Elbet 7 kalemde bitmezler. Bu kahramanlar sadece biraz daha once cıkanlar, ayrılanlar. Ustelik hepsi de gundelik hayatımızdalar, hepsini en on sıradan izleme şansımız var. Bir Batman ’e, bir Superman ’e gore cok daha ulaşılabilir oldukları kesin. Bir de utanmadan gercekler, aramızdalar. Bazen goruyoruz, bazen gormuyoruz. Kimisi bakkal, kimisi taksi şoforu, kimisi okul/iş arkadaşı, kimisi patron, kimisi yanımızdan gecip giden o naif tebessum. Ama bizimleler. Uzatmadan bakalım mı kim bu kahramanlar?
1. Başlatanlar
Cesurlardır. Kendilerinden cok ortamdaki havayı ve zamanı onemserler. Kimsenin sormadığı o soruyu onlar sorarlar. Amacları goz onunde olmak, kendini belli etmek değildir. Amacları tam olarak herkesin sağlığı icin mevzuya girebilmektir. Sadede giden en kısa yola giriş biletlerini ucretsiz dağıtırlar. Coğunlukla sıkılgan ve sabırsız tiplerdir. Kendi zamanlarını iyi kullanabilmeleri icin, herkesin zamanını iyi kullanabilmeyi cok iyi oğrenmişlerdir. Ozellikle zeminlerin oyle kendiliğinden, doğallığında oluşmadığı o ortamlarda, başlatanlara borclu olduğumuz cok şey yok mu? İlla sohbet muhabbet değil burada bahsi gecen. Başlatmak her yerdedir, her an, her hangi bir şeyin başlamasına adaydır zaten.
2. Hazır olanlar
Heveslidirler. O buyuk arayışın peşinden suruklenip giderler. Acılan her kapıdan şoyle bir bakmak isterler. Kacırmak en buyuk kÂbuslarıdır. Bu sayede iyi arkadaşlardır. Ne aradıklarını unutur ve olanı yaşamaya başlarlar. Tam da bu yuzden onlar hep hazır olanlardır. Kendilerini onemsemek uzerinden hareketle donuştukleri şey, tam olarak kendileri haric herkesi onemsemektir. Onlar aslında hep hazır olmaya mahkûmdur. Cok da yorulurlar ustelik. Biraz duşunulduğunde, her an her şeye hazır olmanın actığı yolların, en sağlam dostluklara cıktığını gorebilirsiniz. Duğunden cenazeye kadar aklınıza gelen her anda ve duyguda vardır onlar. Onlar; aslında bizi hic bir zaman yalnız bırakmayan ve bırakamayacak olan buyuk yalnızlar.
3. Var olanlar
Gunluk yaşamınızın yedek kulubesinde dururlar. Orada olduklarını bilirsiniz, coğunlukla tanımazsınız, ya da isimlerini dahi zor hatırlarsınız. Ancak oyle bir varoluş halindedirlerki asla gormezden gelemezsiniz. Onlar sizi guvende hissettirenlerdir aslında. “Bir şey olsa, bir durum olsa” insanıdırlar. Yanlarına cok rahat gidebileceğinizi bilirsiniz. Bir şekilde size bu guveni hic konuşmadan verirler. Tam da bu yuzden sadece varlıkları bir cok konuda size dolaylı destek olmaları anlamına gelir. Bir nevi sigorta diyelim.
4. Şaşırtanlar
Bulunması en zor kahramanlardır. Tum rutininizi bir anda, kucucuk bir hareketle, neredeyse hic caba sarfetmeden, sadece kendileri olarak alt-ust ederler. Size kendinizle ilgili unuttuğunuz, sizi siz yapan şeyleri bir cırpıda acımasızca hatırlatır, kendinizi sorgulatırlar. Uzun zamandır goruşmediğiniz, ozlediğiniz bir arkadaşınızla kucaklaşmış gibi hissedersiniz. Kendinize, insanlara ve hayata olan inancınızı tazelerler. Şaşırmanın değerini hatırlatırlar. Hic farkında olmadan ve planlamadan dokunurlar, kayıtsız kalamazsınız. Yeni bir kırılım yaratma ihtimalleri vardır. Belki dedirtirler, keşke dedirtirler, hadi dedirtirler. Duymazdan gelemezsiniz. Bir yerlere gider, bir yerlerden donersiniz. Olduğunuz yerde kalıp gittiğiniz de olur, olduğunuz her yeri alıp gittiğiniz de. Onlar gitmeyi karıştırtırlar, afallatırlar. Şoyle bir kendinize gelirsiniz.
5. Farkedenler
İşte gercek gozlemciler. Tepeden tırnağa tum değişiklikleri farkederler, inanılmaz dikkatlidirler. Hayatı izlerler, sizi izlerler, kendilerini bile izlerler. İzlemiş olmak icin değil, hep daha iyi anlamak icin. Saygı uyandırırlar. Değerli hissettirirler. Otomatize ettiğiniz ne varsa birden anlamanızı sağlarlar. İstemdışı nefes aldığınızı bir an fark edip, paniğe kapıldığınız o sacma sapan an; tam olarak nefes alan bir makine olduğunuzu fark ettiğiniz o an, onların tetiklemesiyle gercekleşir. Refleksif yaptığınız ne varsa, aslında gayet onemli olduğunu hatırlamanızı sağlarlar.
6. Selamlayanlar
Selam vermek icin tanışmaya gerek duymayan insanlardır onlar. Kucuk bir tebessum dışında da hic bir beklentileri yoktur. Hatta coğunlukla onu bile beklemezler. Amac karşı tarafı anlık da olsa mutlu ederek mutlu olmaktır. Amac kendini biraz daha guvende hissetmektir belki, biraz coğalmaktır, biraz biz olmaya calışmaktır, cok değil. Onlar hep birazdır. Onlar tum bu şiirselliği hak eden, insana kendini ait hissettirebilenlerdir. Mesela insan kendini asansore ait hissedebilir mi? 🙂 Hic olmazsa selam verenlerden biri cıkıp gelirse, evet 4-5 saniyeliğine de olsa hissedebilir; ki asansorden tebessumle cıkmak, olası senaryoya iyi başlamak değil midir biraz?
7. Olmayanlar
Olmayanlar, sadece olmayarak sizi kahraman yaparlar. Onların da gucu budur. Yokluklarıyla oğretirler. Yokluklarıyla var olurlar. Olmazlar, şekillenmezler; ne hayata, ne de size gore. Oldurmaya calıştıkca guclenirsiniz, vazgectikce de eksilir; kimilerindeyse tam tersi. Olmayanları dengede tutamazsanız, kendiniz dengesiz olursunuz. Onlar kahraman değildir. Onlar sadece olmayanlardır. Korkarsanız, onunu alamazsınız. Zaten olmadıkları icin, her şeyden korkan birine donuşursunuz. O yuzden bırakın, onlar da eksik kalsınlar 😉