
Gulten Akın, Turk edebiyatının en onemli isimlerinden biri ve bizce Turk şirinin oz annesi. Cemal Sureya da onu “ummuşşiir”(şiirin anası) olarak tanımlamıştır. Toplumsal şiirin anlamını ve İkinci Yeni ’nin tum izlerini goruruz onun eserlerinde. Dizeleri yureğimizi sızlatır, yalnızca bir şair olarak değil; yaşamı boyunca yaptıklarıyla da ne kadar hassas ve iyi yurekli biri olduğunu en derinlerimize kadar hissederiz.
İşte biz de gecen yıl aramızdan ayrılan bu naif kadının yaşamını ve birbirinden guzel şiirlerini, doğum gununde sizlerle paylaşalım istedik…
1. Gulerken Yuzun “Gulerken yuzun
Dem ceken bir guvercinin sesini
İcin icin buyuyen cimenleri
Baharda lunaparkı, bayramyerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyi
Gulerken yuzun
Aşıyor gecmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyor
…”
23 Ocak 1933 tarihinde Yozgat ’ta doğar. Yozgat ’ın Sorgun ilcesinde ilkoğrenimini tamamlar ve 1940 ’lı yıllarda memleketi Yozgat ’tan Ankara ’ya goc eder. Liseyi ve universiteyi orada okur. 1955 ’te Ankara Universitesi Hukuk Fakultesi ’nden mezundur artık.
2. Ayrılanlar Gemisi “Bunlar en mutlu gunleri ayrılığımızın
Yanaşmadan ozleminin limanlarına
Bir uzun hava icinde kendimiz kendimizin
Uzasın donmenin sacları, cagırma uzasın”
Universite yılları devam ederken 1951 ’de ilk şiiri Son Haber gazetesinde yayımlanır. Ardından da Hisar, Varlık, Yeditepe, Turk Dili, Mulkiye gibi dergilerde cıkar şiirleri.
3. Annesi Calışan Cocuğun Ağıdı “Attım. Boyalar ne işe yarayabilir
Yalnızlık icin karadan başka
Hangi rengi kullanabilirim
Kuru masa, donuk tavan, somurtuk halı
Solgun durmalı resimlerim
Pencerem kuşları cekmiyor
Soluğu azaldı nergislerin
Uc tarak olsa taranmaz Yuku-Lilinin sacları
Ben annesi calışan bir cocuğum
…”
Universiteyi bitirdikten sonra Yaşar Cankocak ’la evlenir ve bu evlilikten beş cocukları olur. Eşi kaymakam olduğu icin yıllarca Anadolu ’yu gezip Anadolu ’nun ceşitli yerlerinde yaşarlar. Gulten Akın ise bu sure boyunca gezdikleri illerde, avukatlık ve oğretmenlik yapar.
4. Yorgun Sevi “Susarak,iki komşu gibi gune değerek
Asıl soyleneceklerin ustunden aşarak
Sevdiğim
Ayrı ayrı uzakta, yanyana
Birbirimizi derinden gozlediğimiz yazlarda
Ve ustun koru baktığımız kentlerde
Gullerin gullerimiz
Huzunlerimse huzunlerimiz değil
Bir deli kuzgun gibiyim yaşlı teleğimle
Goğu siliyorum duraksamadan
Yorgunluktan değil, oyle sanıyorum
Yalnızlıktandır
Hızla dokuluyor tuyum teleğim
Orda oyle aramızda soluyor işte
Ayrı ayrı uzakta,yan yana
Hangi yangın hangi deprem becerebilir?”
Eşinin mesleği yuzunden gecirdikleri gocebe yıllardan sonra 1972 ’de Ankara ’ya yerleşirler. Ve Gulten Akın, burada Turk Dil Kurumu ’nda calışır. Kultur Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu uyeliğinde bulunur. Ayrıca İnsan Hakları Derneği, Halkevleri gibi demokratik kitle orgutlerinde kurucu ve yonetici olarak gorev alır.
5. Bolunen Kadınlar Şiiri “Sonsuz tenin bir serap olduğunu bilen kadınlar
sonsuz tine buyuculerle yonelen kadınlar
kısık bir perdenin o gerceği gosterdiğinden umutlu bir perdenin kısık yeri kadar incelen kadınlar
dunya, nedir onlardaki yansın
demir mi, ateş mi, belki cehennem
pervaneler işte, renkli camlara
carpa carpa hayal kanatlarını
tukenen kadınlar”
Bu aktif calışma hayatından sonra 1978 ’de emekliye ayrılır Gulten Akın artık. Tam her şey artık daha sakin olacak derken, iki sene sonra oğlunun başına gelenlerle sarsılır. Akın ’ın oğlu, Ankara ’da bir banka soygununa katıldığı gerekcesiyle tutuklanır ve dosyası Şentepe Devrimci Yol davasıyla birleştirilerek muebbet hapse captırılır. Sonra cezası yargıtayca bozulsa da, bu zor gecen yıllar annesinin şiirlerine de yansır. Gulten Akın, 42 Gun adlı kitabında Mamak Cezaevi ’nde suren aclık grevini anlatmaktadır.
6. Buyu “Buyu de baban sana
Buyu de
Acılar alacak
Buyu de baban sana
Buyu de
Yokluklar alacak
Buyu de baban sana buyu de
Bitmez işsizlikler aclıklar alacak
Buyu de
Buyu de baban sana
Baskılar işkenceler alacak
Kelepceler gozaltılar zındanlar alacak
Buyu de
Buyuyup onyedine geldiğinde
Buyu de baban sana
İdamlar alacak”
Gulten Akın ’ın şiirlerinde başlarda konu doğa, aşk, ayrılık, ozlemdir. Ancak daha sonraları, toplumsal sorunlar ağır basar. 80 oncesinde halkın yaşadıkları, onun hem hayatına hem de şiirlerine yansımıştır.
7. Yağmurlu “…
Uzak ve beyaz şehirlerden
Bir ince yağmurla gelirsin
Gece bekcisini sokağından
Garibi yatağından ceker alırsın
Bir hikaye bilir soylerim
Dost yıldızlara karşı ve sabaha doğru
Bu hikayenin bir ucu sendedir
Kurtarmak isterim kurtarmak isterim
Butun ucurtmaların ipi elindedir.”
Şiir uzerine yazılarını bir araya getiren “Şiiri Duzde Kuşatmak” isimli kitabında, halk kaynağına inme isteğini, “Halkta var olan oz ve bicimi diyalektik olarak yukseltmek, şiiri yukseltirken halkın yaşamının ve yaşam bicimlerinin yukselmesine yardımcı olmak” sozleriyle acıklar.
8. Deli Kızın Turkusu “Sana buyuk caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsan tutsam gotursem
Gozlerine baksam gozlerine, konuşmasak
Anlasan
Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Duşunsem hayır duşunmesem
Senin hic haberin olmasa
Senin hic haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o turku
…”
Akın ’ın şiirleri pek cok dile cevrilir ve kırktan fazla şiiri de bestelenir. Bunlar arasından biri de, hepimizin bildiği Sezen Aksu ’nun seslendirdiği Deli Kızın Turkusu ’dur.
9. Paylaşım “ağıdını bana dirhem dirhem
paylaştıran komşum
sevinclerin var mı, nerde
niye onları hic bilmiyorum”
Akın, yaşamı boyunca şiir dışındaki edebi turlere fazla ilgi gostermez ancak yazdığı yedi adet kısa oyunu bulunmaktadır. Urettiği tiyatro metinlerinde de kadın, evlilik, duzene yonelik eleştiriler gibi konular uzerinde durmuştur.
10. Ve bir geyik avına benzetir Gulten Akın “Şiir yazmak geyik avlamaksa eğer, oldukten sonra avlanmalı geyikler. Yani yaşananlar soğuduktan sonra yazılmalı. Hayatı yok etmedikce şiiri var edemezsiniz. Yaşamdaki o canlılığı, kımıldayan şeyi yok edeceksiniz; obur alanda var etmek icin.
Hem genc bir kadınken, herkes sizin gizlerinizi merak eder. Bu yuzden bugune kadar gizlerimi hep sakladım, bunu savundum. Zaten giziniz olmazsa yazamazsınız. Ama şimdi ipucları vermeyi yeğliyorum. Cunku geyikler coktan oldu.”
Akın, yaşamı boyunca, aralarında Akdeniz Altın Portakal Şiir Odulu(1999) ’nun de yer aldığı pek cok odul almıştır. 2008 ’de Milliyet gazetesinin yaptığı “yaşayan en buyuk şair” araştırmasında en cok oyu alır. Ve şiirinde bir doruk noktası olarak nitelendirilen Beni Sorarsan şiiri ile de 2013 ’te Metin Altıok Şiir Odulu ’ne layık gorulur.
11. İlkyaz “Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırcalarını kullanarak geciyorlar
Evler cocuklar mezarlar cizerek dunyaya
Yitenler olduğu goruluyor bir turkuyu actılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor turkuler ve ince şeyler
…”
Gulten Akın “Ah kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya!” diyerek gonlumuzde inceliklerin şairi olarak yer etmiş ve şair yonuyle Turk edebiyatının da en onemli kadın şairleri arasına girmiştir. Onu 4 Kasım 2015 ’te, uzun suredir tedavi gorduğu hastanede, kaybettik. Ve daima, yuzumuzde bıraktığı buruk bir gulumsemeyle hatırlayacağız.