Gunumuzde 3-6 yaş arasındaki cocuklar, oz guvenlerini geliştirmesi ve ebeveynlerinden ayrı kalmaya alışması icin anaokuluna gonderiliyor. Cocuklar bu okullarda yapıştırma, boyama ve kalem kullanma gibi faaliyetlerle ince motor becerilerini geliştiriyor. Aynı zamanda anaokulu oğretmenleri cocuklara belirli toplumsal değerleri oğretiyor. Okul oncesi eğitim her ne kadar yeni bir eğitim basamağı olarak gorulse de anaokulları 20. yuzyılın ilk yıllarında yaygınlık kazanmaya başlamıştı. O donemlerde okulda oğretilen değerler ve dersler bugunden cok farklıydı. Gelin 1950 ’li yıllarda anaokulu cocuklarına verilen dersler ve onlardan beklenen davranışlar neymiş birlikte bakalım…
1. Finans İyi bir finans bilgisi olmadan hayata tutunmak gercekten zor. Bu nedenle cocuklara butce yonetimi hakkında mumkun olduğu kadar erken eğitim verilmesi gerekiyor. Bu sayede onlar hayata daha hazırlıklı başlıyorlar. Bu anlayış bugun bize ne kadar doğru geliyorsa 1950 ’li yıllarda da o donemin insanlarına mantıklı geliyordu. Bu nedenle donemin anaokullarında butce yonetimine dair dersler bulunuyordu.
2. Sofra adabı 1950 ’li yılların anaokulu oğretmenleri sofra adabına cok fazla onem veriyordu. Bu nedenle butun cocuklar yemek saatlerinde “guzel yemek yemeye” teşvik ediliyordu. Bunun icin oğretmenler de cocuklarla birlikte yemeğe oturuyor ve oğrencilerden kendilerini taklit etmeleri isteniyordu.
3. Comlekcilik 1950 ’li yılların anaokullarında cocuklardan comlek yapmaları isteniyordu. Cunku comlek kiliyle oynamak, cocuklara yaptıkları eylemlerin belirli sonuclara yol actığını oğretiyor. Comlek yapmak aynı zamanda yaratıcı duşunceyi teşvik ediyor. Bu etkinliğin faydaları konusunda donemin oğretmenleri de hemfikirdi. Bu nedenle coğu anaokulunda oğrenciler comlek yapma etkinliğine katılıyordu.
4. Temiz tırnakların onemi Cocuklara nasıl temiz kalacaklarını gostermek kesinlikle onemlidir. Onlara anaokulu yaşlarından once de temizlik eğitimi verilebilir. 1950 ’li yıllarda faaliyet gosteren anaokulları ozellikle tırnakların temiz olması gerektiğine vurgu yapıyordu. Bazı cocukların karnelerinde “tırnaklarımı temiz tutarım” yazan bir madde dahi vardı. Belki de bu tırnak hassasiyeti o donemin yaşam koşullarının bir sonucuydu. Gunumuzdekinin aksine 1950 ’li yıllarda cocuk olanlar daha fazla acık alan etkinliklerine katılıyordu. Bu nedenle tırnaklarının altında surekli camur ve kir birikiyordu.
5. Meyve ve sebze uretmek Gecmiş donemlerde cocuklar oğretmenleriyle birlikte toprağa tohum ekiyordu. Bu etkinliğin cocuklar icin en iyi yanı, onlara gıda uretimini oğretmesiydi. Cunku cocuklar, yiyecekleri sadece ebeveynlerinin marketten satın aldıkları bir şey olarak goruyordu.
6. Dikiş Bugun anaokullarında cocuklara cok nadir dikiş eğitimi veriliyor. Hatta bu uygulamayı yapan okul yok denecek kadar az. Dikiş dikmek cocuklara sabrı ve belirli talimatları nasıl uyulacağını oğretir. Aynı zamanda motor becerilerinin gelişmesine de katkı sağlar. Bu nedenle dikiş, 1950 ’li yıllarda cocuklara oğretilen temel becerilerden biriydi.
7. Nezaket Nezaket genel olarak erdemli davranışlar arasında bulunur. Ancak bunun da otesinde bireyleri doğru ve iyi tercihler yapmaya yonlendirir. 1950 ’li yılların anaokulu karnelerinde “başkalarına karşı naziğim ve onlara yardım ediyorum” şeklinde bir madde bulunuyordu. Nezaket kurallarını oğrenen cocukların daha neşeli ve saygılı bireyler olacağı ongoruluyordu.
8. Yemek pişirmek Anaokulu oğrencilerine yemek pişirmeyi oğretmenin bircok faydası bulunuyor. Cunku bu eylem, cocukların akademik yaşamlarını olumlu yonde etkileyebilecek bilişsel yeteneklerinin gelişmesine yardımcı oluyor. Aynı zamanda cocukların motor becerilerini de olumlu yonde etkiliyor.
9. Arkadaş grubuyla bir enstruman calmak Bir muzik grubunun uyesi olmak eğlenceli olmanın yanı sıra cocuklara ekip calışmasının onemini oğretir. Aynı zamanda enstruman calmak cocukların motor becerilerini geliştirmeye yardımcı olur. Bu nedenle 1950 ’li yılların anaokullarında cocuklara en az bir tane enstruman calmayı oğretiyorlardı.
10. Okula yalnız yurumek Gunumuzde anaokuluna giden bir cocuğu yalnız başına sokağa gondermek cılgınca gelebilir. Hatta kucuk bir cocuğun ebeveyni olmadan okula gitmesi hic yaygın bir durum değildir. Ancak 1950 ’li yıllarda durum oldukca farklıydı. Oğretmenler, cocukların okula tek başına gidip gelmeleri icin ebeveynleri teşvik ediyordu.
11. Babalarının adını oğrenmek Bu madde size biraz tuhaf gelebilir. Cunku anaokulu seviyesine gelen bir cocuktan babalarının isimlerini bilmesi beklenir. Ancak 1950 ’li yılların dunyası cok farklıydı. O donemlerde erkekler calışmak icin şehir değiştirmek zorunda kalıyordu. Kadınlar ise ev temizliği ve cocuk bakımı gibi konularda sorumluluk alıyordu. Bu nedenle her cocuk annesiyle daha yakın bir ilişki kuruyordu. Donemin anaokulu karnelerinde cocukların işaretlemesi gereken maddelerden biri “babamın adını biliyorum”idi. Cocuklar babalarıyla daha az vakit gecirdikleri icin oğretmenler cocuklara babalarını unutturmamak icin ozel bir caba sarf ediyordu.
İlginizi cekebilir:
100 Yıl Once Okula Gitmek Nasıl Olurdu? 19. Yuzyıldaki Eğitim Anlayışını Ortaya Koyan İlginc Gercekler
Kaynak: 1