun, araba modellemelerine kadar hepsi Frostbite 2’nin gucunu arkasına alıyor. Aracların fiziklerini de bu işe dahil etmek lazım. Fizikleri yol tutuşta, yapılan kazalarda ve cevrenin ustumuzdeki etkisinde hissedeceğiz. The Run’ın diğer aykırı etmenlerinden biri de işte bu! Tek rakibimiz polisler ve diğer suruculer değil, asıl onemlisi yollar ve cevre olacak. Yol ustunde aracın ustune doğru karlı dağlardan kopan buz parcaları duşebilecek. Doğa ananın şekillendirdiği dar kanyonlarda son surat gecmemiz gerekecek. Şehrin yoğun trafiği diğer engellerden biri olacak. Diğer aracların arasından kendi yolumuzu bulmamız gerekecek. Kısaca dolu dolu arabayla yapacağımız aksiyonla baş başayız. Komplo teorileri! Gucu guc yapan onu kullanandır. Altımızdaki arac ne kadar hızlı olursa olsun asıl nokta bizim suruş yeteneklerimizde olacak. Yani altınızdaki arabanın gucu aslında oyuncuya bağlı. Yaptığınız bir yanlışlık bizlere belki de pahalı sonuclar yaratacak. Genel olarak NFS’ler de derin olmayan zayıf da olsa bir konu oluyordu. The Run’da ise senaryo daha on plana cıkacak gozukuyor ki, yayınlanan acıklamalarda oyunun ritmiyle paralel giden kendimizden başka dostumuzun olmadığı bir hikaye yer alacak. Bizleri icine cekecek bir senaryonun olduğu EA tarafından belirtiliyor, ancak detayları daha tam olarak belli değil. Yalnız oyunun yayınlanan videosunun sonunda tren rayları ustunde ters donmuş aracta bir kadın “Jack, Jack” diye bağırıyor ki, yapılan yorumlar The Run’ın başkarakterinin adının Jack olabileceği yonunde. Gelelim diğer bir noktaya yani araclara. Araclar hakkında yine kesin bir bilgi yok, ancak videodan gozukenlere ve yorumlara gore The Run’da; Porsche 911, Audi R8 V10, Ford Mustang Shelby, Pagani Huayra, Nissan GT-R, Ford Taurus SHO Police Interceptor, Aston Martin V12 Vantage, BMW M3 GTS, Mazda RX-7 ve GT500 Super Snake şimdilik bulunacağı varsayılan arabalar. Tabii ki onceki NFS’lerden bildiğimiz gibi araclar bunlarla sınırlı olmayacaktır, daha fazla ceşit olacaktır. Peki geliştirme ve diğer etmenler de olacak mı? Şimdilik yine soylenen alenen kesin bir bilgi yok. Yalnız belirli noktalar goz onune alındığında internet ustunde yapılan tahmini sonuclar var. Bazı yorumlar oyunda ilerledikce karakterimizin suruş ozelliklerini geliştirebileceğimizi ve arac ustunde değişiklikler yapılacağını, bazıları ise yarış boyunca farklı şehirlerden temin ettiğimiz farklı aracları kullanabileceğimizi soyluyor. Tabii ki bunlar kesin ve bilinen bilgiler değil! Sadece yapımdaki gidişatına bakılınca “Olabilir” tarzında yapılan yorumlar. Bunu da belirtmeden gecmeyelim. Elde avucta Olabilirlikleri gecersek kesin olarak bilinen ozelliklerden biri de NFS oyunlarının sosyal ağı olan Autolog sistemi geliştirilmiş haliyle The Run’da yer alması. Kullanıcıların istatistiklerini ve kariyerinde neler olduğunu sunacak. Elimizde tam olarak kalanlara bir bakalım: Her şeyden once sınırların olmadığı yarış, kurallar yok, en yuksek hızlarda en zor yollarda bir suruş deneyimi, etkileyici olacağı soylenen bir hikaye, ceşitli araclar ve Frostbite 2 grafik motoru. The Run bilinen NFS kalıplarını daha da şekillendirip, değiştirerek bir ust seviyeye cıkartacak gozukuyor. Eğer formul tutarsa ortaya harika bir sonuc cıkacak. Ozellikle Frostbite grafik motorunun marifetlerini ilk defa başka bir turde goreceğiz. Bir terslik olmazsa Need for Speed: The Run; Xbox 360, PlayStation 3, PC, Wii ve Nintendo 3DS platformları icin 15 Kasım’da piyasaya surulecek. O zamana kadar Need for Speed: Shift 2 Unleashed ile yolların tozunu atmaya devam edebiliriz.