


Supriz bir şekilde nikÂh masasına oturan ve evlendiklerini Twitter’dan duyuran Tuba Unsal-Murat Pilevneli cifti, 2010 yılının son gunlerinde de ilk bebeklerini kucaklarına aldı. Sare adını verdikleri bebekleriyle ilk kez Los Angeles’taki evlerinde Elle dergisi icin objektif karşısına gecen cift, ilişkileri hakkında merak edilenleri de anlattı. İşte derginin yeni sayısında yer alan o roportajın one cıkan bolumleri.
Sizinki modern bir aşk hikayesi mi? “Alakası yok, bu bambaşka bir şey” diyorsanız, anlatır mısınız, nedir?
Tuba Unsal: Evet, modern bir aşk hikayesi diyebiliriz, klasik olmadığı kesin. Birlikte cok eğleniyoruz ve birbirimize her anlamda destek oluyoruz. Aynı zamanda da gercekten iyi arkadaşız. Herkesin kendine ait hayatı var, birbirimizin sınırlarına mudahale etmiyoruz.
Siz “biz uyurken” evlendiniz. O gun nasıl gecti? Ve şimdi ne değişti? Ve neler hÂl aynı?
T.U.: Evet, Turkiye’de herkes uyurken biz evlendik. 10 saatlik zaman farkı var aramızda... O gun komikti, heyecanlıydık ancak aynı zamanda garip bir şekilde cool hissediyorduk. Sabah doktor randevumuz vardı. İki saat sonra duğunumuz olduğunu oğrenince doktorumuz da şaşırdı. NikÂhımız arkadaşlarımız Emrah ve Simla Yucel’in evinde kıyıldı. Etraf cok guzel suslenmişti. NikÂh akşamustu altı gibi başladı. Murat’ın hic tanıdığının olmaması, gelen butun davetlilerin benim arkadaşım olması da ayrıca komikti... Beni Emrah teslim etti Murat’a. Keyifli ve romantik bir geceydi... O gun aslında hicbir şey değişmedi. Biz zaten fikir olarak Sare’ye sahip olduğumuz anda evliydik. HÂl aynı derecede komik, eğlenceli ve birbirine cok aşık bir ciftiz.
Birbirinizin en sevdiğiniz yonleri neler?
T.U.: Murat’ın işine olan tutkusu, sanata verdiği değer, surekli yorulmadan kendini ve galerisini daha ileriye taşımak icin calışması; tum bunları yaparken hayatı yaşamak icin de kendine, kızı Ayşe’ye, Sare ve bana zaman ayırmasını seviyorum.
Murat Pilevneli: Tuba kalıpların insanı değil. Eve geliyorsunuz, yorgunsunuz, gun bitmiştir aslında... Ancak oyle bir enerjisi var ki, bir anda kendinizi bir restoranda, bir konserde hatta ucakta Atina yolunda bulabilirsiniz.
Sare doğdu. O gun neler oldu?
T.U.: Doğumum cok kolay gecti. O gun Murat’la yuruyuşe cıktık, cunku sancılarım başlamıştı ve bir yerde yurumenin doğumu kolaylaştıracağını okumuştum. Akşam sancılarım sıklaşınca hastaneye gittik ve Murat bir koşede calışmaya başladı, ben de kendi halimde doğumun başlamasını bekledim. Doğumun başlaması ve bitmesi cok kısa surede oldu, bu duruma doktorum bile şaşırdı... Kızımı kucağıma aldığımda ne hissetmem gerektiğini duşunemiyordum. Şaşkın ama sakindim. Murat surekli komik komik şeyler soyluyordu ve ben de ona guluyordum.
Anneliği bir de siz tarif edin... “Anne Tuba” nasıl biri?
Tuba Unsal: Dokuz ay boyunca anne olmakla ilgili hicbir fikrim yoktu. Kucağıma verdikleri anda minicik bir şeyle karşı karşıya kaldım ve o bana muhtactı. Cok garip, bebekler emme icgudusuyle doğuyor ve siz de annelik icgudunuzu keşfediyorsunuz. O acıktığı veya uyandığı zaman bunu hissediyorsunuz. Teyzem, anneler ve cocukları arasında gorunmeyen bir bağ olduğunu ve nereye giderse gitsin annenin bebeğini hissedeceğini soylemişti. Gercekten oyle, sanki sizi hamilelikte birbirinizi bağlayan kordon hic kesilmiyor. Anne Tuba olarak daha fedakÂrım, o her şeyden once geliyor şu anda. Sare, benim kendimle ilgili butun oncelliklerimi sildi.