Uyarı: Yazımız filmle ilgili kucuk SPOILER ’lar icerebilir!
Dunyada her şeyden cok sevdiğiniz kişi sizin yaptıklarınızı kendi başarısı olarak gosterse ve sizi ikinci plana atsa ne olur?
Bu buyuk gozlu cocukların ressamı Margaret Keane ve onun yerine gecen eşi Walter Keane ’in buyuk bir aşk, sanat ve ihanetle orulu gercek hayat hikayesi. Bu Tim Burton‘ın “Big Eyes” ismiyle vizyona girecek filminin esin kaynağı.
Sanat tarihinde buyuk ses getiren bu skandal ilişkinin golgelerini sinema perdesine taşıyan ve Tim Burton ’ın her filminde olduğu gibi buyuk bir heyecanla beklenen “Big Eyes” sinemaseverlerle buluşmadan once “Kim bu Margaret Keane?” sorusunun cevabını birlikte arayalım musaadenizle.
Once Margaret ile Walter ’ın tanışmadan onceki hayatlarına bir bakalım
Margaret ve Walter hayatlarını değiştirecek 1955 yılındaki tanışmalarından once her ikisi de kendi capında birer sanatcıydı. Margaret papyonları boyayıp bunları yerel sanat fuarlarında sergilerken Walter ise o zamanki eşi Barbara ile birlikte cocuklara Fransızca oğreten el yapımı kuklalar yapmakla meşguldu.
Ve kader ikisinin yollarını kesiştirir, buyuk aşkın temelleri 1950 ’lerde atılır
Margaret ve Walter 1950 ’li yıllarda San Francisco ’nun sokaklarında birbirlerine rastladıklarında ve boylelikle tanıştıklarında her ikisi de boşanmış ve onceki evliliklerinden bir cocuğa sahiptir.
İkisi buyuk aşk yaşamaya başlarlar ve kısa sure sonra evlenirler. Biraz muhafazakar olarak nitelendirilebilecek yetenekli Margaret, yaşayacaklarından bihaber Walter ’ın ona tanrının bir armağanı olduğunu duşunur. Cunku Margaret ’a gore Walter onu bekar anne ve dul bir kadın olmanın getirdiği toplumdan dışlanma durumundan kurtaracaktır.
Margaret ’ın yaptığı resimler Walter ’ın imzasıyla sanat dunyasına giriş yapar
Ancak Margaret ’ın bu muhafazakarlığı ona pahalıya mal olacaktır. Bir kadının yaptığı sanat eserlerinin bir erkeğinki kadar cok satmayacağına kanaat getiren ikili onlara un getiren ve sanat dunyasına tanıtan buyuk gozlu cocuk tablolarını Walter ’ın adı altında pazarlamaya başlar. Bu teklifi getirenin Walter olduğunu da ayrıca belirtelim.
Buyuk gozlu cocuklar
Walter ’ın gibi tanıtılan ama aslında Margaret ’ın fırca darbelerinden cıkan resimlerin en buyuk ozelliği buyuk gozlu cocukları yansıtması. Resimlerde ilk farkedilen cocukların buyuk gozleridir ve bu gozler genellikle mutluluk gozyaşları olarak algılanmıştır. Nitekim Margaret Keane de cocukların gozlerinde kendi derin duygularının ifadesini gorduğunu soylemiş ve neden gozleri on plana cıkardığı konusunda da “Gozler ruhun pencerisidir” diye bir acıklamada bulunmuştur. Margaret ’ın ilk donem resimlerinde daha cok huzunlu cocuklar gorurken ilerleyen donemlerde daha mutlu cocukları genellikle hayvanlarla birlikte resmettiğini de belirtelim.
Walter, Margaret ’ın resimleriyle unleniyor
Boylelikle Walter Margaret ’ın buyuk gozlu cocukları resmettiği tablolarını kendininmiş gibi sergilemeye başlar. İlk olarak 1957 ’de New York ’taki bir sanat etkinliğinde sunulan tablolar hızla buyuk un ve populerlilik kazanır ve daha buyuk sanat etkinliklerinde sanat camiasının karşısına cıkar. Walter Keane bir anda sanat dunyasının en yaratıcı ve yetenekli ressamlarından biri olarak anılmaya başlar. Ama aslında oyle değildir, cunku bu harika resimler karısı Margaret ’ın gece gunduz, yorulmadan uzerinde calıştığı resimlerdir. Ancak butun alkışı toplayan Walter ’dır ve Walter ona un ve para getiren bu durumdan oldukca memnundur.
Pazarlama cılgınlığı
Walter Keane ’in adının daha geniş kitlelerce duyulmasının ardında bir de aşırıya kacan pazarlama stratejisi yatıyor. Karısının eserlerini geleneksel sanat camiasında satmaya calışmakla kalmayan Walter, orta sınıfın da peşine duşer ve evinin duvarına asacak resim arayan sıradan insanlara da ulaşmak icin elinden geleni yapar. Kartpostallar, hediyelik eşyalar, posterler ve buyuk gozlu cocukların resimlerinin basılı olduğu aklınıza gelen her şey… Artık Walter ’ın sozde resimleri her yerdedir.
Son damla ve ardından gelen boşanma
Margaret bu şekilde yaklaşık 10 yıl kocasının golgesinde yaşar. O calışır, uretir ama hepsinin kaymağını Walter yer. 1965 ’te Walter ’ın Life Magazine ’e verdiği abartılı roportaj ve buyuk gozlu cocuk resimleri icin esin kaynağının 2.Dunya Savaşı olduğunu acıklaması Margaret icin son damla olur ve artık bunu kaldıramadığına karar verir.
Boşanırlar. Ama Margaret beş sene daha resimler hakkındaki gercek hakkında ağzını acmaz. Bunun sebebini yıllar sonra hayranlarını hayal kırıklığına uğratmak istememesi ve eserlerinin etrafında kurulu olan finans imparatorluğunu yıkmamak olarak acıklar.
“Walter bir sahtekar”
1970 yılında Margaret sonunda herkese gerceği acıklamaya karar verir ve tum dunyaya o resimlerin kendisinin olduğunu duyurur. Ve tabii eski kocasının dev bir sahtekar olduğunu.
Tabii cakal Walter bunu iyi karşılamaz ve karşı savunmaya gecer. Ununu korumak ve eski karısının iddialarını curutmek icin hemen bir PR kampanyası başlatır.
Sancılı bir mahkeme sureci ve Margaret ’ın zaferi
Surekli birbirlerini suclayan ciftin tartışmaları yıllar gectikce alevlenir ve ozellikle Margaret iftiralardan dolayı oldukca yıpranır. Margaret ’ın Walter ’ın eline fırca bile alamadığı, boyamayı bilmediğini soylemesi ve onun o resimleri yaptığını herkesin onunde tuvalin karşısına gecerek kanıtlaması gerektiğini soylemesinin ardından olay mahkeme koridorlarına taşınır.
Mahkemede yargıc ikiliyi resim cizmeye davet eder. Margaret 53 dakika icinde 11 yaşındaki buyuk gozlu bir cocuğu resmedip en iyi eserlerinden birini verirken Walter kolunun sakat olduğunu soyleyerek mahkemenin talebini yerine getirmez. Mahkeme, Walter ’ın Margaret ’a duygusal sıkıntı yaşattığı gerekcesiyle 4 milyon dolar tazminat vermesine karar verir.
Ancak Walter buna rağmen ısrarla her yerde resimlerin kendine ait olduğunu soylemeye devam eder. Ama artık “Dunyadaki kimsesiz cocukları ben boyadım” diyen Walter ’a kimse inanmaz ve sonuc olarak Walter ’ın eline bir kere bile fırca almadığı gerceği herkes tarafından kabul edilir.
Margaret ’ın Walter ’dan sonraki sanat yolculuğu
Margaret bu sancılı donemden sonra ona yıllar boyunca başarı getirmeye devam edecek resimlerini cizmeye devam eder. Ancak o ilk resimlerindeki huzunlu cocukların yerini artık sevinc gozyaşlarına sahip mutlu cocuklar almıştır. Once Hawaii sonra Napa ’ya taşınan, sonunda mutluluğu yakaladığı 3.kocası ve davadan sonra sanatının uluslararası sanat camiası tarafından sahiplenilmesi Margaret ’ın kotu gunlerini geride bırakmasına ve her ne kadar tartışmalı bir gecmişe sahip olsa da dunyanın en yetenekli ressamlarından biri olarak adını sanat tarihine yazdırmasına sebep olur.
O artık hepimizin “buyuk gozlu cocukların ressamı” Margaret Keane ’idir.
Fragman bonusu: Big Eyes – Tim Burton
Tim Burton ’ın ulkemizde 20 Şubat ’ta vizyona girecek Big Eyes filmi işte yukarıda anlattığımız Margaret ve Walter Keane ’in hikayesini anlatıyor. Başrollerinde Amy Adams ve Christoph Waltz ’ın oynadığı filmi beklerken yukarıdaki fragmanla idare edebilirsiniz.
(Kaynak)