
İstanbul ’da yaşayan fotoğrafcı Alper Yeşiltaş, cocukluk yıllarında evlerinde bulunan analog makinelerle başladı fotoğrafcılık seruvenine. İlk fotoğrafcılık deneyimi ise 2003 yılında aldığı dijital fotoğraf makinesiyle başladı. Onceleri siyah-beyaz fotoğraflar cekti ve bir fotoğrafıyla odul kazandı. O gunden beri genellikle şehir manzaraları, sokak enstantaneleri, portreler ve bazen de kavramsal işler ile fotoğraf alanındaki calışmalarını surduruyor.
Bazı şeyleri anlatabilmek icin kelimeler yetmez coğu zaman. Tum o duşunceler bir fotoğrafta, bir heykelde, bir tabloda, bir notada toplanır ve ancak o zaman en iyi şekilde ifade edilebilir. Fotoğrafcı Alper Yeşiltaş da Okuma-Yazma uzerine yaptığı fotoğraf calışmalarında yazma hakkındaki duşuncelerini Ercan Kesal ’ın etkileyici fotoğrafıyla bize en guzel şekilde aktarıyor.
Alper Yeşiltaş, bu fotoğrafta arkadaşı Erkan Avcı ’nın, yanmakta olan satırların arkasındaki dalgın yuz ifadesi ile “okumayı”, okuyan birini anlatmaya calıştı
Sonrasında ise “yazmayı” anlatmak isteyen sanatcı bunun o kadar da kolay olmayacağının farkındaydı
Yazı, insanoğlunun ancak arac kullanmayı ve belirli duzenekler oluşturmayı oğrendikten sonra keşfedebildiği
bir şeydi. O da yazmayı anlatabilmek icin once bazı duzenekler oluşturması ve bu duzenekleri kullanması gerektiğine karar verdi.
Bu fotoğrafta bir arkadaşının studyosunda deneme cekimleri yaptı ve artık bazı şeyler kafasında şekillenmeye başlamıştı
Birilerinin yazarak etrafını aydınlatmasının, tarihsel boyutta insanı karanlıktan aydınlığa goturen surecteki en onemli insiyatif olduğunu vurgulayabilmek adına siyah ve beyazı, yani karanlık ve aydınlığı fotoğrafa bir simge olarak yerleştirmeyi duşundu
Kafasındaki “yazar” resmine gore bir yazarın, bir masaya, bir daktiloya ve cok sayıda kitaba ihtiyacı olmalıydı
“Sorun şuydu ki, zihnimdeki goruntuyu yakalayabilmek icin fotoğrafın kadrajı bir miktar geniş tutulmak zorundaydı, dolayısıyla, masanın, kadrajı dolduracak boyutta ya da tercihen kadrajdan daha geniş boyutta olması gerekiyordu. Cekeceğim fotoğraftaki kadrajın dışı da en az ici kadar meşgul olacaktı.”
Zor da olsa bir marangoza ait tahtaların arasında kadraja uygun masa tablası bulundu…
“Masa tablası olarak kullanabileceğim boyutta bir tahtayı (4 metre genişliğinde ve 150 kg ağırlığında olduğu icin taşıması zor olsa da) studyo ile aynı sokaktaki bir marangoza ait tahtaların arasında bulabildiğim icin şanslıydım.”
Kadrajda gorunmeyecek ancak en onemli role sahip demir duzenek icin “Karakoy Perşembe Pazarı ’nda bununla ilgili ciddi mesai harcadık, bir atolyede saatlerce demir kestik” diyor Alper Yeşiltaş
“Şimdi de cekeceğim fotoğraftaki en onemli role sahip olacak, kadrajdan daha buyuk boyutta yapılacağı icin kadrajda gozukmeyecek, sağlam (kolayca bulunabileceği icin demir) bir duzeneğe ihtiyacım vardı. Karakoy Perşembe Pazarı ’nda bununla ilgili ciddi mesai harcadık (alt kattaki atolyede demir kestik).Kadrajdan daha buyuk olduğu icin kadrajda gozukmeyecek dev demir duzeneğim hazırdı. Studyoya getirip birkac saat uğraştıktan sonra sonunda kurmayı başardık.”
Kadrajda en onemli role sahip olacak ama gorunmeyecek duzenek artık hazırdı
Demir duzeneğin gorevi, kitapların farklı noktalarına asılabileceği ve asılı şekilde havada sabitlenebileceği, derinliği olan bir tavan oluşturmaktı
“Fotoğraf, yazarın zihnindeki soyut bir anın tasviri olacaktı. Kitapların, yeni kopan sert bir ruzgarın yerdeki yaprakları savurduğu şekilde hareket etmesi gerekiyordu. Tavanın bir derinliğinin olması bu nedenle onemliydi. Kitapları arka arkaya ekleyerek oluşturacağım hareketi, ozgurce belirleyebilecektim.”
Kitaplar, misinalar, cengelli iğneler ve duğmeler ile demir duzeneğin tavanına ceşitli yerlerden
asıldı.
Kadrajdaki nesnelerin sona yakın hali şu şekildeydi…
“Gerekli ayarlamaları yapmak icin fotoğraf makinesinin zamanlayıcısını kullanarak kendimi sayısız
kez cektim.
Gerekli ayarlamalar icin ise fotoğraf makinesinin zamanlayacısını kullanarak kendisini sayısız kez cekti
“Yazmanın” zihnindeki yansımasını bir fotoğrafa donuşturebilmek icin ihtiyac duyduğu duzeneği
kurmuştu Alper Yeşiltaş. Ercan Kesal ’ın verdiği eşsiz karşılık ile bu yansıma tamamlanmış oldu
Ayrıca fotoğrafcının Pencereler adlı fotoğraf serisi Bored Panda gibi bircok unlu icerik sitesinde yer aldı