YİNE MUSTAFA KOCA'DAN BİR ALINTI, GENCLERİMİZE İLHAM KAYNAĞI OLMASI DİLEKLERİMLE PAYLAŞMAK İSTEDİM....

OLGUN MEYVE TADINDAN YENMEZ!

Meyve nedir? Nasıl oluşur? Neden oluşur? Ne zaman yenilmelidir?
Canlıların nesillerini surdurebilmeleri icin uremeleri gerekir. Ureme canlının cinsine gore değişir. Ağac ciceğini acar, dişi ureme hucresi erkek ureme hucresiyle birleşip embriyo oluşturduktan sonra cicek dokulur, meyveye donuşur. Embriyo gelişirken etrafına sindirilmiş besin biriktirilir. Bitkinin yavrusu icin biriktirdiği besin ise bizim iştahla yediğimiz meyvedir.
Eğer meyve yeterli olgunluğa ulaşmamışsa ısırdığımızda ağzımızı buruşturur, ama yeteri kadar olgunlaşmışsa tadına doyum olmaz. Şartları gereği butun meyveler aynı guzellikte gorunmez ama yenildiğinde de insanı şaşkın eden bir tadı vardır.
İnsanların gelişimi de meyvelerin gelişiminden cok farklı değildir. Cocuk doğumundan itibaren buyur, ama sevgiyle, ilgiyle, bilgiyle. Bilgilerini birleştirir, var olan bilgilerinden, deneyimlerinden yeni yaklaşımlar ortaya cıkarır. Girişimci olur, hayaller kurar, hayallerini olgunlaştırır. Bazen hayalleri gun yuzune cıkmak icin fırsat bulur. Yer yuzune cıkabilen bir billur pınar olur akar. Bir tas almak isteyenden esirgemez, berhudar eder. Bazen de duşuncelerinin doğru olduğunu bile bile, alay konusu edileceğini duşunerek hayallerini yureğine gomup mezarına goturur. Yetişmiş bir meyvenin bir koşede unutulup, curumeye terkedildiği gibi elinde bastonuyla unutulur gider.
Ben hic yaşlı olmadım. Elime bastonumu alıp bir dut ağacının altına oturupta olumu beklemedim. Eminim ki, o dut ağacının altında oturupta olumu bekler gibi bir şeyler yapmadan oturan insanlar, genclerimizin Amerika’yı yeniden keşfetme cabalarına guluyorlardır. Eğer bu bir gelenek ise bu gelenek yıkılmalı, bir farkındalık yaratılmalıdır duşuncesindeyim. Kaldı ki bizim kulturumuzde ihtiyarlar meclisi ve danışma meclisi geleneği vardır.
Ey gencler!
Her biri yaşayan deneyim olan o insanlara yuzunuzu donerseniz icinde bulunduğunuz sıkıntıların buyuk bir kısmını yaşamadan daha rahat bir hayat surersiniz. Hedeflerinize daha kolay ulaşırsınız. Belki yeni teknolojiyi sizin kadar bilemeyebilirler, ama eminim ki psikoloji anlamında size gerekli desteği sunarlar.
Bizim yarın yaşayacaklarımızı onlar dun yaşadılar, deneyim kazandılar. Neden siz de onların yaşadıkları sıkıntıları yaşayasınız, enerjinizi nicin boşa harcayasınız? Boşa harcadığınız enerjiyi daha olumlu kullanıp neden daha guzel hedeflere ulaşmayasınız? Neden daha mutlu olmayasınız?
Ben onlara yaşam muhendisi gozuyle bakıyorum. Her biri hayatın zorluklarıyla yoğrulmuş, bilgiyle işlenmiş birer mucevher. Onların fikirlerini alıp değerlendirmek yerine atıl tutmak, var olan bir servetimizden haberdar olmamak değilmidir?
Ne zaman bir yaşlı ile karşılaşsam, babamdan kalan bir soz kulağımda cınlar. ‘’ Ne kadar gelin olsa, karı yayar yayığı. Ne kadar oğlan olsa, koca vurur geyiği.’’
Bu yazıyı okuyan herkese sesleniyorum; gencseniz deneyimli, olgun insanların fikirlerine ihtiyacınız var. Koşede işlenmiş duran mucevheri gorun ve iyi değerlendirin. Sorun. Bilgilenin. Topladığınız bilgileri suzgecten gecirip cağın gerceklerine uyarlayın. Yaşlı iseniz, emekli iseniz ışıldayın ki gencler sizi keşfedebilsinler. Tadınıza varsınlar...
Olgunlaşmış meyveleri bir kenarda unutmayalım ki ritmimiz değişsin.
Saygılarımla...
Mustafa KOCA
Ritimli Gorsel Eğitim Merkezi Başkanı

__________________