
10 Ekim 2015 tarihinde, Ankara ’da duzenlenecek olan “Barış Mitingi” organizasyonuna bombalı saldırı duzenlendi. 3 saniye arayla patlayan iki bomba ortalığı savaş alanına cevirdi. Barış isteyen, barış icin yuruyen, konuşan, halay ceken arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, ablalarımız, amcalarımız saldırıya uğradı. Acıklamalara gore 95 kişi hayatını kaybetti, 246 kişi yaralandı. Evet acıklamalar yine rakamlarla yapıldı. İsimler unutuldu. Maalesef bu ilk değil. Daha once de yapılan acıklamalar bu şekildeydi. Bakalım Ankara patlaması ve daha oncesinde yaşanan diğer katliamlar icin ulkeyi yoneten erdemli şahıslar tarafından nasıl acıklamalar yapılmış.
Elim bir olay yaşanmıştır. Terorun dili, dini, ırkı yoktur. Olayların failleri en kısa surede yakalanacaktır. Cunku cok elimdir. Birlik ve beraberliğimize darbe vurmak isteyenler amaclarına ulaşmayacaklardır. Bu tip elim olaylar halkımızı daha da kenetleyecektir. Olay cok elimdir. Bakanlarımızla olay yerine en kısa zamanda gideceğizdir. Bu elim olayların ardındaki gucleri biliyoruz. Cunku elim olaylar, gucler ve birtakım oluşumlar vardır. Olay elimdir. Kınıyoruz. İnanılmaz elim.
Yıllardır duyduklarımız aynı. Hangi hukumet, hangi bakan, komutan ya da milletvekili olduğunun cok onemli yok. Hep aynı. Son yıllarda yaşadıklarımızın bir farkı var, teror batağına gidip comağı kendimiz soktuk. Vebalini “hepsi aynı zaten” diyerek tum partilere pay etmek haksızlık olur. Kozmozun en onemli dış ilişkiler stratejisti, kainatın en muhim ve bulunmaz satratejik derinlik analisti ve partisi yine sorumluluk almayacak. “Failler, elim, birlik, halkımız, en kısa zamanda” gibi sozler yine her gun, her dakika ekranlardan beynimize sokulacak.
Dandik bir iletişim danışmanlığı şirketi bile olsa aynı metni yıllardır hic değiştirmeden onumuze koymaz, koyamazdı. Birileri bunun hesabını sorardı. Sorumlular ya da sorumsuzlar, sucu başka yerlerde aramak yerine, bulundukları mevkilerin ne işe yaradığını, neden orada olduklarının farkına varırlardı. Biz ise yıllardır hep aynı basın bultenini dinliyoruz. Değiştirmek icin bile caba sarf etmiyorlar. Cunku unutulacağını biliyorlar. Arada bir Burhan Kuzu gibi safları cıkıyor da Reyhanlı Katliamından sonra olduğu gibi gercek hislerini, gercekte ne yaşadıklarını itiraf ediyor: “Elim bir olay yaşandı, bu da duğunumuzun tadını kacırdı.” (Oğlunun duğununde)
Cok elim. Cok cok elim. Bakalım son yıllarda yaşadığımız bu elim olaylarda neler olmuş, sonrasında neler soylenmiş.
Ankara ’da ne oldu, neler soylediler
Ankara Tren Garı kavşağında gercekleşen bombalı saldırıda, İcişleri Bakanlığı ’nın acıklamasına gore 95 kişi yaşamını kaybetti, 246 kişi yaralandı.
İcişleri Bakanı Selami Altınok:
Bir gazetecinin “Guvenlik zaafiyetlerinin bulunduğu konuşuluyor. Bu durumda istifa edecek misiniz?” sorusu uzerine “Ankara Valiliğimiz ve Ankara Emniyetimiz mekan ve zemin aramalarını yapmıştır. Onun icin mitingle alakalı bir guvenlik zaafiyeti olduğunu duşunmuyorum.” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu: “Cok derin bir uzuntu icerisindeyiz. Bu saldırı herhangi bir şekilde tek bir gruba veya herhangi bir siyasi topluluğa karşı değildir Bu saldırı ulkemizin butunune yapılmış bir saldırıdır. Ulkemize yapılan bir saldırıdır. Turkiye ateş cemberi icinde ornek bir ulkedir. Doğrudan bir saldırı gercekleştirilmiştir. Halkımızın her kesimine yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırının acısını hissetmeyen hicbir vatandaşımız olduğu kanaatinde değilim. Demokrasiye de yapılmış bir saldırıdır. Secime giderken hedef edinmiştir. Bugun aldığımız kararla Cumhurbaşkanımızla da goruştuk, teror saldırılarında hayatını kaybeden butun vatandaşlarımız, şehitlerimiz icin 3 gun ulusal yas kararı aldık.” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Omer Celik: “Bu teror saldırısını gercekleştiren her kimse lanetliyoruz. Teşkilatlarımıza programlarla ilgili gereken duzenlemelerin yapılması talimatını verdik. Bu saldırı son derece vahşi ve katliama yonelik bir eylemdir.” dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu: Ankara ’daki patlamaya ilişkin, “Biliyorsunuz daha once Diyarbakır ’da secimlerden once sırf barajı aşsın diye, mağdur gorunsunler diye boyle bir provokatif eylem yapıldı” dedi.
Geriye bu fotoğraflar kaldı
Uludere ’de ne oldu, neler soylediler
Turk Silahlı kuvvetlerine bağlı F-16 savaş ucakları, İnsansız Hava Aracları ’ndan (İHA) gelen goruntuler uzerine PKK ’lı sandıkları Irak ’tan mazot getiren vatandaşları bombaladı. 35 kişi yaşamını yitirdi. Bombardımanda yaşamını yitirenlerin buyuk coğunluğunun 20 yaşın altında lise oğrencileri olduğu acıklandı. Ortasu Koyu Muhtarı Haşim Encu, Radikal ’e yaptığı acıklamada, “Hepsi akrabamız. Bir kısmı kayıp. İcim yanıyor” dedi. Konuyla ilgili en samimi acıklama bu oldu.
Donemin İcişleri Bakanı İdris Naim Şahin
“Hayatlarını kaybetmemiş olsalar ve sağ ele gecirilmiş olsalar kacakcılıktan yargılanacaklardı. Orgutun para kaynaklarından biri de kacakcılıktır. Hayatını kaybeden insanlarımız olayın sadece figuranlarıdır. Olayın başrol oyuncularını sorgulamak gerekir” dedi. Şahin ayrıca, ‘Ozur dilenecek mahiyette olay değildir ’ ifadesini de kullandı.
Devletin araştırması: 85 sayfalık Uludere raporunda 28 Aralık 2011 ’de hava bombardımanında 34 kişinin hayatını kaybetmesinden toplumun tum kesimlerinin uzuntu duyduğu belirtilirken, olayda devletin hicbir kurumunun kastının olmadığı ileri suruldu.
Donemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: “Genelkurmay Başkanlığımız gerekli acıklamayı yaptı. O acıklama cercevesinde kalan tahkikat calışmaları devam ediyor. İcap edilirse gerekli acıklamalar yapılacak.” dedi. Daha sonra Gazze ’ye giden Davutoğlu burada Gazze ’nin durumuna dayanamayarak ağladı.
Genelkurmay: “Olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir.”
Donemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gul: Gereksiz polemiğe girmek doğru değil.
Donemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan: “30-40 kişilik grup, katırlar, insanlar var” dedi ve ekledi “TSK gorevini samimi şekilde yapmıştır.”
Dengeler değiştikten sonradan İdris Naim Şahin: Ulkeyi yonetenlerle istihbarat orgutunun, kurumlara, siyasete ve vatandaşlara kumpas kurup operasyon yaptığını soyledi. İdris Naim Şahin Meclis ’te duzenlediği basın toplantısında ‘Turkiye maalesef bir muhaberat devletine donuşmuştur. İktidar ve istihbarat orgutu ortaklığında kurulan bu kirli tezgÂhlar, milletimize ve demokrasimize ağır darbeler vurmaktadır ’ dedi.
Şahin, kendisinin o donem İcişleri Bakanı olarak ne yaptığını, orada neden bulunduğunu, olaydan sonraki ilk acıklamasının ne anlama geldiğinin ise uzerinde durmadı.
Geriye bu fotoğraflar kaldı
Reyhanlı Katliamında ne oldu, neler soylediler
11 Mayıs 2013 ’de Hatay Reyhanlı ’da iki arac patlatıldı. 52 kişinin olduğu, 146 kişinin yaralandığı katliamda hukumetin gundemi Suriye ’ydi. Yıllardır devirecekleri, sabah girip oğlen Şam ’da cay icecekleri, eski dostları Esad, yeni duşmanları Esed ’in ulkesi hakkında kurcalanmadık yer bırakmayan hukumet, katliamdan sonra topu yine bildik yerlere attı.
Donemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gul
Provokasyonlara karşı uyanık ve dikkatli olunmalı.
Donemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan: Bu surec hassas bir surec.
Donemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: Suriye ’de surmekte olan zulum bir an once durmalı, Suriye halkının cektiği acılara bir an once son verilmeli ve Suriye halkının iradesini yansıtan guclu bir Suriye ’nin inşası, Suriye, Suriye, Suriye ve Suriye dedi. Ayrıca “Kimse Reyhanlı saldırısının gercek sorumlularını ve katillerini ortme cabası icine girmemelidir” dedi ve ekledi “Hepsini biliyoruz yakalayacağız.”
Sonrasında bir suru isim sayıldı. El Muhaberat, Baas, Rusya, İran, Esedci Nusayriler gibi gruplar ve hatta “Acilciler” gibi etiketler ortaya atıldı.
Saldırıdan dort ay sonra, El Kaide bağlantılı IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti), yayınladığı bir bildiriyle katliamı ustlendi. Emniyet IŞİD ’in iddiasını reddederek ‘Failleri yakaladık ’ dedi. Sonradan AGİT toplantısında Turkiye elcisi Tacan İldem, bombalı saldırıyı ‘El Kaide unsurlarınca yapıldığını ’ soyledi.
Geriye bu fotoğraflar kaldı
Suruc Katliamında ne oldu, neler soylediler
Şanlıurfa ’nın Suruc İlcesi ’ndeki Amara Kultur Merkezi onunde patlama meydana geldi. Patlamada son verilere gore; 32 kişi oldu, 103 kişi yaralandı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş:
“Hakikaten olay ilginctir. Amara kultur merkezi nispeten korunaklı bir yer. Buraya kadar canlı bombaysa bomba, emareler onu gosteriyor.” dedi.
İcişleri Bakanlığı: “Bu menfur saldırıyı gercekleştirenleri devletimiz en kısa surede bulacak, failler yargı onune cıkartılacaktır.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu: “Bu saldırının hedefi Turkiye ’dir, Turk demokrasisidir ’ dedi ve yıllardır kendi uyguladığı dış politikanın sorumluluğunu tum partilere yayarak “Şimdi 4 genel başkanın da bir araya gelerek, ortak bir deklarasyona imza atması lazım” dedi.
Davutoğlu ve tum hukumet yetkileri IŞİD in adını bu sefer de DEAŞ ’e cevirmişlerdi. Kamuoyunda ise DEAŞ, DEİŞ, DAİŞ gibi farklı isimler telaffuz edildi. Aslında hepsi aynıydı.
Siyasilerimiz gunden gune değişen isimlerle, sınırlarla, demeclerle meşgul ola dursun son verilere gore 32 masum insan, dunyanın en masum sebepleriyle gittikleri Suruc ’da katledildi.
Geriye bu fotoğraflar kaldı
Sadece bunlar da değil, Musul Konsolosluğu baskını, Suleyman Şah baskını, HDP ’nin Diyarbakır Mitingi ’ne saldırı, Sultanahmet saldırısı gibi olaylar yaşadık. Bugun olduğu gibi o zamanlar da ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Rusya, İran, Suriye ya da NATO Genel Sekreteriliği saldırıları ve teroru yine kınadı ve sorumluları ceşitli noktalarda aradı. Bazen de aramadı; cunku artık o noktaların konumu ya da cıkarları odaklarını başka yonlere cevirmişlerdi. Olan yine masum insanlara oldu.