Microsoft Turkiye calışanları ekim ayında Levent'teki yeni binalarına taşındılar. Ancak beş katlı bu bina, bir iş yerinden cok bir eğlence ve dinlenme merkezini ya da bir sosyal kulubu andırıyor. Cunku bu bina, calışanların rahat edebilmeleri, işlerini en kolay ve en hızlı şekilde halledebilmeleri ve birbirleriyle devamlı iletişim halinde olabilmeleri icin tasarlanmış. Ofiste Genel Mudur Cağlayan Arkan dahil olmak uzere kimsenin odası yok. Hatta bazı departmanlardaki calışanların kendilerine ait masa ve bilgisayarları dahi yok.
Genel Mudur Cağlayan Arkan, iletişimi fazlalaştırmak, e-mail trafiğini azaltmak ve işleri daha cabuk halletmek icin bu duzenin cok onemli olduğunun altını ciziyor. Kendine ait masa ve bilgisayarı olmayan kişiler 'shared desk' adı verilen ortak masalardan boş olanlarına oturarak calışabiliyorlar. Zaten Microsoft calışanlarının işleri yuzde 90 dışarıda olduğundan, burada sabah 09.00 akşam 18.00 gibi calışma saatlerine de bağlı kalınmıyor.



TELEFON DEVRİNİ KAPATMIŞLAR
Soz konusu olan şirket Microsoft olunca, teknolojinin tum nimetlerinden yararlanmamak olmaz. Buradaki calışanların buyuk bir kısmının masasında telefon ahizesi yok. Onun yerine bilgisayara bağlanan kulaklıklar ve mikrofonlar var. Ekranda MSN messenger'ı andıran bir listede ise tum calışanların listesi yer alıyor. Bir kişi, bir başka calışanı arayacağı zaman bu ekrandan o kişiyi seciyor. Ofis dışı bir telefon bağlantısı yapacağı zaman ise tek yapması gereken şey, ekrana arayacağı numarayı yazmak. Ayrıca masasından ayrıldığında ise bilgisayardan cep telefonu seceneğini işaretlemesi yeterli oluyor. Boylece şirkette o kişinin hattı caldığında, aynı anda cep telefonu da calmış oluyor.
Kısacası evde ya da dışarıdayken hatta yurtdışındayken dahi o kişiyi arayanlar, direkt olarak cep telefonundan ulaşma imkanını elde ediyor. Bilgisayara bağlı 'unified communication' yani birleşik iletişim adı verilen bu sistem sayesinde 1250 kişiye kadar tele konferans yapılabiliyor. Kısacası yurtdışından calışanlar bile toplantılara katılabiliyorlar.



TELEFON KULUBELERİ DE VAR
Binada kimsenin ozel odasının olmaması, ozel konuşmalar ve toplantılar yapılmasına engel değil.
Cunku her katta, neredeyse her koşe başında farklı boyutlarda toplantı ve telefon odaları mevcut. Ozel konuşma yapmak isteyenler icin tek kişilik 'phone boot' 'telefon kulubesi' olarak adlandırılan odalar dahi unutulmamış. Binada dikkat ceken bir diğer unsur ise her katta asılı olan panolar. Bu panoların uzerinde 'social club' yani sosyal kulubun etkinlikleri yer alıyor. Calışanların oluşturduğu kulup uyeleri sık sık farklı etkinlikler duzenliyor.
Orneğin bu ay Kartalkaya'ya kayak tatili duzenlemişler. İsteyenler bu turlara katılabiliyor.
Onun dışında motorseverler ve dalanlar icin de farklı etkinlikler duzenleniyor.


Binada biri en alt katta, diğeri ise teras katında iki farklı restoran alternatifi var. En alt kattaki kafeteryada sabahları saat 07.30- 08.30 saatlerinde dileyen calışanlara ucretsiz kahvaltı servisi yapılıyor. Oğlenleri ise aynı yerde sıcak ev yemekleri cıkıyor. En ust kat ise işyerinden cok, bir kafeyi andırıyor. Zaten burada Julius Meinl kafe zincirinin bir şubesi var. Mocha'dan espresso'ya, detoks salatasından tost ceşitlerine kadar da pek cok secenek mevcut.
Dileyen calışanlar hem bir şeyler atıştırmak ya da yine aralarında ozel bir toplantı yapmak icin bu kata cıkıyor. Bu katta ayrıca geniş bir teras var. Yazları burada haftanın belirli gunleri film gosterimleri ve mac gunleri mac yayınları yapılacakmış. Yine en ust katta bir oyun odası var. İşten bunalan ve ara vermek isteyenler burada X Box gibi bilgisayar oyunları oynayarak, stresini atabiliyor. Stres atmak icin Microsoft'un sunduğu tek alternatif oyun değil. En alt kata bir de ufak fitness salonu yapılıyor. Burada daha cok pilates ve yoga eğitimleri olacakmış.
Ancak "Bunlar beni kesmez, ben kardio calışmak isterim," dileyenler icin de hemen binanın yanındaki Kempinski Residance'ın icine acılacak olan Anantara ile calışanlar icin ozel bir anlaşma yapılacakmış. Dileyenler uygun fiyata buraya uye olabilecekler.

"Bizim yeni ofise gecerken en cok uzerinde durduğumuz konu, işimizin onemli kısmının dışarıda olduğu gerceğiydi.
Ofiste masa ve bilgisayardan cok, toplantı odası gibi ortak calışma alanlarına daha cok ihtiyacımız vardı. Calışanların ofise gelmek zorunda olmadığı, evde, yolda tum işlerini yapabilecekleri bir duzen gerekiyordu. Tamamen birlikte calışma anlayışını destekleyecek şekilde, ben de dahil olmak uzere kimsenin odasının olmadığı bir duzen koyduk. Bizim amacımız birebir iletişimi fazlalaştırıp, işlerin daha hızlı yurumesini sağlamaktı. Teknoloji ile ilişki dengesi onemli.
Teknolojinin icine iyice girdikce, iletişimden uzaklaşıyoruz. Bir şeyi soylemek yerine elektronik posta gonderiyoruz. Bu ortam, insanların iletişiminin değişmesini sağladı. E-mail trafiği oldukca azaldı."


Kaynak : ensonhaber.com

__________________