Oncelikle bilim basit bir teknik etkinlik olarak algılanmamalıdır. Bilim ve bilimsel faaliyet sosyalist toplumun yetkinleştirilmesinde ve yeni insanın yaratılmasındaki temel başlıklardan biridir. Bilim ancak boyle ele alındığında yaşamla bağlantısı kurulmuş olur, ayrıca hedefi de belirlenmiş olur. İşte bu noktada eski toplumdan farklılığı da ortaya cıkar: Bilim ve teknolojinin somuruyu artırmak amacıyla ya da somurunun artmasına izin verdikleri olcude geliştirilebildiği, metalaştırıldığı, geniş kitlelere yabancılaştırıldığı koşulların sona ermesiyle bilimsel faaliyetin toplumun butunsel cıkarları doğrultusunda yurutulmesi mumkun hale gelecektir.

Kaynakların dağıtımında yine bilim insanları soz sahibi olacaktır ama bu bireysel goruş bildirme şeklinde değil, bilim insanlarının orgutu aracılığıyla olacaktır. Bilimsel calışmalara ayrılan kaynakların belirlenmesi ve dağıtım kararlarına bilim insanlarının orgutlu olarak katılmaları sağlanacaktır. Bilim insanlarının yuruttuğu calışmalar sonucunda ortaya cıkan kazanım ve urunler butun insanlığın ortak malıdır. Bilimin sonucları kişi ya da kuruluşun patenti altına sokulmayacaktır cunku gelişmenin ve buluşun insanlığın kolektif aklı ve cabasıyla olduğu bilinci yerleşecektir.

Gelecek gencliktir. Bu bilincle genclerin mumkun olan en erken yaştan başlayarak toplumsal yaşamın butunune, siyasal karar alma sureclerine, kulturel, sanatsal, bilimsel uretime katılabilmeleri ozendirilecektir. Bilimin toplumsal yaşamın bir parcası olmasının tek guvencesi budur.

Bilimin bir onceki basamağı olan eğitim, insanların yetenek ve yaratıcı gucunu ortaya cıkaran, geliştiren bilimsel icerikli bir etkinliğe donuşturulecektir cunku yeni insanın sınıfsız topluma giden surecte, aynı zamanda “mucadele eden insan” olduğundan hareketle, eğitim, sınıfsız-somurusuz bir dunya icin verilen mucadeleye bilimsel ve ahlaki acılardan yardımcı olur.

Bilimin zıddı olarak tanımlanabilecek dinin tum toplumsal alanlarda olduğu gibi eğitimde de yeri yoktur. Din sadece tarih ve toplum bilimlerinin bir araştırma konusu olarak ele alınacaktır. Bu araştırmalar da kesinlikle sekuler bir icerikte orgutlenecektir.

Yabancı dil eğitim politikası, insanlığın kulturel ve bilimsel birikiminden azami olcude yararlanmak ve halklar arası kardeşliği guclendirmek hedefi doğrultusunda belirlenecektir. Amac yabancı dil oğrenmek değil, insanlığın bilimsel birikimine ulaşabilmek olacaktır.

Kaynak


__________________