
Londra temelli fotoğrafcı, yapımcı ve sanatcı Ben Hopper “Natural Beauty” adını verdiği fotoğraf serisi ile buyuk yankı uyandırdı. Hopper, bu calışma ile gunumuz kadınlarını fazlasıyla etkisi altına alan standart guzellik algılarını kırarken bir yandan da vucut kıllarının neden “itici” olarak nitelendirildiğini anlamaya calışıyor.
1. “… Hassas bir cildim ve koyu renk vucut kıllarım var. Bu yuzden kendimi bildim bileli vucut kıllarımla ve onları tıraş etmekle ilgili problem yaşıyorum. Cildim tahriş oluyor ve kıllarım 24 saat icerisinde tekrar cıkmaya başlıyor. Onları tekrar tekrar almaktan bacaklarımı kanattığımı hatırlıyorum. Koltuk altı kıllarımı ne kadar alırsam alayım koltuk altım puruzsuz gozukmuyordu ve bundan utandığım icin tum yaz uzun kollu kıyafetler giyiyordum. O zamanlar ağdaya verecek param da yoktu. Umutsuzca arkadaşlarımınki gibi bir ten istiyordum, daha da onemlisi onların beni kabul etmesini, kendimi kabul edebilmeyi istiyordum. 15 yaşına geldiğimde annemden doğum gunu hediyesi olarak beni lazer epilasyon goturmesini istedim. Neyse ki annem bir feministti ve bize dayatılan bu guzellik algılarından nefret ediyordu. Bana ‘Hayır, vucudun doğal haliyle cok guzel. ’ dedi. 17 yaşındayken ilk ciddi ilişkim başladı ve beraber olduğum erkek beni, benim kendimi sevdiğimden daha cok seviyordu. Ben de radikal bir karar aldım, artık kendime ve vucuduma bu eziyeti yapmaktan vazgectim…” -Maya Felix, Aralık 2016
2. “Vucut kıllarımın nasıl gozuktuğunu merak ettim. Bence vucut kıllarını saklamamak insana guc veren bir şey. İnsanların sana dayattığı şeyi yapmamak kendini daha guclu hissetmeni sağlıyor. İnsanlar bana bakıp iğrendiklerinde bunu cok komik buluyorum. Onlara ‘Ah seni hassas zavallı şey, cok doğal bir şeyden rahatsız oluyorsun farkında mısın? ’ demek istiyorum. Koltuk altı kılları olan bir kadın gorduğumde aslında ne kadar seksi gozuktuğunu duşunuyorum. Bence o tarz kadınlar oldukca guclu ve seksi…” – Sophie Rose, Dovmeci, Ocak 2014.
3. “Vucut kıllarımı almanın bir zorunluluk değil bir secim olduğunu anladığımda vucudumu tıraş etmeyi bıraktım. Toplumun kılsız olmamızı beklemesi ve bizim bu beklentiyi karşılamaya calışmamız hem cok fazla zaman alıyor hem cok fazla enerji istiyor hem de ağdaya giden biriyseniz cok fazla para istiyor. Şans eseri bir kadın olarak doğduğum icin toplumun benden kılsız olmamı beklemesi resmen haksızlık. Cinsiyetimi ben secmedim…” – Charlot Conway, Mayıs 2018
4. “Vucut kıllarımı almayı iki sebepten dolayı bıraktım. İlki? Buna harcadığım zamandan oldukca sıkılmıştım. İkincisi ise zaman zaman yaptığım ve doğayla ic ice olduğum tatillerim. Tatiller sırasında vahşi doğadayken vucut kıllarımla uğraşmak yorucu bir hal almaya başlamıştı. Ben de boş verdim. Doğayla bu kadar ic ice olmak da bana farklı bir bakış acısı kattı…” – Kyotocat, Mart 2018
5.
6. “Hassas cilde sahip biri olarak 12 yaşından beri vucut kılları en buyuk kabusumdu. Esmer biriyim ve hep guneşli bir yerde yaşıyorum. Vucut kıllarımla yuzleşmeye ve kendimi olduğum gibi sevmeye karar verdim. Bu problemle yaşamaktan cok sıkılmıştım. Şimdi daha huzurlu hissediyorum. Secimlerimizden biz sorumluyuz, başkaları değil. Ve daha derin duşunursek vucut kıllarımı almamak ve kendimi boyle kabul etmek, bence benim feminen yonumu ortaya cıkarıyor. Kendimi doğayla daha derin bir bağ icerisinde hissediyorum…” – Martha Aurelia Gantner, Mayıs 2017
7. “Koltuk altı kıllarımı almayı 5 yıl, vucut kıllarımı almayı ise 4 yıl once bıraktım. 11 yaşından beri vucut kıllarımla uğraşmaktan cok sıkılmıştım. Sonra duşunmeye başladım. ‘Neden? Hepimiz bu kıllarla doğmuşken, bu tamamen doğal bir durumken neden onlardan kurtulmak icin bu acı dolu sureclere giriyoruz? Neden kılsız olmak daha feminenmiş gibi duşunuluyor? Neden vucut kıllarını pis bir şeymiş gibi goruyoruz? ’. Bunların hepsi toplumun kafamızın icine yerleştirdiği kalıplardan dolayı, bir anlamı bile yok. Yani benim icin bu kadar, daha fazla acı cekmeye ve doğal vucut kıllarımla uğraşmaya niyetim yok. Kendimi sevmeyi ve bu şekilde kabul etmeyi oğrendim…” – Sheila Santiago, Ocak 2018
8.
9.
10.