Her gun kadınların katledildiği, cinsel saldırıya ve şiddete uğradığı, aşağılandığı, eşit işe eşit ucret alamadığı, yok sayıldığı topraklar buralar. Ama sanmayın ki umutsuzuz. Aksine tum bu karanlık tabloya rağmen mucadele eden, yan yana duran, sesini yukselten kadınlar var. Ve sayıları da her gecen gun artıyor. Bu yuzden kadının olduğu yerde ‘umut ’ var diyoruz ve listemize bir de bu gozle bakmanızı tavsiye ediyoruz.
1. Kadınlar olmeye devam ediyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu, uzun suredir kadınlara yonelik şiddet, taciz ve tecavuz vakalarının cetelesini tutuyor. Soze, tablonun hic de ic acıcı olmadığını soyleyerek başlayalım. Son iki ayda erkek şiddeti nedeniyle oldurulen kadın sayısı 52. Yaralanan, tecavuze ve tacize uğrayan kadınlar da buna eklendiğinde rakam katlanarak artıyor.
2. Rakam değil, insan
Elbette bu olaylar yeni değil. Yıllardır kadın orgutleri “Kadın katliamı var!” diye bağırırken kulaklarını tıkayanlara, yeni gelmiş olabilir. Oyle ise yine İHD rakamlarından devam edelim. Sadece 2002-2013 yılları arasında katledilen kadın sayısı 4 bin 885. Bu rakam, “Kadın cinayetleri artmadı, gorunur oldu” diyenlere inat, tum ağırlığı ve soğukluğu ile orta yerde oylece duruyor.
Kadınlar bir rakamdan ibaret değil elbette. Hepsinin birer adı, hayatı var; vardı. Bu kadınların isimlerini oğrenmek isteyen Anıt Sayac‘a bakabilir. Şiddet cinayeti sonucu hayatını kaybeden kadınlar icin dijital bir anıt olan site, ulkemiz adına bir utanc tablosu aynı zamanda.
3. Her yer taciz her yer tecavuz
Ulkemizde oldurulmeyen kadınların şanslı olup olmadığı tartışmalı bir konu. Cunku kadınların bircoğu gundelik hayatında taciz, tecavuz ve şiddetle karşı karşıya kalıyor. Ozgecan Aslan‘ın katledilmesi sonrası Twitter ’da başlatılan #sendeanlat hashtag ’inin kısa surede binlerce taciz ve tecavuz vakasıyla dolması bunun en buyuk gostergelerinden biri.
Kısacası bu ulkede taciz, şiddet ve tecavuz olayları oldukca yaygın ve raporlara yansıyan rakamların cok ama cok ustunde. Bu raporların cok azında trans bireylerin yaşadıklarına yer verildiğini soylememize gerek yok sanırız.
4. Klişe ustune klişe
Ne zaman bir kadın cinayetinden ya da tecavuzden bahsedilse, ilk konuşulan kadının kendisi oluyor. Etek boyundan başlayan konuşmalar, “O saatte orada ne işi varmış?!?” klişesiyle devam ediyor.
Bunların sacmalığını anlatmak bizler icin zul. Bunun yerine kadın soz konusu olduğunda topluma sirayet eden zihniyeti, sembolleşmiş soylemler uzerinden hatırlayalım dedik. Okuyacaklarınız mide bulantısı yapabilir, uyaralım.
5. Mini etekler kovalasın sizi!
Nihat Doğan‘ın Ozgecan Aslan‘ın oldurulmesi sonrası attığı tweet ’i biliyorsunuz. Yaptığı ‘derin analiz ’ sonrası alkış beklerken tepkiyle karşılaşan Nihat Doğan ’ın o gunden sonra işleri rast gitmedi. Ancak işin trajikomik yanı Doğan ’ı en fazla eleştirenlerin, ağzından cinsiyetci kufur ve ifadelerin eksik olmadığı Ahmet Cakar, Erman Toroğlu gibi isimler olmasıydı.
6. Sosyal medyada konuşulmaz, ayıp
Bu ulkedeki pek cok kadının en buyuk korkusu oldurulmek, tacize ya da tecavuze uğramakken Sevda Turkusev‘in en buyuk korkusu kamu guvenliğinin bozulması. Katıldığı programlara “ama kamu guvenliği” cumlesi ile başlayıp “ama kamu…” diye bitirmesiyle meşhur kendisi.
İşte bu meşhur zat, #sendeanlat hashtag ’inin altında kadınların yaşadıklarını anlatmasını doğru bulmadığını attığı bir tweet ile cumle aleme duyurdu. Sağ olsun kadınlara doktora gidin diye de yol gosterdi. O kadınlara yol gosterirken gectiğimiz gunlerde calıştığı gazete de yol verdi kendisine. Neye niyet, neye kısmet Sevda Hanım.
7. Her derde deva: Pembe otobus/metrobus
Taciz ve tecavuzlerin kadınları kamusal alandan soyutlayarak azalacağını sanan zihniyet, Ozgecan cinayeti sonrası mesaisine geri dondu. Hatta bunun icin harika bir fikirleri vardı: Pembe otobus/metrobus.
Temcit pilavı misali ısıtılıp ısıtılıp kadınların onune konan pembe otobusu destekleyenlerin olduğunu bilmek yeterince acı. Neyse ki kadınlar bu hamleye pabuc bırakmayacak kadar antrenmanlı. Zira kadınların buyuk bir kısmı en yakınları tarafından olduruluyor, tecavuze uğruyor.
Bağımsız İletişim Ağı, Bianet‘te yer alan rakamlara gore gectiğimiz yıl 109 kadın ve kız cocuğu tecavuze uğradı, 140 kadın ve kız cocuğu da cinsel tacize maruz kaldı. Bunların coğunda saldırganlar genelde tanıdık erkekler, mekÂn da evdi. Mesele sadece otobus/metrobus değil arkadaş, sen hÂl anlamadın mı?
8. Benim bedenim, benim kararım
Devlet erkÂnının kadınlara bakışını ya da duşmanlığını listelemek istesek buradan Bağdat ’a yol olur. O kadar yol yapmayalım, birkac ornekle durumu ozetleyelim dedik. Ozdemir Asaf‘tan ilhamla “Butun siyasetciler hızla kirleniyordu, birinciliği Erdoğan ’a verdiler” diyelim kısaca.
Polisler tarafından darp edilen bir kadınla ilgili “Kız mıdır, kadın mıdır” yorumunu yaparken ki catallı sesi, dunmuşcesine hÂl kulaklarımızda cınlıyor. Katıldığı nikÂhlarda kadına uc, beş, Allah ne verdiyse şeklinde cocuk tavsiyesinde bulunmaktan cekinmeyen Erdoğan, ‘kurtaj cinayettir ’ soylemiyle kadın nefretinde cıta yukseltti. Ancak kadınlar kendisine cevap vermede gecikmedi: “Benim bedenim, benim kararım!”
9. Kadın dediğin kahkaha atmaz
Yaptığı cıkışlarla Tayyip Erdoğan‘ın tahtına aday olduğunu gosteren Bulent Arınc‘ı es gecemezdik elbette. Kadınların toplum icinde kahkaha atmasından hoşlanmayan Arınc, ‘vajina ’ kelimesini duyunca yuzu kızaranlardan. Bu sefer de ilhamımızı Can Yucel‘den alalım ve Arınc ’a bizim buralarda vajinaya, vajina dendiğini hatırlatalım.
10. Hamile kadın estetik değil! TRT ’de bir Ramazan programı… Unvanı tasavvuf duşunuru; adı Omer Tuğrul İnancer olan şahsın ağzından şu veciz cumleler dokuldu: “Hamileliği davul calarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Boyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden once estetik değil.” Hızını alamayıp “Gezmek isterse beyinin otomobiline biner, hava alır” gibi bir cumle sarf eden bu zata tepki gosterenler kadar onu onaylayanlar da oldu. Bu nedenle yorumsuzuz.
11. Eşit işe eşit ucret yok
Her fırsatta kadını hizaya cekmeye calışan ve adres olarak ‘ev ’i gosteren zihniyetin istihdam politikaları da buna gore şekilleniyor. Tam da bu yuzden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in birkac yıl once yaptığı acıklamayı hatırlamak onemli.
Şimşek “İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Cunku kriz donemlerinde daha cok iş aranıyor. Ozellikle kadınlar arasında kriz doneminde işgucune katılım oranı daha artıyor” diyerek o donemki işsizliğin faturasını kadınlara kesivermişti.
Turkiye ’de kadınların istihdama katılım oranları zaten duşuk. KAGİDER ’in gectiğimiz yıl acıkladığı rapora gore Turkiye ’de kadının istihdam oranı yuzde 26,3 iken, aynı oran gelişmiş ulkeler ve AB ulkeleri icin yuzde 62. Kadınlar istihdama katılsa bile aynı işi yapan erkeklere oranla daha duşuk maaş alıyorlar coğu zaman. Yani kadınlar hem zor istihdam ediliyor hem de daha duşuk ucretlere mecbur bırakılıyor.
12. Yonetimde kadının adı yok
Uluslararası Calışma Orgutu ’nun (ILO) “İş Hayatında ve Yonetimde Kadın Raporu”nun da ortaya koyduğu veriler, Turkiye ’nin ne calışma hayatında ne de yonetim kademelerinde kadına yer olmadığını gosteriyor. Bu yıl yayımlanan rapora gore Turkiye ’de kadın yoneticilerin oranı yuzde 12,2. Bu payla Turkiye 126 ulke arasında 94. sırada yer alıyor.
Yonetim demişken kavga ve gurultunun eksik olmadığı Meclis ’e de bir goz atalım. Meclis ’teki kadınların erkeklere oranı yalnızca yuzde 14. Kısacası Turkiye ’yi erkekler yonetiyor, onlar calışıyor ve en cok da onlar konuşuyor.
13. Bugunku dersimiz: Cinsiyetcilik
Kadının toplumdaki yeri gelecek kuşaklara nasıl aktarılıyor? Bu ve benzeri soruların cevabını arayan Turkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 2002 yılından bu yana ders kitaplarını inceleyerek insan hakları temelli bir analiz yapıyor. Bu kapsamda toplumsal cinsiyet rollerini de inceleyen TİHV ’in elde ettiği veriler, mevcut zihniyetin eğitim yoluyla pekiştirildiğini gosteriyor.
Ders kitaplarında kadınlar genelde evde, erkekler dışarda resmediliyor. Ev işini yapan anne, evin gecimini sağlayan baba imajı on planda. Durum, kız ve erkek cocuklarda da değişmiyor. Kız cocukları bebekleriyle oynarken erkek cocukları genelde futbolla ilgileniyor.
14. Olunce de rahat yok
Kadın konusunda hicbir yeri doğru olmayan bir deve gibi Turkiye. Medyayı ele alalım dedik, orası da elimizde kaldı ne yazık ki. Medyanın karnesi hic parlak değil, hele kadınlar konusunda hic değil. Kullandığı dilden, yayınladığı gorsele kadar her şeyi sorunlu. Bu konuda sayısız ornek var elbet ama ilk aklımıza Haberturk duşuyor.
Kocası tarafından sırtından bıcaklanan bir kadının fotoğrafını manşetten yayınlayan Haberturk ’un eleştirilere cevabı “şiddeti gorunur kılmak” olmuştu. Bir kadının olu bedeni uzerinden elde edilmeye calışılan gorunurluk pek işe yaramamış olsa gerek. Fotoğrafın manşete cıkarıldığı 2011 yılından bu yana oldurulen kadın sayısı yuzleri buldu.
15. Cinsiyetci medyaya nanik: CinsoMedya
Medyanın cinsiyetciliğini teşhir etmek amacıyla kurulan CinsoMedya, durumu gozler onune seren ve ezber bozan harika bir oluşum. Sitede kadınlarla ilgili sorunlu haberler deşifre ediliyor, sebeplerine yer veriliyor. Gonul ister ki, boyle bir oluşuma ihtiyac duyulmayan bir medyamız olsun ama henuz o gunlerin cok uzağındayız. Merak edenler ve destek olmak isteyenler icin linki de burada.
16. Rıza yoksa iyi hal vardır
Geldik zurnanın zırt dediği yere; yani yargıya. Feministlerin bu durumu ozetleyen bir sloganı var: “Erkek vuruyor, devlet koruyor”. Daha gectiğimiz gunlerde medyaya bir haber duştu; bir kadın, eski kocası tarafından bıcaklanmış ve arabayla ezilmişti. “Canavar hisle kasten oldurme” sucundan muebbetle yargılanan eski koca ne olduysa 18 yılla pacayı sıyırdı.
Cezasının duşmesinin sebebi, hemen hemen her kadın cinayetinde karşımıza cıkan ağır tahrikti. Bunun tek ornek olduğunu duşunenlerin Google ’da kısa bir araştırma yapmaları yeterli. Tecavuz ve taciz davalarında da yargının benzer bir tutumu mevcut. Burada da en sık başvurulan gerekce ‘rıza ’ ve ‘iyi hal ’ oluyor.
17. Erkek vuruyor, devlet koruyor
Devlet gorevlileri eliyle işlenmiş taciz ve tecavuz vakalarında da yargının tavrı şaşırtmıyor. İHD ’nin verilerine gore son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 ozel timci, 15 korucu ve 45 gardiyan tecavuz sucundan yargılandı ancak hicbiri ceza almadı.
18. Kadın demek ceza demek
Son yıllarda kadınların yok sayılmasına en carpıcı orneği Turkiye Futbol Federasyonu verdi. Birkac yıl once aldığı bir karar ile ‘seyircisiz mac ’ cezasını kaldıran TFF, tribunleri kadın ve cocuklara actı. Boylece lugÂtımıza bir ceza bicimi olarak kadınları sokmuş oldu.
Ancak kadınlar icin yeşil sahalardan hep kotu haberler gelmiyor. Gectiğimiz gunlerde Galatasaray Kulubu bir futbol kulubunden beklenmeyecek bir harekette bulundu ve taraftarlarına cinsiyetci kufretmemeleri yonunde cağrı yaptı. Kulubun bu tavrının tum yeşil sahalara dalga dalga yayılmasını umuyoruz.
19. Bonus: 8 Mart ’ta sokağa, ozgurleşmeye!