
Gun gecmiyor ki Turkiye ’nin guclu, baskın, dediği dedik, yiğit erkekleri (!), zayıf yaradılışlı, yoldan cıkmaya musait, haddini bilmeyen kadınları dize getirmenin yeni bir yolunu bulmasın. Yaradılışı gereği erkeğin altında ozelliklere sahip, akli melekeleri tam gelişmemiş, zayıf, gucsuz, hayatın her alanında bir erkeğin rehberliğine ihtiyac duyan kadınların erkek tarafından hizaya cekilmesi bir kesimin cok hoşuna gidiyor.
Mesela bu ustun yaradılışlı erkek milletine gore, kadın aklen ve dinen eksiktir, kadınların erkeklere secde etmesi gereklidir, sunnet olmak kadınlar icin bir fazilettir, dayak olumlu etki gosterip kadını yola getirebilir, erkeğini tatmin etmeyen kadına Allah kuser, kadın tek başına 90 kilometreden uzağa gidemez, erkeğini tatmin etmeyen kadını melekler lanetler, kadınlar okursa erkekler iş bulamaz ve nihayetinde kadına lazım olan dayak ilactır.
Erkeklerin, kendilerinin yuzu suyu hurmetine yaratılmış olan bu dunyada mutlu ve huzurlu yaşamasının onundeki en buyuk engel kadındır.
Kadın olmasaydı ne savaşlar olurdu, ne aclık olurdu, ne erkekler dinden cıkardı, ne işsiz kalırdı, ne strese girerlerdi. Bunun farkında olan ve son yıllarda cok tatlı bir palazlanma icerisine giren birtakım cevreler kadını ıslah yoluna gidiyor. Cunku Turkiye ’nin en buyuk sorunu kadının ıslah edilememesidir.
Gaziantep ’in Şahinbey Belediyesi de bu akımdan geri duramadı ve yeni evlenen ciftlere verdiği hediye paketinin icine bir kitap sıkıştırıverdi.
Kitabın adı: Aile Saadeti, yazarı: Muhammed Saki Erol.
Bu harika kitap, yeni evlenen ciftlere dağıtılan hediye paketinden; Kuran, seccade, tespih ve takkeyle birlikte cıkıyor.
Eşlere, daha doğrusu eşlerin erkek olan tarafına, “hanım”larına nasıl davranılacağını anlatıyor.
Bu eşi benzeri bulunmayan kitaba gore “haddini aşmış” kadına ıslah amaclı olarak once oğut verilir, ardından yatakta yalnız bırakmak gibi fiili tavırlarla yola getirmeye calışılır.
Artık bunlarla uslanmayan kadın ise dovulur… E yani!?
Bu da fayda sağlamaz ise demek ki kadın yuvasının değil keyfinin derdindedir.
Ona başka bir ilac gerekmektedir. Bu azgın kadını boşayıp yuvayı dağıtmadan once evin icinde ıslah etmek icin kocaya tavsiye edilen bu ilac onu korkutmak ve usulune uygun dovmektir. Bu safhada kadını doverek cezalandırma, cok hassas bir iştir. Bu, ağır bir hastaya yan tesiri cok olan bir ilacı vermeye benzer.
Ancak oyle kafanıza gore dovmek yok! Hassas, incelikli, duşunceli ve ustun erkek milleti kadını nasıl tatlı tatlı doveceğinizin cevabını da vermiş.
Oysa tamamen ozgur de bırakabilirdi, kafanıza gore dovun de diyebilirdi. Ancak erkek ustun olduğunu bildiği icin yine yancısı kadını duşunmuş, Allah razı olsun.
Bakın kadını ıslah amaclı darp ederken nelere dikkat etmelisiniz…
-Sopa, demir gibi tehlikeli bir alet kullanmayacaksınız.
-Dovme halkın icinde değil, gizli ve kendi evinde olacak.
-Kadın dovulup, kapı dışarı atılmayacak.
-Kadını dovduğunu kimseye soylemeyecek.
-Dovme ve kavga surekli olmayacak.
Şu duşunceli, anlayışlı, tamamen kadın odaklı duşunce tarzına bakar mısınız?
Alet kullanmıyor, herkesin icinde dovup utandırmıyor, ya dovdukten sonra evden atmıyor bundan daha buyuk bir nimet olabilir mi? İstese evden atar, sokakta dover, benim hanımı dovdum diye hava atar ama yapmıyor! Hala erkeklerin ne kadar ustun ve secilmiş olduklarını gormuyor musunuz?
Peki kadına dayak ilacını bu şekilde vereceksiniz de bunun ust sınırı nedir?
Yani tamam alet kullanmıyorsun ama mesela yumrukla sabaha kadar dovebiliyor musun?
Oyle bir şey olabilir mi ya? Bu buyuk insanlar, bu ustun erkekler buna izin verir mi? Elbette vermez, vermiyor da
-Yuze, goze, kafaya, karın boşluğuna, edep yerine vurulmayacak.
-Hicbir organ zedelenmeyecek, sac baş yolunmayacak.
-Kadına lanet okunup kufurlu sozler soylenmeyecek.
Duşunsene hem dayak yiyorsun, hem de erkek sana “tuh kalıbını senin!” diyor…
Ne kadar acı verici olurdu. Oysa sessiz sedasız dayağını yiyorsun, ıslah ilacını icip evinde kalabiliyorsun. Ya sokağa atmıyor şunun tatlılığına bakar mısınız?
Sadece bu kadar mı? Elbette hayır erkekler son olarak bize durmamız gereken yeri de belirtiyor.
Cunku zayıf karakterli kadınlar olarak biz bunu nerden bileceğiz yoksa? Gerektiğinde dayak ilacını alan kadınların yaşam alanı “tedavi, eğitim, hizmet ve zaruri ihtiyac durumları haric, kadın evinin dışında olmamalıdır”.
Daha ne yapsın bu erkekler bize? Tedaviye izin var, e eğitim diyor İsmek ’e falan gidilebilir, hizmet yani fatura yatırma işi bizlerde ve zaruri ihtiyac yani acıktık mesela ekmek almaya gidebiliriz, ama başımızda erimiz o an icin yoksa.
Erkekler resmen hayatımızı kolaylaştırmak icin ellerinden gelen her şeyi yapıyor.
Bizi duşunen boylesi bir erkeğin başımızda olmasının guzelliklerinden bahsetmeye kalksam 300 sayfalık kitap yazarım, ama erkekler dururken bir kadının kitap yazması kabul edilemez olduğu icin yazmıyorum. Yazılması gerekseydi zaten erkekler yazardı, yazmadılarda demek ki bir bildikleri vardır.
Hayat kadınlar icin cok kolay. Sadece evinde oturacak, yemek, temizlik, vs. yapacak, cocuklarına bakacak, erini cinsi acıdan en ust seviyede tatmin edecek, gerektiğinde dayak ilacıyla ıslah edilip yaşayacaksın.
Yani bu kadarını bile yapamıyorsan kusura bakma da sorun biraz da sende. Kendileri icin yaratılmış olan şu kucucuk dunyada bize de yer verdikleri icin yatıp kalkıp erkeklere dua edeceğimize her fırsatta onları eleştiriyor olmaktan acıkcası rahatsızım ben.
Kadınlar olarak kendimizi sorgulamanın vakti geldi de geciyor bile.
Biz erkekleri bizi dovmeyi istetecek kadar ne yapıyoruz? Yani adamların guzel yaşantılarının icine limon sıkacak, bizi dovme zahmetine girecekleri ne suclar işliyoruz acaba? Erkek kadını dovuyor, kadına şiddet, taciz, tecavuz, vs. demeden once acaba biz bunları hak edecek neler yapıyoruz diye duşunmemiz gerekmez mi?
Pardon duşunmek demişim, erkekler duşunur biz onu gonulden bir muhabbetle kabul ederiz ancak.
Erkeğin kaburgasınan cıkmış, kabuğunu beğenmiyor bak şu haspalara!!
Haberin kaynağı