
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak icin verdikleri mucadelenin ilk ateşi bundan 158 yıl once New York ’ta yakıldı. Tekstil sektorunde calışan yuzlerce kadının, 8 Mart 1857 ’de duşuk ucretleri, uzun mesai saatlerini ve insanlık dışı calışma koşullarını protesto etmek icin greve gitmeleriyle başlayan mucadelesi, bugun geniş kitlelere yayıldı.
Kadınların dayanışması, ornek yaşamları, başarıları, taciz, tecavuz, şiddet, emek somurusu, cinsiyetcilik, militarizm karşısındaki hak arayışları yonetmenlere de ilham kaynağı oldu. Cinsiyet kimliği, nesneleştirme, heteroseksizm gibi kavramları ve kadınlar uzerindeki kalıplaşmış yargıları yıkan, feminist bir bakış acısına sahip cokca film cekildi. Kadın mucadelesinin ve mucadeleci kadınların beyaz perdedeki en guzel yansımalarından 30 ’unu sizler icin derledik. Feminist sinemanın Thelma & Louise, Soraya ’yı Taşlamak, Volver, Ağustos Şakası, Sarah Koşmak İstiyor, Vajina Monologları gibi daha pek cok orneği var ama liste uzayıp gidince hepsine yer veremedik.
1. Kızarmış Yeşil Domatesler (Fried Green Tomatoes, 1991) Fannie Flagg ’in romanından uyarlanan Kızarmış Yeşil Domatesler, feminizmin ilk adımlarına dair ipucları verirken bir yandan da cinsiyetler arasında suregelen catışmaları gozler onune seriyor. Kadınlık, dostluk ve ozguven hakkındaki bu sımsıcak filmde Oscar odullu oyuncular Kathy Bates ve Jessica Tandy ’ye Mary Stuart Masterson ve Mary-Louise Parker yer alıyor. Mutevazı konusuna rağmen, 1991 yılının bir hayli ses getiren film, bir yaşlılar evinde dostlukları filizlenen iki kadını temel alıyor. Whistle Stop ’da yaşayan Idgie ve Ruth birbirinden farklı karakterlerde olsalar da cok iyi anlaşan iki arkadaşlar. Orijinal adı “Fried Green Tomatoes at the Whistle Stop Cafe” olan bu enteresan film, sade ama kalıcı yapımlardan…
2. Antonia ’nın Yazgısı (Antonia, 1995) 1996 Yılında yabancı film dalında Oscar odulune layık gorulen Antonia ’nın Yazgısı, kararlı ve boyun eğmeyen Hollandalı bir kadınla torunlarının fantastik ve buyulu hikayesini anlatıyor. Etrafındaki herkesin hayatına sihirli bir dokunuşta bulunan yaşlı Antonia ’nın hikayesi feminist cevrelerden de buyuk ovguler aldı. Hatta Marleen Gorris ’in yazıp yonettiği film, feminist bir peri masalı olarak nitelendirildi.
3. Mor Yıllar (The Color Purple, 1985) Alice Walker ’ın Pulitzer odullu romanından Steven Spielberg tarafından uyarlanan Mor Yıllar, 11 dalda Oscar ’a aday olan guclu bir film.1900 ’lerin başında, guneyli bir siyahi kız olan Celie, once babası tarafından hamile bırakılır, ardından yıllar boyunca efendisi olarak goreceği adama, evlenmek uzere satılır. Kocasından gorduğu şiddete rağmen tek tesellisi kız kardeşi Nettie ’ye yazdığı mektuplardır. Oysa babası Nettie ’nin cevaplarının ona ulaşmasına engel olur. Celie sonunda guclu bir kadın olan Sofia ile tanışır ve ondan cok şey oğrenir.
4. Demir Ceneli Melekler (Iron Jawed Angels, 2004) Katja Von Garnier yonetmenliğini ustlendiği ve kadın mucadelesini konu alan Demir Ceneli Melekler ’in, İMDB puanı 7.3. Gercek bir hikayeden esinlenerek cekilen ABD yapımı filmde, Amerikan kadınlarına oy hakkı kazandırmak icin hayatlarını riske atmaktan kacınmayan cesur, başarılı ve genc eylemci Alice Paul ile Lucy Burns ’un oykusu anlatılıyor. Fimde Alice Paul ’u Hilary Swank, Lucy Burns ’u ise Frances O ’connor canlandırıyor.
5. Kahire 678 (Cairo 678, 2010) Kahire 678 toplumun farklı kesimlerinden cinsel istismara maruz kalmış uc kadının verdikleri mucadeleyi anlatıyor. Gercek hikayelerden yola cıkılarak hazırlanan filmin cekilmesinden uc yıl sonra cinsel taciz anayasada suc olarak kabul edilmiş.
6. Biri Şarkı Soyler, Diğeri Soylemez (One Sings, The Other Doesn ’t, 1977) Fransız Yeni Dalga ’nın en onemli yonetmenlerinden biri olan ve 1970 ’li yıllarda, Fransa ’daki kadın hareketinden beslenen Agnes Varda, Biri Şarkı Soyler, Diğeri Soylemez filminde birbirinden farklı iki kadının dostluğunu anlatmakla kalmıyor, 70 ’lerde kurtaj hakkı icin verilen mucadeleye de dikkat cekiyor. Ucuncu kez hamile kalan Pomme ve kurtaj sorununu cozmesi icin ona yardım eden Suzanne ’ın dostluğunu konu alan filmde, liseye giden ve asi bir kız olan Pomme, kocası intihar eden Suzanne ile arkadaş oluyor. Birbirleri ile iletişimlerini kaybettikten 10 yıl sonra tekrar buluştuklarında ise. Pomme seyirci karşısına kendi halinde bir şarkıcı, Suzanne ise ciddi bir topluluk gorevlisi olarak cıkıyor.
7. Frida (2002, Biyografi, Julie Taymor) https://www.youtube.com/watch?v=bICw-CyYJkU
18 Yaşındayken gecirdiği trafik kazası nedeniyle yatağa bağımlı olan ve o donemde acılarını hafifletmek icin resme başlayan Meksikalı ressam Frida Kahlo‘nun sanat ve yaşam mucadelesinin beyaz perdeye yansıtıldığı Frida filmi, 6 dalda Oscar ’a aday olup ikisini kazandı. Kazanın ardından vucudunun buyuk bir bolumu alcıya alınan ve 32 ameliyat geciren sanatcı, annesinin yatağının tavanına astığı, “gunduzlerin ve gecelerin celladı” dediği aynasına bakarak ceşitli otoportreler yaptı. Ona kazadan daha fazla acı yaşatansa Meksikalı Mikelangelo olarak bilinen ressam Diego Rivera oldu. Evlilikleri “fil ile guvercinin evliliğine” benzetilen ciftin tek ortak noktası resim değildi. Her ikisi de donemin politik hayatının etkin isimlerindendi. Hatta ulkesinden surgun edilen Lev Trocki, eşi ile beraber bir sure Meksika ’da ciftin yanında kaldı. Ancak Trocki ve Frida ’nın ilişki yaşadığı iddiaları bu ziyaretin kısa kesilmesine neden oldu. Frida, 13 Temmuz 1954 ’te akciğer embolisi nedeniyle hayatını kaybettiğinde henuz 47 yaşındaydı. “Ben hayatımda uc şeyden vazgecemem. Birincisi aşkım Diego, ikincisi sanatım, ucuncusu ise Komunist Parti” diyen Frida, geride 55 ’i otoporte olmak uzere 143 tablo bıraktı. Boylesine dolu bir yaşamın hakkını vererek cekilen film 2002 yapımı. Sıradışı guzelliğiyle ezber bozan Frida ’ya can verense Salma Hayek.
8. Demir Leydi (The Iron Lady, 2012) 1982 ’de Arjantin ’in Falkland ve Guney Georgia Adalarını işgal etmesi ile başlayan Falkland Savaşı ’nda yaşanan krizi odak noktasına alan film, İngiltere ’nin Demir Leydi lakaplı başbakanı Margaret Thatcher ’in erkek hegemonyası altında, sınıf ve cinsiyet mucadelesi icinde verdiği guc savaşını anlatıyor. Avrupa ’nın ilk kadın başbakanı Thatcher ’ı ve yaşananları beyazperdeye taşıyan filmde, Demir Leydi ’yi Meryl Streep canlandırıyor. 20. yuzyılın en etkili ve unlu kadınlarından Thatcher, erkek egemen bir dunyada, sınıf ve cinsiyet engellerini cokerten bir kadın olarak bilinmesinin yanı sıra, aldığı sosyal ve politik kararlar yuzunden hayli sert eleştirilere maruz kalmıştı…
9. Kaldırım Sercesi (La Môme, 2007) Marion Cotillard ’ın performansıyla Oscar, Altın Kure ve Bafta odullerini kucakladığı, Fransa ’nın en sevilen sanatcılarından Edith Piaf ’ın yaşamının konu edildiği “Kaldırım Sercesi” Piaf ’ın yaşamı kadar renkli, huzunlu ve masum. İnanılmaz şarkıları ve sesiyle sadece Fransa ’yı değil dunyayı kendisine hayran bıraktıran Kaldırım Sercesi ’ni Cotillard, hakkını vererek oynamış. İlk kez Berlin Film Festivali ’nde gorucuye cıkan film, 2008 BAFTA Odulleri ’ni aktris, kostum tasarımı, film muziği, makyaj ve sac olmak uzere dort dalda alarak en fazla odul alan film oldu.
10. Saatler (The Hours, 2003) Feminist yazar Virginia Woolf ’un hayatından ve başyapıtı Mrs.Dalloway ’dan yola cıkılarak yazılmış kitabın, sinemaya nefis bir şekilde uyarlanmış hali “Saatler”, guclu bir kadroya sahip. Başrolleri Nicole Kidman, Julianne Moore ve Merly Streep ’in paylaştığı filmde, ozellikle Nicole Kidman ’ın performansı cok konuşuldu. Hatta film icin buyuk bir değişim yaşayan oyuncu en iyi kadın oyuncu odulune layık goruldu. Bir yazar, bir okuyucu ve bir karakter uzerine kurulan kitabın fevkalade bir bicimde filme aktarıldığı Saatler, duşuk bir butce ile cekilmesine rağmen buyuk başarı kazandı.
11. Tehlikeli Guzellik (Dangerous Beauty, 1999) Kadınların cok az hakları olduğu ve onlara birer mal gibi davranıldığı zamanlarda, bir kadın hakkı olmayan her şeyi elde etmek ister. Aslında tek arzu ettiği aşktır fakat 16 ’ıncı yuzyılda kadınların buna bile hakkı yoktur. Ozgur ve durdurulmaz ruhu erkeklerin hegomenyasını kendi lehine kullanmayı başaran cok az kadın gibi dize getirmeyi oğrenir. Adı Veronica Franco`dur.
1998 yapımı bu film 2002 ’de ulkemizde gosterime girdi ve izleyiciler tarafından 9.1/10 (22 oy) puana layık goruldu.
12. Coco Chanel ’den Once (Coco Before Chanel, 2009) Madem her alanda mucadele vermiş emekci kadınlardan bahsediyoruz, dişiyle tırnağıyla kendisine isim yapmış, kendisinden sonra bile dunya markası haline gelen adını koruyan modanın en onemli isimlerinden Coco Chanel ’i unutmamak lazım. Chanel ’i filmde Amelie filminden tanıdığınız Audrey Tautou canlandırıyor.
13. Amelia (Amelia, 2009) Baştan uyaralım Amelia ’yı, Fransız yapımı, romantik komedi Amelie ile karıştırmayın. Atlas Okyanusu ’nu ucakla tek başına gecen ilk kadın pilot Amelia Earhart ’ı konu alan filmde, 1937 yılında ucakla cıktığı dunya turunda kaybolan Amelia ’yı yetenekli oyuncu Hilary Swank canlandırıyor. Film, yaptığı cesaret abidesi ucuşlarıyla unlenen, 1937 yılında Pasifik Okyanusu ’nun uzerinde dunyayı turlamak icin yola koyulan ve daha sonra kayıplara karışan Amelia Vidal ’ın hayatı ve Ewan McGregor ’ın canlandırdığı Gene Vidal ile olan aşkının uzerine kurulu.
14. Papa Joan (Die Päpstin, 2009) Vatikan ’ın yuzkarası olarak gorulen ve varlığı tarihten silinmeye calışılan kadın papa Joan ’un, Katolik kilisesini yuzyıllardır rahatsız eden hikayesi de beyaz perdeye yansıdı. Oldukca zeki bir kadın olan ve kendisini erkek olarak tanıtan Joan, iki seneyi aşkın papalık tahtında oturdu. Ta ki 9 ay boyunca gizlemeyi başardığı hamileliği ortaya cıkana kadar… 855 yılında, Aziz Petrus Kilisesi ’nin dışında yapılan bir toren sırasında sancıları tutan Joan ’un, bu olaydan sonra başına neler geldiği konusunda ceşitli rivayetler bulunuyor. Bazı kaynaklarda ofkeli kalabalık tarafından parcalandığını, bazılarında da Roma sokaklarında atlara bağlanarak suruklendiği yazıyor.
15. Rosa Luxemburg (Rosa Luxemburg, 1986) Polonya doğumlu Alman marksist politika teorisyeni, filozof ve devrimci Rosa Luxemburg ’un hayatını anlatan dram filmini Margarethe von Trotta yonetti. Daha kucuk yaşlarda sosyalizmle tanışan ve bu uğurda mucadele eden, hayatını marksist devrime adayan bu eşsiz kadını Barbara Sukowa canlandırıyor. Filmin oyuncu kadrosu ise şoyle: Adelheid Arndt, Barbara Sukowa, Daniel Olbrychski, Otto Sander
16. Vecide (wadjda, 2014) Suudi Arabistan ’ın başkenti Riyad yakınlarında yaşayan, muhafazakar bir cevrede buyumesine rağmen eğlenmeyi seven, kendisine sunulan sınırları hep zorlayan 10 yaşındaki bir kız cocuğunun hikayesini konu alan film, 2014 yapımı. Kendisini kız olduğu icin aşağılayan arkadaşlarından Abdullah ’ı bisiklet yarışında yenmeyi kafasına koyan Vecide, bir kızın bisiklete binmesinin uygunsuz olacağına inanan annesine inat yeşil bir bisiklete sahip olmanın hayalini kurar. Birincilik odulu 1000 riyal olan Kur ’an okuma yarışması onun hayaline bir adım daha yaklaşmasına sebep olur. Tabii yarışmayı kazanmak icin de zorlu bir mucadele vermesi gerekir.
17. Persepolis (Persepolis, 2007) Marjane Satrapi ’nin aynı ismi taşıyan ve cizgi roman olarak yazılmış otobiyografisinin sinemaya uyarlanmasıyla yapılmış animasyon filmi Persepolis, ABD ’de Aralık 2007 yılında gosterime sunuldu. 95 dakikalık film, 7 milyon 300 bin dolarlık butceyle, Fransa ’da yapıldı. Siyah-beyaz olarak ve orijinal kitaba sadık kalınarak yapılan Persepolis, İran İslam Devrimi ’ni, işlek bir zekaya ve korku tanımayan bir yureğe sahip olan dokuz yaşındaki Marjane ’nin gozunden anlatıyor. 2007 yılında Cannes Film Festivali ’nde Juri Odulu alan filmde, Şah ’ın devrilmesine destek verilmesinin ardından, radikal İslamcı kesimin politik gucu elde etmesiyle beraber kişisel hakların daraltılması, kadınlara kara carşaf giyme zorunluluğu getirilmesi, muhaliflerin susturulması ve bircok kadının hapsedilmesi gibi olaylar işleniyor.
18. Agora (Agora, 2009) O, tarihin gorduğu en etkileyici ve ilgi cekici kadınlardan biriydi. Hem belinden aşağıya kadar uzanan sarı saclarıyla goz kamaştıracak, nefes kesecek kadar guzel, hem de adını matematikci, filozof ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki bir kadın. Ve ne trajiktir ki olumuyle bile unutulmayacak bir kadın. Uzerine cullanan onlarca erkeğin darbeleriyle son nefesini veren, cesedi sokaklarda suruklenen ama ne olursa olsun tarihin unutulmazları arasına giren bir kadın.
19. Kadının Fendi (Made in Dagenham, 2011) Calendar Girls ve A Lot Like Love filmleriyle tanıdığımız yonetmen Nigel Cole, yeni filminde Sally Hawkins ’e tek kişilik bir şov sunma imkanı vermiş. Yan rollerde Bob Hoskins ve Andrea Riseborough gibi isimleri de izleyebileceğimiz film sosyal adaleti ele alan neşeli ve dokunaklı bir İngiliz komedisi… Kadının Fendi, gercek hayattan esinlenip feminist bir ittifakı anlatırken izleyicileri kahkaha tufanına surukluyor. 1968 yılında, İngiltere ’deki bir Ford fabrikasında gecen filmde cesur bir grup kadın guc birliği yapıp adalet icin ayaklanıyor. Mucadelenin gayesi, cinsel ayrımcılığın onunu keserek erkeklerle eşit kazanc ve haklar elde etmek. Hayatları mutfakla fabrika arasında gecen, işci sınıfına mensup sıradan kadınlar patronlarına, kocalarına ve devlete karşı durmak zorunda kalıyor, ama sonunda amaclarına ulaşıyorlar.
20. Sanık (The Accused, 1988) Jodie Foster ’ın Sarah Tobias roluyle odul aldığı, gercek bir hikaye uzerine kurulu Sanık, etkileyici mahkeme sahnelerine sahip. Film bir barda uc kişinin tecavuzune uğrayan Sarah ’In , tecavuzculerin aldıkları hafif cezaya karşı verdiği mucadelede gecmişinin problem olmasını konu alıyor.
21. Tek Başına (North Country, 2005) Akademi Odulune aday gosterilmiş olan ve gercek hayattan uyarlanan film, bir madende calışan kadının şehirdeki ilk cinsel taciz davasını acmasını konu alıyor. Niki Caron ’un yonettiği filmin başrolunde bu filmdeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Akademi Odulu ’ne aday gosterilen Charlize Theron bulunuyor. Oyuncu kadrosunda Sissy Spacek,Frances McDormand ,Sean Bean,Richard Jenkins ve Woody Harrelson ’un bulunduğu film gişelerde cok ustun başarı getirmemesine rağmen, Rotten Tomatoes ’de 69% aldı.
22. Annem Hakkında Her Şey Todo Sobre Mi Madre, 1999) Pedro Almodóvar tarafından yazılan ve yonetilen 1999, İspanya-Fransa ortak yapımı komedi-dram filminde, AIDS, eşcinsellik, inanc, varoluşculuk gibi pek cok konuya değiniliyor. Madrid ’te yaşayan ve yalnız bir anne olan Manuela, henuz 17 yaşındaki oğlunun doğum gununde hayatını kaybetmesine tanık oluyor. Başarılı bir yazar olmayı ve bir gun babasının kim olduğunu bulmayı umit eden oğlunun gunluğunu okuyan Manuela, Barcelona ’ya gidip oğlunun babasını aramaya başlıyor. İspanyol sinemasının dahi yonetmeni Pedro Almodovar ’ın uluslararası arenada da buyuk yankı uyandıran, hatta Oscar kazanan yapıtı hem huzunlu hem eğlenceli…
23. Moskova Gozyaşlarına İnanmıyor (1987, Moskva Slezam Ne Verit) Hikayesi 20 yılı aşkın bir sureyi kapsayan filmde, uc kadının genc kızlıktan orta yaşlarına gelmeleri, hayatlarına yon veren onemli olayların eşliğinde anlatılıyor. Bu yolculuğu izlerken de Sovyetler Birliği ’nde sıradan insanların gunluk yaşam akışına tanık oluyoruz. Hikayenin merkezinde olan kadınlar aslında Moskova ’lı değiller ve yurt benzeri bir yerde yaşıyorlar. Kadınlardan ozellikle biri, evlilik yoluyla sınıf atlamak konusunda kararlı ve ana olaylar da bu hikaye etrafında donuyor…
24. Alice Artık Burada Oturmuyor (Alice Doesn ’t Live Here Anymore, 1974) Dul kaldıktan sonra oğlu ile yeni ve zorlu bir yaşama doğru yola cıkan Alice ’in hayatını konu alan film pek cok odule layık goruldu. Kırsal kesimde gecen ve gercek yaşamdan kesitler sunan film, Akademi Odullu 1974 yapımı filmde rol alan, Ellen Burstyn ’e En İyi Kadın Oyuncu Akademi Odulu ’ne, Diane Ladd En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Odulu ’ne, Robert Getchell ise En İyi Ozgun Senaryo Akademi Odulu ’ne aday gosterildi. Film ayrıca BAFTA En İyi Film Odulu ’nu kazandı. Martin Scorsese ’nin Oscar ’a aday olamasa bile BAFTA ’ya aday gosterildiği filmin yonetmenliğini Martin Scorsese, senaryo yazarlığını ise Robert Getchell yaptı.
25. Peki Şimdi Nereye? (Where Do We Go Now?, 2011) 2007 yılında cektiği ilk filmi Karamel ’in dunya capındaki başarısından sonra oyuncu Nadine Labaki, yapımcılığını, senaryosunu, yonetmenliğini ustlendiği ayrıca rol aldığı ikinci filmi Where Do We Go Now?, 2011 Cannes Film Festivali ’nde beğeniyle karşılandı, Toronto Film Festivali ’nden de Halk Odulu ile dondu. Ortadoğu ’nun diken ustundeki coğrafyasında dinsel catışmalara ve savaşın anlamsızlığına kadınların zeki ve pratik cozumleriyle cevap veren Labaki kamerasını Lubnan ’da hicliğin ortasında kucuk bir koye ceviriyor. Savaş sonrası Musluman-Hristiyan ayrımı yapmadan yaşamaya devam eden koyluler catışma haberlerinin gelmesi uzerine birbirlerine duşman kesilmeye başlıyor.
26. 5 ’ten 7 ’ye Cleo ( Cléo de 5 à 7, 1962) Fransız Yeni Dalga sinema akımının yegane kadın yonetmeni Agnès Varda imzalı feminist klasik Beşten Yediye Cleo Modernist, Avrupa sinemasının en guclu orneklerinden birini temsil ediyor. Kentli bir kadının olum ve hastalık korkusunu, ozgun bir zaman ve mekan anlayışı ve sinema diliyle anlatan Varda, yeni dalga gibi sinemayı yenileştiren bir akım icinde kadınların sinemasına yepyeni bir pencere acıyor. Cléo Beşten Yediye 1962 Fransa – İtalya ortak yapımı dramatik bir film. Siyah beyaz cekilmiş olan film on uc episoddan oluşuyor. Dış cekimlerde belgesele yakın bir anlatımla gosterilen Paris ’in sokakları ve mekanları, Cléo rolundeki Corrine Marchand ’in olağanustu oyunculuğu, Agnès Varda ’nın Yeni Dalga ’ya ozgu varoluşcu sinematografik anlatımı, Michel Legrand ’ın yerli yerinde muziği filmi unutulmaz yapan diğer etkenler.
27. Cesaret (Difret, 2014) 87. Oscar odullerinde Etiyopya ’nın resmi adayı olan film, Berlin ve Sundance ’den odullerle donerken, Locarno ’ya da konuk oldu. Başrollerinde Meron Getnet, Tizita Hagere ve Rahel Teshome ’u izlediğimiz bu carpıcı hikayenin yonetmen koltuğunda ise, Zeresenay Mehari oturuyor. Kendisiyle evlenmek isteyen adam tarafından kacırılan 14 yaşındaki Hirut ’un ozgurluğunu geri almak icin cabasını konu eden film, Etiyopya ’da geciyor.
28. Julia (Julia, 1977) Yonetmenliğini Fred Zinnemann ’ın ustlendiği 1977 yapımı dram, uc ayrı dalda Oscar aldı. İki kadın arasındaki omur boyu suren dostluğu konu alan julia, 1930 ’ların başında geciyor. Jane Fonda ’nın canlandırdığı Lillian Hellman sevgilisi Dashiell Hammett ’ın da yardımı ile oyun yazarı oluyor. Cocukluk arkadaşı ve varlıklı bir kadın olan Julia (Vanessa Redgrave) ise sahip olduklarını ardında bırakarak, idealleri uğruna Nazi rejimine karşı savaşıyor. Lillian, hayati risk taşıyan bir gorevi arkadaşı icin kabul ediyor.
29. Cığlıklar Ve Fısıltılar (Cries and Whispers, 1972) İsvec ’in dunya sınamasına armağan ettiği efsanevi yonetmen Ingmar Bergman ’ın imzasını taşıyan film, Bergman ’ın tum filmlerinde olduğu gibi ‘insan ’ uzerine onemli cıkarımlarda bulunuyor. Filmde uc kız kardeşten en buyukleri olan Agnes, kendisini diğer insanlardan izole eden sessiz malikanesinde son gunlerini yaşıyor. Agnes buyuk acılar icinde olumu beklerken, kız kardeşleri onunla yeterince empati kuramıyor. Agnes kendi evlilik hayatlarının icine gomulmuş, kendi sorunları ile uğraşan kardeşlerinden cok, yardımcısı Anna ’dan sevgi goruyor. Bu surecte kadınların sırları tek tek su yuzune cıkıyor. Oyle ki iclerindeki fısıltılar bir sure sonra cığlıklara donuşuyor.
30. Mavi En Sıcak Renktir (La vie d ’Adèle, 2013) Yonetmenliğini Abdellatif Kechiche ’in ustlendiği, romantik dram turundeki 2013 yapımı Fransız filmi, Julie Maroh ’un Le bleu est une couleur chaude isimli cizgi romanından beyaz perdeye uyarlandı. Kızların erkeklerle cıkmasına cinsel ilgi yonunde kendini inandırmış bir genc kız olan Adèle ’in, kendi eşcinselliğini Emma ’da bulması ve devamında yaşadığı olayları konu edinen filmin ilk gosterimi 2013 ’te Cannes Film Festivali ’nde yapıldı. Film ekibi Cannes ’ten eli boş donmedi. Altın Palmiye ve FIPRESCI odullerinin sahibi Mavi En Sıcak Renktir, sinema tarihinde bir ilke sebep oldu. Yonetmen Kechiche ’e ek olarak filmin başrol oyuncuları Seydoux ve Exarchopoulos ’a da Altın Palmiye odulu verildi. Boylece ilk kez bir yonetmenin yanında oyuncular da Altın Palmiye almış oldu.