Kaygı ve heyecan arasında cok ince bir cizgi var. Fizyolojik olarak neredeyse iki olgu da birbirine benziyor. Her ikisinde de kalp atış hızımız yukseliyor, avuc iclerimiz terliyor ve gergin hissediyoruz. Bu semptomların hepsi sinir sisteminin fazla uyarılmasından kaynaklanıyor. İster bir randevuya hazırlanın ister topluluk onunde bir konuşma yapın, hissedilen fiziksel duyumlar birbirine cok benziyor. Uzmanlara […]
Kaygı ve heyecan arasında cok ince bir cizgi var. Fizyolojik olarak neredeyse iki olgu da birbirine benziyor. Her ikisinde de kalp atış hızımız yukseliyor, avuc iclerimiz terliyor ve gergin hissediyoruz. Bu semptomların hepsi sinir sisteminin fazla uyarılmasından kaynaklanıyor. İster bir randevuya hazırlanın ister topluluk onunde bir konuşma yapın, hissedilen fiziksel duyumlar birbirine cok benziyor. Uzmanlara gore heyecan ve kaygı arasındaki fark, duyguları nasıl yorumladığımızla ilgili. Coğu zaman heyecanı surekli olumlu duygularla, kaygıyı ise olumsuz duygularla ilişkilendiriyoruz. Fakat olumsuz duygularla ilişkilendirdiğimiz kronik kaygı; hayatın her alanını etkileyerek bize zarar verebiliyor. Bu iki duygu da birbirine cok benziyorsa neden kaygıyı heyecana cevirmiyoruz? Son yapılan bilimsel calışmalar kaygı ve heyecan sureclerini yonetebilmenin ruh ve beden sağlığını olumlu yonde etkilediğini gosteriyor. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Gelin detaylara birlikte bakalım.
Daha pozitif hissetmenizi sağlayacak bazı tuyolar icin pozitif olmanın yolları iceriğimizi okuyabilirsiniz!
Kaygı, yaşamın ayrılmaz bir parcası. Orta duzeyde hissedilen kaygı, bir tehlike anında hızlı karar vererek sorunun kısa surede cozulmesini sağlıyor Gunluk hayatta hissedilen hafif kaygılar coğu zaman iş yaşamında performansın yukselmesine neden olacak kadar iyi bir duygu.
Ancak bu kaygılar baş edilebilir duzeyde olmalı. Aşırı kaygı nedeniyle iş/okul hayatı ya da sosyal ilişkiler zedelenmeye başladığında normal olmayan bir kaygı yaşıyor olabilirsiniz. Boyle anlarda kaygıyı “heyecana” donuşturerek duyguları yonetebilmeniz mumkun Kucuk bir değişiklik gibi gorunse de araştırmacılar, duygularımızı yeniden adlandırmanın guven seviyemizi ve performansımızı onemli olcude etkilediğini belirtiyor.
Hissedilen duyguları yeniden adlandırmak, kendimize yalan soylediğimiz anlamına gelmiyor Cunku heyecan neyin yanlış gidebileceğine değil, neyin iyi gidebileceğine odaklanan pozitif bir duygu. Son yıllarda yapılan calışmalar, kaygı hissedildiği anda bu duyguyu heyecana cevirmenin iş yaşamındaki performansı yukselttiği gosteriyor. 2014 yılında Harvard Universitesi ’nde kaygının tekrar değerlendirilmesi uzerine bir calışma yapıldı. Araştırmaya dahil olan katılımcılardan sadece şarkı soylemeleri istendi. Şarkı soylemeye başlamadan once bir grup ne kadar heyecanlı olduğunu diğer grup ise kaygılı olduklarını dile getirmişti. Bu sırada katılımcıların fiziksel semptomları ve stres seviyeleri bilgisayar aracılığı ile olculuyordu. Sonuc herkes icin şaşırtıcı oldu. Şarkı soylemeye başlamadan heyecanlı olduğunu sozlu olarak ifade eden katılımcılar daha iyi performans sergilemişti. Harvard Universitesi ’nde yapılan bu calışmanın benzerleri dunyanın farklı noktalarında uzun zamandır yapılıyor. Bu araştırmaların da gosterdiği gibi, kaygı hissedildiği anda sadece perspektif değiştirerek fizyolojik tepkilerde belirgin bir fark ortaya cıkarabilirsiniz.
Kontrol ve etki: Kaygı nasıl heyecana cevrilir? Sokakta yururken size doğru ilerleyen bir araba gorduğunuzde elbette ki kaygılanırsınız. Boyle tehlikeli bir durumda hissettiğiniz kaygı, daha hızlı hareket ederek kacmanızı sağlar. O an kimse sizden kaygınızı heyecana cevirmenizi beklemez. Bu nedenle ilk adımda; iyi ve kotu kaygı arasında ayrım yapılması gerekiyor. Orneğin, bir iş goruşmesine gideceğimiz zaman kaygılanmaya başlarız. Ancak insan kaynakları uzmanı, fiziksel guvenliğimiz icin bir tehdit değildir. Uzmanlar, belirli bir tehlike olmadığı halde kaygılanmayı “sağlıksız anksiyete” olarak tanımlıyor. Boyle bir durumda kaygıyı heyecan cevirmek son derece guvenlidir. Sizi tehdit eden bir durum olmadığı halde kaygılanıyorsanız, duygularınızı yeniden adlandırarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.
Olumlu tersine cevirme, fiziksel ve zihinsel olarak kendinizi guvende hissetmenize yardımcı olur Orneğin, kalabalık bir topluluk onunde sunum yapmanız gerekiyor. Sahneye cıkmadan once kaygılı hissediyorsanız şoyle duşunebilirsiniz: “O kadar gerginim ki kesin anlatacaklarımı unutacağım ve herkese rezil olacağım.” Sadece perspektif değiştirerek bu senaryoyu tersine cevirebilirsiniz. Orneğin sunumdan once kendinizi şoyle telkin edebilirsiniz: “ Bu sunumun getireceği fırsatlar konusunda cok heyecanlıyım. Heyecanımı sunumu daha yuksek sesle yapmak icin kullanacağım.” Binlerce katılımcıyla yapılan araştırmaların gosterdiği gibi duşunceleri tekrar şekillendirmek kaygıdan kurtulmanın en kolay yoludur.
Başarıyı hayal edin ve sonucları kontrol etmeye calışmaktan vazgecin Kaygı genellikle kendimizi guvensiz hissettiğimizde veya kontrolu kaybettiğimizde ortaya cıkar. Bunu duzeltmek icin olumlu tersine cevirme yontemini kullanmaya başlayabilirsiniz. Kaygı bozukluğu bir kere ortaya cıktığında, olumsuz duşunceleri olumlu olanlara donuşturmek giderek zorlaşabilir. Bu nedenle kaygılı hissettiğiniz an, olası iyi sonuclara odaklanabilir ve kendinizi daha guvende hissedebilirsiniz.
Kaynak: 1 2