
Sonuna geldiğimiz bu yıl coğu insan icin oldukca meşakkatli gecti dersek yanlış olmaz. Bu gercekliğin psikolojik tedavi goren kimselerin en sık danıştığı konulara yansıdığını da acıkca gormek mumkun.
Bu sene psikolojik sağlık endişesiyle bircok kişi destek almak icin psikoterapiye başvurdu ve bu harika bir gelişme! Dunya capında psikolojik tedaviye pek onem verilmediğini ve bazı durumlarda gereksiz gorulduğunu goz onunde bulundurduğumuzda cok ciddi bir yol katedildiğini gorebiliyoruz. Şahısların danıştığı konular kendilerine ozel ve gizli tuttukları konular olsa da psikoterapi hekimleri belirli başlı konuları diğerlerinden daha sık duyduklarını dile getirdiler. HuffPost tarafından iletişime gecilen zihin sağlığı uzmanları, 2018 senesinde hastalarının en cok yakındığı meseleleri paylaştılar. Uzmanlar ayrıca bu meselelerle mucadele etmenin muhtemel yollarını da acıkladılar.
1. Anksiyete (Kaygı bozukluğu)
Gelecekle ilgili endişelerin yoğunlaşması, duygusal ve fiziksel baskı, sosyalleşme zorluğu, sorumluluk ve durumlardan kacma isteği gibi semptomlarla karşılaşılan kaygı bozukluğu tanısı koyulan hasta sayısının oldukca yukseldiği gorulmuş. Amerikan Psikoloji Derneği ’nin yayımladığı bir calışmaya gore, genc yetişkinlerde anksiyete daha cok acığa cıkıyor. Araştırmada stres faktorleri iş, para ve garip gelebilir ama guncel durumlar ve politika olarak saptanmış.
Los Angeles ’ta faaliyet gosteren Psikolog Patti Johnson, anksiyeteyle mucadele etmenin ilk adımının beklenmeyen ve kontrol edilemeyen durumların her zaman acığa cıkabileceğini kabullenmek olduğunu soyluyor. Hayatta beklenmedik surprizlerle karşılaşmamak icin bu muhtemel durumlara adapte olmak yapılacak en mantıklı yol. Psikolog Johnson, insanların anı yaşamak icin cabaladıklarında gelecekle ilgili kaygılarında ciddi derecede azalmalar gorulduğunu belirtiyor. Kaygı bozukluğu durumunda aralarından secim yapabileceğiniz uc farklı yol var. Bunlardan biri mevcut durumu kabullenmek ve duşunceleri uzaklaştırmaya cabalamak. İkinci bir secenek olarak durumu duzeltmek icin tam o an harekete gecmek. Ucuncusu ise daha komplike ve planlı bir şekilde durumun ustesinden gelmek ve belirlediğiniz hedeflere ulaşmaya cabalamak.
2. İş/hayat dengesi
Kuzey Carolina ’da Elev8 Psikoterapi Merkezi ’nde calışan bir psikolog olan Lauren Gross, insanların iş hayatlarını ve kişisel dunyalarını dengeleme cabası gosterirken her şeyi yapabileceklerini duşunmeleri gibi gercek dışı duşuncelere kapıldığını soyluyor. Bu durumun stres, depresyon ve kaygı bozukluğuna yol actığını ve insan ilişkilerine fazlasıyla zarar verdiğini belirtiyor. Gross, gunluk kişisel bakım, fiziksel aktivite, dışarıda vakit gecirmek, bir arkadaşla telefonda konuşmak ve duş almak gibi basit faaliyetler icin ayrılan zamanın insanı rahatlatabileceğini ve odaklanmasına yardımcı olabileceğini duşunuyor. Gunluk yaşanılan olaylarla ilgili not almanın da kaygı bozukluğunun yarattığı boğucu ve ezici hisleri uzaklaştırabileceğini soyluyor. Fakat kendinizi bir rutin havuzunda boğuluyor gibi hissedersiniz profesyonel yardım almanızda buyuk fayda var. Yardım almanız icin kuyunun dibine batmanız gerekmiyor.
3. Guncel politik olaylar
Evet, doğru. Guncel politik olaylar bircok insanı kasvetli bir ruh haline sokabiliyor. Psikolog Anna Poss, bu yıl politik ve siyasi olayların insanların kaygı bozukluğu semptomlarını tetiklediğini gorduğunu belirtiyor. Anna Poss ’un psikolojik hizmet sağladığı hastaların yuzde 69 kadarı yaşadıkları ulkenin geleceğini duşundukleri icin ciddi seviyelerde strese maruz kaldıklarını belirtmiş.
Poss, hastalarının coğunun, kendilerini guncel haberleri takip ederken ve sosyal medyada daha aktif faaliyet gosterirken bulduklarını gormuş. Bu durum da pek tabii hastaların rahatlamaya vakit bulamadığını ve kaygı bozukluğuyla sağlıklı bir şekilde mucadele etmelerini engellediğini fark etmiş. Psikolog Anna Poss “Zihinsel sağlığınız icin yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri ekranlarda gecirdiğiniz vakti kısıtlamak. Kendinizi bir sure haberlerden ve sosyal medyadan uzak tutun ve kişisel meselelere odaklanmaya caba gosterin.” diyor.
4. Cinsel saldırı
Ulkemizde ve dunyada sosyal medya gibi iletişim kanalları aracılığıyla daha sık duyma imkÂnı bulduğumuz cinsel saldırı ve cinsel taciz vakaları da psikoterapi goren hastalar tarafından dile getiriliyor. Cinsel danışman ve bir psikolog olan Kelifern Pomeranz, hastalarının yaşadıkları cinsel saldırı olaylarını daha rahat konuşabildiklerini soyluyor. Bunun yanı sıra yapılan grup terapilerinde bazı kişilerin daha once cinsel saldırı olarak tanımlanabilecek davranışlarda bulunup bulunmadıklarını sorguladıklarını soyluyor. Pomeranz, cinsel saldırı konusunda bilincin arttığını ve terapi goren hastaların buyuk bir kısmının cevrelerindeki cinsel saldırıya uğramış bireylerle nasıl sağlıklı etkileşime gecebileceklerini sorduklarını belirtiyor. Psikolog Pomeranz, hastalarının gecirdikleri travmaları sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri icin sosyal yardım almaları gerektiğini vurguluyor. İnsanların arkadaşlarıyla ve cevresindeki şahıslarla bu konuları acıkca konuşmasını cesaretlendiriyor. En onemlisi de eğer cinsel taciz veya cinsel saldırıya uğradıysanız ve akabinde yarattığı etkilerle mucadele etmekte zorlanıyorsanız profesyonel yardım almaktan cekinmeyin.
5. Sosyal medya ve teknoloji kullanımı
Psikolog Darin Bergen, terapi goren hastalarda sosyal medyayla olan ilişkilerini duzenleyemeyen ve hatta Netflix ve YouTube gibi sosyal mecralara bağımlı olup olmadıklarını sorgulayan kişilerle karşılaşmış. Cağımızın doğal bir getirisi olarak telefon ve bilgisayarlarımızda fazla vakit gecirmek olağan. Guncel bir calışma, insanların sağlığını etkilemeyecek derecede sosyal medya kullanımının gunde ortalama 30 dakika olduğunu gosteriyor.
Bergen, “Hastalarımı sosyal medyada gecirdikleri vakti ve bu platformlara harcadıkları enerjiyi duşunmeye sevk ediyorum. Bu mecralarda gecirdikleri vaktin hayatlarına sağladığı geri donuşu ve hayattaki hedeflerine olan etkilerini duşunmelerini istiyorum.” diyor. “Bu analizi yaptıklarında bazı hastalarım sosyal medya kullanımının hayatlarını etkilemediğini iddia ediyor. Bazıları ise hayatlarındaki hedeflerine erişmede buyuk bir engel olduğunu fark ediyor.”
Şu da bir gercek ki, kendinize ayırdığınız vakitte rahatlamak icin birkac bolum dizi izlemenin pek zararı olmayacaktır. Fakat ekranın başında kendinizi sorumluluklarınızı boş verip saatlerce Friends dizisinin eski bolumlerini izlerken buluyorsanız sosyal medya kullanımınızı gozden gecirmeniz gerekebilir.
6. Kendini başkalarıyla karşılaştırmak
Lisanslı zihinsel sağlık danışmanı Brie Shelly; Instagram ve Facebook gibi sosyal mecraların kullanımının, şahısların vucut ve hayat imajı konularındaki endişelerini tetiklediğini saptamış. “Hastalarım surekli başkalarının yaptıklarına gore hareket etme, gorunme ve hatta seyahat etme gibi baskılar hissettiklerini belirtiyorlar.” diyor Shelly.
Brie Shelly, sosyal medya baskısıyla mucadele etmek icin sizi bu yonde kotu etkilediğini duşunduğunuz kişileri takip listenizden cıkartmanın sağlıklı olacağını duşunuyor. Bunun yanında kullandığınız uygulamalar size iyi mi kotu mu hissettiriyor gozden gecirmelisiniz. Muhtemelen gecirdiğiniz vakti kontrol ettiğinizde olumlu gelişmelerle karşılaşacaksınız. Bu uygulamaları topyekÂn silmek de sosyal medya baskısından uzaklaşmanızda pozitif bir etki yaratacaktır. Vaktinizi meditasyon yapmak, kitap okumak gibi ruhunuzu dinlendirecek kişisel gelişim metotlarıyla değerlendirebilirsiniz.
7. İlişki problemleri
Cocuk, kadın ve aile psikoloğu Fran Walfish ’in hastaları, birlikte oldukları kişilerle yaşadıkları sorunları pek sık dile getirmiş. Walfish bu tarz meseleleri aşmak icin duzgun ve sağlıklı iletişimin kilit nokta olduğunu soyluyor.
Meselede taraflara duşen kısımları kabullenmek ve eğer ihtiyac varsa durumun soğuması icin biraz zaman vermek gerektiğini oneriyor Psikolog Fran Walfish. “Ardından partnerinizin soylediklerini bolmeden sorunlarını ve neyin iyi hissettirmediğini anlatmasına izin verin. Bir eleştiride veya yakınmada bulunacaksanız da karşı tarafı incitmekten kacınacak ifadeler kullanın. Bu sayede partneriniz kendini savunmak zorunda hissetmeyecek ve daha acık bir tartışma ortamı yaratabileceksiniz.” Konu dışına cıkmadan iletişim kurmaya da ozen gostermek gerekiyor. Dev bir liste yapıp uzerinden cokca zaman gecmiş olayları masaya yatırmaya kalkarsanız sonucları vahim olabilir. Walfish iletişim sırasında ortamı yumuşatmak icin bazen mizahın da kullanılabileceğini soyluyor. Gulmek ortamı yumuşatmakla kalmayıp konuşmanın stres ve baskısını azaltacaktır.
8. Keder, uzuntu ve dert
Psikolog Janika Joyner, “Bu sene icinde cocuklarını ve başka aile fertlerini kaybeden hastalarla calıştım. Bunun gibi kayıplar insanlar icin mucadele etmesi zor durumlar.” diyor. Yakın birinin kaybını normalleştirmek icin o kişiye ait yuzuk, kalem gibi bir parca eşyayı kullanmak veya evde kaybedilen kişiye ait bir fotoğrafı sergilemek sağlıklı olabilir. Yas, herkesin tecrube edebileceği doğal ve psikolojik bir surectir. Sevdiğiniz birini kaybettiyseniz her zaman guclu olmanıza gerek yok. Hissettiklerinizi sağlıklı bir şekilde dile getirmeye gayret gosterin.
Tekrar tekrar belirtmekte fayda var: Gerekirse ve ihtiyac duyuyorsanız psikolojik destek alın. Hicbir toplumsal baskı ve onyargı sizin zihinsel sağlığınızdan onemli değil. Sağlıklı ve mutlu yeni bir yıl diliyoruz.
Kaynak: 1