
Amerikalı bilim adamları, nanoteknolojiyle, kansere yol acan toksinleri tespit edebilen cok kucuk bir algılayıcı geliştirdi.
Vucuttaki belirli kimyasal maddelerin izlenebilmesi imkanı sağlayan algılayıcı, kanser ilaclarının canlı hucreler uzerindeki etkisini de takip edebiliyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitusu'nden Michael Strano, ''karbon nanotupleri'' olarak adlandırılan karbon molekullerinin ince iplikciklerinden yapılan ve DNA ile kaplanan algılayıcının insan vucudundaki canlı hucrelerden cok daha kucuk olduğunu soyledi.
Algılayıcı, yakın-kızılotesi ışık tayfında saptanabilen floresan ışığı yayıyor. İnsan dokularının aynı tayfta ışık yaymaması sayesinde algılayıcı goze carpıyor. Işığın sinyali, algılayıcı hucre icinde DNA ile etkileşime girdiğinde değişiyor. Bu değişimler, bilim adamlarının belirli molekulleri tanımlamasına yardımcı oluyor. Algılayıcının DNA ile kaplanmış olması canlı hucrelerin icine guvenle enjekte edilmesine imkan sağlıyor.
Cok duşuk miktardaki kimyasalların vucuda etkilerini saptamak icin etkili bir arac olarak hemen kullanılmaya başlanabileceği belirtilen algılayıcının zamanla, insan vucudunun goruntulenmesinde alternatif bir yontem olarak da kullanılabileceği kaydediliyor.
Algılayıcının geliştirilme sureci ve kullanım alanlarını anlatan makale, ''NatureNanotechnology'' dergisinde yayımlandı.
Vucuttaki belirli kimyasal maddelerin izlenebilmesi imkanı sağlayan algılayıcı, kanser ilaclarının canlı hucreler uzerindeki etkisini de takip edebiliyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitusu'nden Michael Strano, ''karbon nanotupleri'' olarak adlandırılan karbon molekullerinin ince iplikciklerinden yapılan ve DNA ile kaplanan algılayıcının insan vucudundaki canlı hucrelerden cok daha kucuk olduğunu soyledi.
Algılayıcı, yakın-kızılotesi ışık tayfında saptanabilen floresan ışığı yayıyor. İnsan dokularının aynı tayfta ışık yaymaması sayesinde algılayıcı goze carpıyor. Işığın sinyali, algılayıcı hucre icinde DNA ile etkileşime girdiğinde değişiyor. Bu değişimler, bilim adamlarının belirli molekulleri tanımlamasına yardımcı oluyor. Algılayıcının DNA ile kaplanmış olması canlı hucrelerin icine guvenle enjekte edilmesine imkan sağlıyor.
Cok duşuk miktardaki kimyasalların vucuda etkilerini saptamak icin etkili bir arac olarak hemen kullanılmaya başlanabileceği belirtilen algılayıcının zamanla, insan vucudunun goruntulenmesinde alternatif bir yontem olarak da kullanılabileceği kaydediliyor.
Algılayıcının geliştirilme sureci ve kullanım alanlarını anlatan makale, ''NatureNanotechnology'' dergisinde yayımlandı.
(kaynak:veteknoloji)
__________________