
Yaşları 50 – 70 aralığında olan “Baby Boomer” kuşağı mensuplarının en karakteristik ozelliklerinin bencillik ve empati eksikliği olduğunu iddia ediliyor ve bu kuşağın gelecek nesillere berbat bir dunya bıraktığına dikkat cekiliyor. Bu tezi yakından inceleyelim ve carpıcı tespitlere bir goz atalım.
Anlatmaya ‘Baby Boom ’u tanımlayarak başlayalım. ‘Baby boom ’ bir Kuzey Amerikan-İngiliz terimi. Ozellikle Amerika ’da 2. Dunya savaşının bitiminde başlayıp 1960 yılı başlarına kadar suren, yıllık doğum hızında buyuk artış anlamına geliyor.
Dolayısıyla bu nesil bulunduğumuz donemde 50-70 yaş arasındaki grupları temsil ediyor. İkinci Dunya Savaşı ’ndan sonraki nufus patlaması yıllarında doğan bu 1 milyar bebeğin narsistik yetişkinlere donuştuğunu soyleniyor.
Bu narsistik ozelliklere sahip olmalarının nedeni olarak ise anne-babaları gosteriliyor.
Gazeteci Tom Wolfe, 1976 ’da New York dergisi icin kaleme aldığı yazıda “Baby Boomer”ları “Ben Kuşağı” olarak adlandırmış ve bu etiketi onlara kuşağın kendilik ile kişisel gelişim uzerine fazla yoğunlaşmasından dolayı yapıştırmıştı.
Sosyolojik araştırmalar, bu kesime mensup olanların hala gunumuzde bircok firmanın ust yonetiminde kişiler olmasından dolayı, toplumun değişime kapalı, bildiğini okuyan ve yeniliğe pek de sıcak bakmayan halinin devam ettiğini savunuyor.
Uzmanlarca belirtiği uzere, bu kişilerin lider konumunlarına rağmen, tercih ettiği yontemlerde bir yenilik atılımı gorebilmek pek mumkun değil.
Analizler ve araştırmalar, Boomers neslinin kendinden sonraki nesillere bıraktığı dunyanın, oy guclerini kullanarak, kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eden politikacıları sectikleri ve ekonomik cokuşun yaşandığı bir dunya olduğunu gosteriyor.
Gorulen o ki narsist ozellikler taşıyan kişiler ulkelerin başına geldiğinde toplumun yararına değil, kendi cıkarlarına adapte bir yonetim şeklinde bulunmaları kacınılmaz olmuş…
Hal boyle olunca dunyada cebelleştiğimiz yuksek oranda işsizlik ve ciddi oranda bir cevresel yıkımla karşı karşıya olma durumumuz da bu etkenler dahilinde acıklanıyor.
Yani Boomerslar oylarını cok iyi calışmayan bir toplum ve hukumet yaratmaktan yana kullanmış oldu.
Farklı bir goruş olarak, Yazar ve girişimci Bruce Gibney, “Sosyopatlar Kuşağı” adlı kitabında, ozellikle orta sınıf Baby Boomerların hem bireysel hem de toplumsal olarak sosyopatik olduğuna ilişin bir sav ileri suruyor.
Gibney, bu nesli, diğer nesillere kıyasla empati eksikliği, saygısızlık, egoizm ve durtusellik gibi antisosyal ozelliklerin ve davranışların hakim olduğu bir nesil olarak tanımlıyor.
Kendisine yoneltilen ”nesillere bu şekilde bir etiket uygulamanın doğru olup olmadığı” sorusu uzerine Bruce şoyle cevap veriyor;
“Sanırım davranışları ve politikaları belirli tanı olcutleriyle eşleştirebilirsiniz. Boomerlar icin – yaşları 50 ila 70 aralığında – yıllardır topladığımız veriler, onların sosyopatinin bu kriterleriyle eşleştiği konusunda bize fikirler veriyor. Boomer anaakımı hakkında muazzam miktarda veri var ve antisosyal kişilik bozukluğunun tarifi ile şaşırtıcı bir şekilde uyuşuyor. Benlik saygısı daha yuksek, ancak hem literal anlamda hem de kendi meselelerine yaklaşımlarında daha asi ve dağınık olma eğilimi gosteriyorlar. Bu bir etiketse, doğru bir teşhis etiketi” diye belirtiyor.
Trump ’un Amerika ’nın başına gelebilmiş olması dahi, Amerika ’da Baby Boom donemine denk gelen kişilerin fazlalığı ve onların bu ismi kendi yapılarına uygun gormelerinden oturu makul kabul edilebilmesi olarak değerlendiriliyor.
Şoyle duşunebiliriz; X,Y,Z (Baby Boomer ’lar x kuşağı oncesi ve x başı diye geciyor) kuşakları son donemlerde sosyolojik acıdan irdelendiğinde, bircok yapının oluşumunu anlamaya hatta donem catışmalarının insanlar uzerindeki psikolojik etkilerini farkedebilmeye olanak sağlıyor.
İnsanların gelişimini dunyaya ve kendine yararlı bicimde olarak surdurebilmesi icin bu alanları irdeleyerek elde edilecek tecrubelerin de oldukca onemli olduğu belirtiliyor.
Kaynak;1