Nutuk, Turkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Ataturk ’un Kurtuluş Savaşı doneminde yaşananları birinci ağızdan kaleme aldığı tarihi bir eser. Cumhuriyet tarihi acısından onemli bir yere sahip olan Nutuk aynı zamanda gelecek nesiller icin de bir rehber niteliğinde. Ataturk, Nutuk ile gecmişi anlatıp aynı zamanda gelecekte olabilecek tehlikelerin onceden sezilebilmesi icin alınacak derslerden bahsediyor. Hatta oyle ki bazı sayfalarda acıkca belirttiği “sonraki yıllarda durumun kolay ve acıkca değerlendirilmesi icin bu kadar ayrıntıya yer verilmiştir” sozu ile Ataturk ileri goruşluluğunu bir kere daha ortaya koyuyor. Nutuk, Ataturk ’un Samsun ’a cıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919 ’dan, Cumhuriyet sonrası inkılap donemine kadarki (1927) zaman diliminde olan olayları anlatıyor. Turkiye ’nin cumhuriyet donemi acısından en temel resmî tarih kaynağı olma ozelliğine sahip bu eser, Kultur Bakanlığı Yayınevi tarafından (belgeler bolumu dışında) yaklaşık 900 sayfalık bir kitap olarak yayımlandı. Zaman icerisinde farklı basımları da gercekleştirilen eser, gunumuzde hala cok değerli bir kaynak olarak değerini koruyor. Bu nedenle bizler de Ataturk ’un olumsuz eseri Nutuk ’tan geleceğe ışık tutan adeta birer rehber niteliği taşıyan alıntıları derledik.
Nutuk ’un bir bolumunu Ataturk ’un kendi sesinden dinlemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. 1. Yemek esnasında, “Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz dedim!” Hazır bulunan arkadaşlar, hemen fikrime iştirak ettiler 2. “Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının ustune kadar cıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki oz cevheri cok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!” 3. ”Sizler, yani yeni Turkiye ’nin genc evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz…”

“….. Dinlenmemek uzere yurumeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.
Turk Gencliği gayeye, bizim yuksek idealimize durmadan, yorulmadan yuruyecektir.”
4. “Temel ilke, Turk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır….” “Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gercekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk icinde olursa olsun, istiklalden yoksun bir millet, medeni insanlık dunyası karşısında uşak olmak mevkiinden yuksek bir muameleye layık gorulemez.”
5. “Buyuk olulere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.” 6. “Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe suruklenmesini ve bir kenara cekilip kalmasına yol acarlar.” 7. “Geleceği icin olumu goze alan bir millet; insanlık, haysiyet ve şerefinin gereği olan butun fedakarlığı yapmakla umit bulur ve hic şuphesiz ki esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geciren miskin, haysiyetsiz bir millete kıyasla dost ve duşman gozundeki yeri bambaşka olur.” 8. “Oysa, butun yurdun ve koskoca bir ulusun olum kalımı soz konusu olurken “yurtseverim” diyenlerin kendi sonlarını duşunmelerine yer var mıdır? ”
9. Cahil idiler; cunku tek kurtuluş dayanağının millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyorlardı. Padişah ’a dalkavukluk ederek, yabancılara hoş gorunerek, yumuşak ve nazik davranarak buyuk gayeleri gercekleştirebileceği gafletini gosteriyorlardı. 10. “Adalet dilenmekle ve başkalarına kendini acındırmakla ulus işleri, devlet işleri gorulemez; ulusun ve devletin onuru ve bağımsızlığı guven altına alınamaz.” 11. “Gelecekteki ihtimaller uzerine fazla konuşmak, giriştiğimiz gercek ve maddi mucadeleye hayali bir macera niteliğini verebilirdi. ” 12. “Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kultur gibi her alanda tam bağımsızlık ve ozgurluk demektir.” 13. “Savunma cizgisi yoktur, savunma alanı vardır. O alan butun yurttur. Yurdun her karış toprağı yurttaşın kanıyla ıslanmadıkca duşmana bırakılamaz.” 14. “Soz konusu gorev, artık resmi makam ve uniformaya sığınarak el altından yurutulemez. Acıkca ortaya cıkıp ulusun hakları adına yuksek sesle bağırmak ve butun ulusun bu sese katılmasını sağlamak gerekir.” 15. “Millet,tasarlanıp yapılabilecek her turlu girişim ve fedakarlığa başvurduktan sonra da başarı sağlanamazsa ne yapacaksın?…” “Yanlış hatırlamıyorsam, verdiğim cevapta demiştim ki; bir millet varlığını ve istiklalini kurtarabilmek icin duşunulebilen her turlu teşebbus ve fedakarlığı yaptıktan sonra başarıya ulaşır. Ya başaramazsa demek, o milletin olmuş olduğu hukmune varmak demektir. Oyle ise millet yaşadıkca ve fedakarca teşebbuslerine devam ettikce başarısızlık da soz konusu olamaz.”
16. “Beni gormek demek, behemehal yuzumu gormek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. 17. “Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kultur gibi her alanda tam bağımsızlık ve ozgurluk demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gercek anlamıyla butun bağımsızlığından yoksunluğu demektir.” 18. “Efendiler, zavallı ulusumuzu tutsak etmek isteyen duşmanları kesinlikle yeneceğimize olan inanc ve guvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada bu tam inancımı yuce kurulunuza, butun ulusa ve butun dunyaya karşı ilan ederim.” 19. “Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan buyuk bir milletin, istiklÂlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve cağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya calıştım….” “Bugun ulaştığımız sonuc, asırlardan beri cekilen millî felÂketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her koşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Turk gencliğine emanet ediyorum.
Ey Turk gencliği!
Birinci vazifen, Turk istiklÂlini, Turk Cumhuriyeti ’ni, ilelebet muhafaza ve mudafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegÂne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gun, istiklÂl ve Cumhuriyet ’i mudafaa mecburiyetine duşersen, vazifeye atılmak icin, icinde bulunacağın vaziyetin imkÂn ve şerÂitini duşunmeyeceksin! Bu imkÂn ve şerÂit, cok namusait bir mahiyette tezahur edebilir. İstiklÂl ve Cumhuriyetine kastedecek duşmanlar, butun dunyada emsali gorulmemiş bir galibiyetin mumessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın butun kaleleri zaptedilmiş, butun tersanelerine girilmiş, butun orduları dağıtılmış ve memleketin her koşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Butun bu şerÂitten daha elîm ve daha vahim olmak uzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalÂlet ve hatt hıyanet icinde bulunabilirler. Hatt bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, mustevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr u zaruret icinde harap ve bîtap duşmuş olabilir. Ey Turk istikbalinin evlÂdı! İşte, bu ahval ve şerÂit icinde dahi vazifen, Turk istiklÂl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtac olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Kaynak: 1