Bu listeyi Fil ’m Hafızası ekibinden Sibel Colak hazırlamıştır, haberiniz olsun.
Turk sinemasının 1960 ’lı yıllarında, kadın oyuncular arasında 4 buyukler saltanatı soz konusuydu. Fatma Girik, Filiz Akın, Hulya Kocyiğit kendileri ile ozdeşleştirilen farklı kimliklerde karşımıza cıktılar. Turkan Şoray ise; halk kızından burjuvaya değin farklı kutuplardaki karakterleri canlandıran, toplumun her daim aynı ilgi ve alakayı gosterdiği, guzel kadın kavramını kendisiyle butunleştirdiği bir ‘ ’Sultan ’ ’dı.
O cok meşhur kurallarının yanı sıra cevirdiği 222 film ile dunya rekoruna da sahip olan bir sultan Turkan Şoray. Duşunun ki, Catherine Deneuve ile Sophia Loren gibi dunyaca unlu iki yıldızın filmlerinin toplamı dahi sadece 171 ’dir.
Aralarında yonetmenliğini de yaptığı, izlemeye doyamadığımız Turkan Şoray filmleri ile kısa bir yolculuğa cıkmaya ne dersiniz?
Fil ’m Hafızası ekibi olarak sizlere Turkan Şoray ’ın dunyanın en guzel kadını olduğuna kanıt niteliği taşıyan filmlerden kucuk bir liste hazırladık.
Acı Hayat (1962)
Turk sinemasının en onemli klasiklerinden ve donemin baş yapıtlarından sayılan filmin yonetmeni Metin Erksan ’dır. ‘ ’Acı Hayat ’ ’, yonetmenin ‘kara sevda‘ konulu film denemesi olup gunumuze kadar yapılan aşk filmleri icinde en iyilerinden biri olarak kabul edilir.
Turkan Şoray kuaforde calışan kız, Ayhan Işık piyango milyarderi fakir bir tersane kaynakcısı, Ekrem Bora ise zuppe zengin cocuğunu canlandırmaktadır. Ayrıca henuz estetikle tanışmamış olan Sultan yine de guzelliği ile goz doldurmaktadır.
Komşunun Tavuğu (1965)
Turkan ’ın (Turkan Şoray) olen dayısından kalan mirasın sahibi olabilmesi icin evli olması gerekmektedir, aksi takdirde miras diğer akrabalara paylaştırılacaktır. Kocasından yeni boşanmış olan Turkan bu mirası alabilmek icin yakın arkadaşı Nevin ’le (Colpan İlhan) bir oyuna başvurur. Miras, Turkan ’ın uzerine gecinceye kadar Nevin ’in kocası (Sadri Alışık) Turkan ’ın kocasıymış gibi rol yapacaktır. Servetin peşinde olan akrabalar da Turkan ’ın acığını yakalamak icin boş durmazlar. Tum bunlar yaşanırken bunun uzerine bir de Turkan ’ın eski kocası cıkıp gelince işler iyice sarpa sarar.
Calıkuşu (1966)
Osman F. Seden ’in senaryosunu Reşat Nuri Guntekin‘in aynı adlı romanından uyarlayıp yazdığı, yapımcılığını ve yonetmenliğini de yine Osman Seden‘in yaptığı filmin dev bir oyuncu kadrosu vardır. Muhteşem Yuzyıl dizi setinde olduğu gibi o donemde de nerede ise 1960 ’ların tum unlu sinema ve tiyatro oyuncularının rol aldığı bu filmle beraber Turk sinemasında buyuk kadrolu filmler donemi de başlamış oldu diyebiliriz.
20. Uluslararası İstanbul Film Festivali ’nin Ustalara Saygı bolumunde gosterilmiş olan film Osman F. Seden tarafından 1986 yılında bir TV dizisi olarak yeniden cekildi.
Dunyanın En Guzel Kadını (1968)
Dunyalar guzeli Turkan ’ın (Turkan Şoray) armator ve zengin iş adamı Fikret Soydan (Murat Soydan) tarafından bir bahis uğruna kandırılması, sonrasında Fikret ’in de Turkan ’a aşık olması ve Turkan ’ın gururu etrafında gelişen olayları izlediğimiz bu guzide filmimizde en ilgi cekici sahnelerden biri hic kuşkusuz Turkan ’ın hastane odasında icki ictiği sahnedir.
Ayrıca Turkan Şoray ’ın dansı ile akıllara kazanan ‘ ’Tamba Tumba ’ ’ adlı şarkı filmle aynı adı taşıyan şarkının onune gecmiştir.
Kadın Değil Baş Belası (1968)
“Kısmetimin ayağı surctu darağacına asılacakken sana asıldık anam babam.” dan “Ben geldim, karın Cengi Naciye!” ye kadar oldukca renkli replikleriyle hafızalarda yerini alan, dekorları itibari ile sinema filminden cok tiyatro oyununu anımsatan filmi ozel kılan yanlardan biri de turk sinemasında her daim akıllı uslu gormeye alıştığımız esas kız figurunun belki de ilk kez Turkan Şoray ’ın Cengi Naciye karakteri ile bu denli dominant ve curetkar oluşudur.
Vesikalı Yarim (1968)
Safa Onal ’ın Sait Faik Abasıyanık ’ın Menekşeli Vadi adlı oykusunden uyarladığı, yonetmenliğini Omer Lutfi Akad ’ın gercekleştirdiği, Turk sinemasının klasiklerinden sayılan film, izleyenlere derin bir ah cektirip iki kadeh rakı icecek kıvama getirecek derecede de efkara sahiptir.
Kendi halinde bir manav olan Halil, sıkıcı yaşamından bir nebze de olsa kurtulmak icin pavyona gider ve burada guzeller guzeli Sabiha ile karşılaşır. “Cok eskiden karşılaşacaktık!” repliği kult olmuş bu imkansız aşk hikayesini de ozetlemektedir.
Aşk Mabudesi (1969)
Turkan Şoray ne kadar guzelse Cuneyt Arkın da bir o kadar yakışıklıdır bu tatlı Yeşilcam filminde. Genc, yakışıklı ve zengin olan Ekrem (Cuneyt Arkın) unlu bir yazardır. Lale (Turkan Şoray) ise bir tavernada calışan fakir ama mağrur bir genc kızdır.
Filmde gecen diyaloglarda net bir şekilde ifade edilmese de Lale ’nin entelektuel bir aileden geldiği hissi kuvvetlidir. Film boyunca aşkları cok defa sınanan ciftimiz nihayetinde mutluluğa kavuşurken adeta filmle butunleşmiş olan “sen bensiz ben sensiz” adlı şarkı da kulaklarımızda cınlamaktadır.
Ateşli Cingene (1969)
Yonetmenliğini Metin Erksan ’ın yaptığı filmde Gelincik (Turkan Şoray) ve Derbeder Ali ’nin (Ediz Hun) aşklarına şahit oluruz. Ali ’ye olan aşkını bir turlu itiraf edemeyen, bu yuzden kahrolan ama yine de Derbedere ’e yapmadığını bırakmayan Gelincik ve sabrına hayran bırakan Derbeder Ali bizleri adeta renkli bir masal dunyasında yolculuğa cıkarır.
Fosforlu Cevriyem (1969)
Suat Derviş ’in yarattığı bir karakter olan Cevriye, 1969 yılında Nejat Saydam ’ın yonetmenliğini yaptığı, başrollerini Turkan Şoray, Tanju Gursu ve Onder Somer ’in paylaştığı Fosforlu Cevriyem filmi olarak karşımıza cıkmaktadır. Film icerisinde Cevriye ’nin İstanbul ’un bir kıyısından denize atlayıp karşı kıyıya cıkmasından, uranyum arama calışmalarına kadar mantık sınırlarını zorlayan sahneler olsa da Turkan Şoray ’ın burunduğu o bıckın delikanlı halleri ile, izlediğinize asla pişman etmeyecek bir Yeşilcam klasiğidir.
Kara Gozlum (1970)
Yonetmenliğini Atıf Yılmaz ’ın ustlendiği Kara Gozlum, Turkan Şoray ve Kadir İnanır ’ın birlikte kamera onune gectikleri ilk film olarak hafızalardaki yerini almıştır. Babası Temel Reis (Ali Şen) ile birlikte balık satarak gecinen Azize (Turkan Şoray) tezgah başında soylediği şarkılarla dikkatimizi ceker. Aslında bir muzisyen olan Kenan (Kadir İnanır) ile de balık tezgahının başında tanışır. Tabi aynı tezgahta gazinocular kralı Osman (Aziz Basmacı) da Azize ’yi gorur ve tabi ki sesini beğenip onu şarkıcı yapar. Bu esnada kader ağlarını ormekte ve Kenan da arkadaşı Orhan ’ın (Mujdat Gezen) yardımıyla aynı gazinoda garson olarak işe başlamaktadır.
Azap (1973)
Yonetmenlik koltuğunda Turkan Şoray ’ı gorduğumuz 73 yapımı filmle ilgili yapabileceğimiz okumalardan bir de hic kuşkusuz kapitalizmin ne kadar kokuşmuş bir duzen olduğudur. İşin ajitasyon kısmına hic bulaşmadan objektif bir değerlendirmede gorduğumuz şudur ki; canından cok sevdiği evladının hastalığına care bulmak icin cabalayan, bu surecte kendisine yardımcı olacağını vaat eden sahtekarlarla karşılaşan bir anne, Elif.
Oldukca ic acıtan, izlerken rahatsız eden filmin bu denli etkili olmasında Turkan Şoray ’ın gercekci oyunculuğunun yeri yadsınamaz.
Bodrum Hakimi (1976)
Turkan Şoray ve Kadir İnanır ikilisini doya doya izleyebileceğimiz filmin yonetmen koltuğunda gorduğumuz isim yine Turkan Şoray ’dır. Muziklerini Cahit Berkay ’ın yaptığı filmin konusu gercek hayattan alınmış ve bu hikaye aynı zamanda bir turkuye de konu olmuştur. Cumhuriyetin ilk kadın hakimlerinden olan ve 1951 ’de atandığı Bodrum ’da 1954 yılında tam olarak bilinmeyen bir nedenle intihar eden Mefaret Tuzun‘un oykusu olarak ozetleyebileceğimiz hikaye tahmin edileceği uzere goz yaşı garantilidir.
Devlerin Aşkı (1976)
Yonetmen koltuğunda Osman F. Seden ’i gorduğumuz film dramatik bir aşk hikayesini anlatmaktadır. Olayların aşk ucgeni ve kıskanclık kavramlarının etrafında geliştiği filmin muziklerini yapan Cahit Berkay Altın Koza Film Festivali‘nde “Onur Odulu” ne layık gorulmuştur.
Selvi Boylum Al Yazmalım (1977)
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov‘un 1970 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanan filmin yonetmeni Atıf Yılmaz ’dır. Başrollerini hepimizin malumu Kadir İnanır ve TurkÂn Şoray paylaşmaktadır.
Turk sinemasının başyapıtlarından biri olarak sayılan filmin ozgun muziğini Cahit Berkay bestelemiştir. 1977 yapımı olan “Selvi Boylum Al Yazmalım” 1978 Uluslararası 15. Antalya Sanat Şenliği‘nde Maden filminin ardından ikinci en iyi film secilmişti.
Hafızalarımızda “Sevgi neydi? Sevgi emekti! ’ ’ repliği ile yer eden film Asya ’nın (Turkan Şoray) hikayesini ve secimlerini anlatmaktadır.
Sultan (1978)
Senaryosunu Yavuz Turgul ’un yazdığı, yonetmenlik koltuğunda Kartal Tibet ’i gorduğumuz “Sultan” oldukca zengin bir oyuncu kadrosuna sahiptir. Bircok katmandan okuyabileceğimiz filmde dikkat ceken unsurlardan biri pek tabi ki goc sorunu ve gecekondu yaşamıdır. Kolombo adında bir bekci ve Sultan (Turkan Şoray) tarafından bir turlu eve alınmayan Co adında bir yavru kopek uzerinden televizyonun toplumlar uzerindeki etkisini de gorduğumuz bu dunya tatlısı filmde Sultan hemcinslerine adeta onurlu ve omurgalı bir duruşa nasıl sahip olunabileceğinin dersini vermektedir.
Hepimizin bildiği uzere dort cocuklu dul bir kadın olan Sultan ve deri ceketli, arabesk dinleyen, kırmızı minibusu ile herkese hava atan Kemal (Bulut Aras) arasındaki tutkulu aşkın anlatıldığı filmde Şener Şen, Adile Naşit, Erdal Ozyağcılar gibi girizgahta da bahsi gecen oyuncular bulunmaktadır.
Metres (1983)
Safa Onal‘ın, 1960 yapımı olan Elizabeth Taylor‘ın başrolde oynadığı “Vizonlu Venus” filminden esinlenerek senaryosunu yazdığı Metres ’in yonetmen koltuğunda Orhan Elmas bulunmakta ve TurkÂn Şoray‘a ise Can Gurzap eşlik etmektedir.
Başarılı ve evli bir iş adamı olan Orhan (Can Gurzap) ile kiralık bir kadın olan Feride ’nin (Turkan Şoray) karşılaşmaları, yaşadıkları tek gecelik aşk ve onları tekrar buluşturan bir kurk…
Hayallerim, Aşkım ve Sen (1987)
Yetimhanede buyuyen bir cocuk. Aşık olduğu bir sinema yıldızı, bu uğurda yine aynı yetimhanede aşık olduğu kızı artık gozunun gormemesi ve hatta aşık olunan sinema yıldızının yetimhaneyi ziyareti ile aşık olunan kızı evlatlık edinmesi…
Fantastik tur olarak da adlandırabileceğimiz Hayallerim, Aşkım ve Sen ’in yonetmenliğini Atıf Yılmaz yapmış, Turkan Şoray ’a 24. Antalya Film Şenliği ’nde En İyi Kadın Oyuncu” odulunu de beraberinde getirmiştir.
Soğuktu ve Yağmur Ciseliyordu (1990)
Turk Sanat Muziği solisti olan Leyla (TurkÂn Şoray) ile ekip arkadaşı olduğu udi Cemal Bey (Ekrem Bora) ile yaşadığı duygusal yakınlaşma uzerine yoğunlaşan dramatik bir film. Hikayemiz Cemal Bey ’in beklenmedik olumuyle başlayarak, ikilinin ilişkisini geri donuşler ve Leyla ’nın hatıraları ile yansıtıyor. 28. Antalya Altın Portakal Film Festivali ’nde, Ekrem Bora En İyi Erkek Oyuncu, Gulsen Tuncer En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi 3. Film odullerini almış ayrıca Semra İnanc okuduğu şarkıyla Korsika en iyi muzik odulune sahip olmuştur.