Sekiz yıl ha. O kadar oldu mu yahu? Zaman ne kadar da cabuk geciyor. Oysa her şey daha dun gibi gozlerimin onunde. Ben henuz ortaokula yeni adım atmış ufak bir cocuğum. Bakmayın oyle kucuk olduğuma canavar gibiyim aslında. Coktan mafyaları "karizma abidesi varlıklar" olarak gormeye başlamışım bile. Ailemden gizli ne kadar mafya filmi varsa hepsini alıp izliyorum. Hatta Baba filmini izleyip, işte benim temam budur diyeli birkac ay olmuş belki de. Sonra onume Mafia diye bir oyun duşuyor. Alt ust oluyorum, kucuk dunyam hayatının oyunuyla karşılaşıyor. Aradan gunler aylar hatta yıllar geciyor ama ben hala Mafia oynuyorum. Sonra ikinci oyunun peşine duşuyorum ama kimseden ses seda yok. Tam umudumu kesmeye başlamışken, ekranımın ortasında "Mafia 2 geliyor" yazıyor. Bir an duruyor, hafifce gulumsuyorum. Sonrasını sizde biliyorsunuz zaten… İlk aşkınla yeniden karşılaşmak gibi, fazlasıyla vurucu TrGamer haberler bolumunu birazcık takip ediyorsanız eğer (siyasi haberlerden fırsat bulamıyorum derseniz anlarım) Mafia 2'ye bir demo geldiğinden haberiniz vardır. Nihayet dediğinize bahse girebilirim, zira sekiz yıldır beklediğimizi duşunursek pek de haksız sayılmayız. Demo şu boyutta bu ebatta kısmını atlıyor ve direk oyuna geciyorum. Zira sabırsızlığınız gozlerinizden okunuyor. Kendinizi dışarı attığınızda Empire Bay şehrinin buyulu ortamı karşısında bir muddet kalıyorsunuz. Cunku videolarda gorduğumuzden cok daha canlı bir şehir var karşımızda. Caddeler baştan sona kalabalık, cafe, bar ve parklar inadına dolu. Her girdiğiniz mekanda bir şeyler icen, sohbet eden ya da masa başında gazete okuyan insanlar gorebiliyorsunuz. Şehirde ufak bir yolculuğa cıktığınızda arabasını tamir etmekle meşgul ya da eve ekmek yetiştirmeye calışan insanlar gormek gercekcilik sezgilerinizi harekete gecirmeye yetiyor. Her bir koşeden sesler geliyor. Arac sesleri, insan sesleri… Bir an kendinizi bir oyunda değil de, gercek bir şehrin icindeymiş gibi hayal ediyorsunuz. Sonra birden şehrin guzelliğine takılıp kalıyorsunuz. Doğrusu şehir bu kadar canlı iken, tasarımı da bir o kadar başarılı olunca Mafia 2 demosuna sarılasınız geliyor. Tamamen hayal urunu olan bu şehir ev, mekan ve araclarıyla donemi fazlasıyla yansıttığını soylemeliyim. Modellemelerde kullanılan renk paleti oyuna cuk diye oturmuş. Renkler birbirini tekrar ediyor ya da kaplamamalar soluk gibi şikayetlerde kesinlikle bulunmuyorsunuz. Işıklandırma ve golgelendirme efektleriyse son derece başarılı. Bazı mekanlarda camdan sızan kucuk bir ışık demeti bile ne kadar ozenle calışıldığını gostermeye yetiyor. Ote yandan oyunumuz bu kadar kalabalık bir şehirde geciyor olmasına rağmen insanların birbirini cok az tekrar etmesi en onemli noktalardan bir tanesi. Kucuk-buyuk her yaştan insan bulunduran Mafia 2, bu konunun da ustesinden hakkıyla gelmiş. Geldim, gordum ve sevdim Gorevlerden once şehri gezmek icin sadece 10 dakikamız var. Bu surecte şehri sizin icin (daha doğrusu kendim icin) doyasıya gezdim (cafede cay icmek ya da mağaza mağaza gezmek mi dersiniz bilemeyeceğim artık) ve oynanabilirlikle ilgili pek cok detaya ulaştım. Buyrun beni takip edin. Oncelikle oyunda enfes bir dovuş sitemi yer alıyor. Dovuş esnasında kamera surekli hareketleniyor ve farklı acılardan gorme fırsatı yakalıyoruz. Yumruk ya da tekme atmaya calıştığınızda karşınızdaki kişi kendini korumak icin manevralar yapabiliyor. Iskaladığınızdaysa vakit kaybetmeden bir yumrukta karşınızdaki indiriyor. Tekme ve yumruk aynı tuşla kontrol ediliyor ve siz tuşa bastıkca darbeler ardı ardına geliyor. En son bitirici darbeyi yaptığınızdaysa kamera ağır cekime geciyor ve karşınızdakinin bitişini zevkle izliyorsunuz. Nasıl ama? Hoşunuza gitti değil mi. Arac suruşunu merak ediyor olmalısınız, hemen anlatıyorum. Oyunda envai ceşit arac yer alıyor. Pek cok otomobilin yanı sıra tır, otobus hatta cekici bile kullanabiliyorsunuz. Araclar eski model olduklarından dolayı biraz ağır hareket ediyorlar. Tabi oyunda donemin pahalı aracları da yer alıyor ve bu araclar diğerlerine gore cok daha hızlılar. Arac kontrolu olarak Mafia 2 orta şeker bir iş cıkartmış. Cunku arac kullanmak başta cok hantal geliyor. Ozellikle viraj almaya calışırken fazlasıyla sıkıntı yaşıyorsunuz. İtiraf etmeliyim başta surekli bir yerlere carpmak fena halde sinirlerimi bozmuştu ama neyse ki ilerleyen zamanlarda kullanıma alışabildim. Bu yonuyle biraz tecrube sonunda iyi konuma gelebilirsiniz ancak ne kadar alışsanız da bu Mafia 2'nin arac kontrolunde sıkıntılı olduğu gerceğini değiştirmeyecek. Cesur kent Mafia, GTA ve The Godfather tarzı oyunlarda en cok merak ettiklerimizden biri de şehir insanının olaylara tepkisi oluyor. Mafia 2 bu konuda rakipleriyle kafa kafaya bir performans sergiliyor. Şoyle ki şehirde arac calmaya kalktığınız da ya da şeş kaza (!) birini vurduğunuzda insanlar hemen bunu fark edip polise haber veriyorlar. Ancak gelgelelim uzerlerine araba surduğunuzde ya da bir yere carpıp kaza yaptığınızda cok yapay ve basit tepkiler alıyorsunuz. Dahası herhangi bir kişiye silah doğrulttuğunuzda telaşlanmak veya korkmak yerine sadece aval aval yuzunuze bakarak yanınızdan geciyorlar. İtiraf etmeliyim ki ozellikle bu eksiklik bir miktar hayal kırıklığına yol acabiliyor. Ote yandan garip bir ayrıntıya daha rastladım ki Mafia 2'de kime saldırırsanız saldırın kesinlikle size karşılık veriyor. Arkadaş şimdi adama sormazlar mı bu koca şehirde hic mi tırsak bir Allah'ın kulu yok, herkes mi savaşcı ruhlu diye. Son olarak sanırım firmaya bir soru daha yoneltmek zorunda kalacağız; karakterimiz ne hikmetse yorulmak nedir bilmiyor, koca haritada metrelerce koşabiliyor. Uzun zamandır bu kadar uzun mesafe koşu yapabilen, ama ne hikmetse zıplayamayan bir karakter gormemiştim, 2K Czech'e sormak lazım. Showtime! Gezme işini bitirdikten sonra nihayet işin aksiyon kıskıma geciyoruz. Bu nokta da ilk oyunu unutun (kolaysa sen unut dediğinizi duyar gibiyim). Yeni oyun ilkinden tamamen bağımsız. Yepyeni karakterler, yeni yuzler karşımıza cıkıyor. Vito adındaki karakteri ve kayıtlı olduğu uc kişilik ceteyi yonetiyoruz. Belki yeni karakterlere ısınmak zaman alacak ama seveceğinizden eminim. Ucu de cok sağlam cocuklar. Her neyse… Telefon calıp, goruşmeyi tamamladıktan sonra haritada gideceğiniz yer daire ile gosteriliyor. Mekana vardığınızda bir eve geliyorsunuz ve cete arasında gorev hakkında kısa bir konuşma gercekleşiyor. Bu noktada 2K Czech'in sinematikler konusunda harika bir iş cıkardığını anlayabiliyorsunuz. Sinematikler dışarıda donen olaylarla devam ediyor, bittiğindeyse elimize bir otomatik silah geciyor ve asıl oyun başlıyor. İlk olarak karakterimizi TPS kamerasıyla yonettiğimiz oyunda silah kullanımı fazlasıyla kullanışlı, alışma gibi bir problem yaşamıyorsunuz. Vuruş hissi gayet tok ve doyurucu. Elimize bolum boyunca tabanca, altıpatlar, pompalı ve bir seferlik otomatik silah geciyor. Haritada bir de silah satıcısı yer alıyor ama bu silahlardan farklı bir şey satmıyor. Gorev dort duvar arasında geciyor ve Max Payne'i hatırlayan bir ilerleyişe sahip. Bu noktada Max Payne'de aldığınız hazın cok daha fazlasını alacağınızdan emin olabilirsiniz. Oyunda bir de siper sistemi yer alıyor ve Gears of War benzeri. Hemen hemen her nesneyi siper almak icin kullanabiliyoruz ve sadece kafamızı gostererek ateş edebiliyoruz. Catışmalar fazlasıyla surukleyici bir havada ilerliyor. Bunda en buyuk etken kuşkusuz yapay zekanın başarısı. Rakipleriniz cevredeki her turlu nesneyi siper almak icin kullanıyorlar. Acık verdiğinizdeyse asla affetmiyorlar. Pompalı gibi guclu silahlar karşısında hata yaparsanız olmeniz cok daha kolay oluyor. Can barı Call of Duty'de olduğu gibi dinledikce dolan cinsten. Bu ozellik zorlu catışmalarda size buyuk katkı sağlıyor. Diğer bir katkıysa takım arkadaşlarınızdan geliyor. Zira diğer oyunlarda olduğu gibi kuru kalabalıktan ibaret değiller. Oyundaki etkilerini fazlasıyla hissediyorsunuz. Surekli farklı koşelerden saldırıyorlar ve kayda değer bir katkı sağlıyorlar. Ozellikle zorlandığınız sahnelerde iş bitirici rolu de yine diğer elemanlar karşılıyor. Gorevi bitirdiğinizdeyse tıpkı ilk oyunda olduğu gibi enfes sinematikler sizi karşılıyor. Enfes diyorum cunku kurgu ve sunum ustaca birbirini tamamlıyor. Surukleyici diyaloglar ise cilası oluyor. Ve sadece sinematiklere bakarak Mafia 2'nin senaryo olarak ortalığı kasıp kavuracağını rahatlıkla soyleyebilirim. Bir Sona Daha Gelirken Mafia 2 demosunu oynarken sanki daha once oynamıştım gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Zira demonun iceriği haftalardır yayınlanan gameplay videoların aynısı. O yuzden bu harika demoyu oynayamayanlar videosuna bakarak az da olsa kendilerini mutlu edebilirler (tabi bu ters tepip sonsuz bir huzne de donuşebilir). Son sozleri soyleyip yazıyı noktalayacak olursak; Mafia 2 demosu her ne kadar harika bir oyunun geldiği sinyalini verse de, kusursuz olmadığını da acık bir şekilde soyluyor. Gonlumuzden gecen tam surumun bu problemlere cozum getirerek karşımıza cıkması. O vakit Mafia 2 gonullerimize taht kuracaktır. Hepinize iyi oyunlar.. Kaynak __________________