Bir duygunun en usta aktarıcısı kim olabilir ki bir şairden daha başka? Aşkın, ayrılığın, hasretin tercumanı şairler olmasa kac sevda yavan kalırdı, kac hasret corak yaşanırdı acaba. Bir de şarkılar var tabi. Tek kişilik duyguların cok kişilik arzuları, kamunun en ozel, en hususi alanı.
Seneler boyu kimi zaman coşkuyla, kimi zaman gozyaşıyla; buruk sevinclerimiz ya da kusmuş huzunlerimizin dillerimize pelesenk ifadeleri şarkıların en usta kalemlerden cıkanlarını derledik sizler icin listemizde. Unutulanlar affola.
Ozdemir Asaf, Lavinia – Feridun Duzağac https://www.youtube.com/watch?v=Jl12Er-ciu4
Sana gitme demeyeceğim.
Uşuyorsun ceketimi al.
Gunun en guzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar soyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
1957
Murathan Mungan, Olmasa mektubun -Yeni Turku Olmasa mektubun,
Yazdıkların olmasa
Kim inanırdı
Senle ayrıldığımıza.
Sanma unutulur,
Kalp ağrısı zamanla
Herşeyi unutarak
Yaşanır sanma.
Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkansız sevgimizi
Sevmek bircok şeyi goze almaktır.
Baksana gecmişe,
Ne cok anıyla yuklu
Nerde o taverna,
Nerde sinema
Harcanmış zamanla
Yeniden yaşanmaz ki;
Gec kaldıktan sonra
Arama boşa!
Orhan Veli Kanık, Dedikodu -Levent Yuksel Kim soylemiş beni
Suheyla´ya vurulmuşum diye?
Kim gormuş, ama kim,
Eleni´yi optuğumu,
Yuksek kaldırımda, gupe gunduz?
Melahat´i almışım da sonra
Alemdara gitmişim, oyle mi?
Onu sonra anlatırım, fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
Guya bir de Galataya dadanmışız;
Kafaları cekip cekip
Orada alıyormuşuz soluğu;
Gec bunları, anam babam, gec;
Gec bunları bir kalem;
Bilirim ben yaptığımı.
Ya o, Mualla´yı sandala atıp,
Ruhumda hicranını soyletme hikayesi?
Attila İlhan, Mahur Beste – Ahmet Kaya Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahcede yalnız
O mahur beste calar Mujgan ’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şolen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste calar Mujgan ’la ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından puskurmuş genc fidanlardı
Guneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı guluşleri aydınlığı calkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Bitmez sazların ozlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
A Kadir, Sabah Turkusu – Ezginin Gunluğu Bir deniz ustundeyim, ne ucu var ne bucağı
Bir ruzgar onundeyim, gel keyfim gel
Bir sevda icindeyim, başım dumanlı.
Ağzımda bal gibi tatlı bir turku
Bir iner bir cıkarım bu yokuşu
Ağzımda bal gibi tatlı bir turku
Kazanırım cocuklarıma ekmek parası
Ben deniz ustunde, ruzgar onunde
Ben sevda icinde, tatlı turkude.
İnişte yokuşta, ekmek parasında
İki oğlum var, Mehmet ’le Ali
Gonlumde bir dunya, pamuk gibi
Ağzımda bal gibi tatlı bir turku
Bir iner bir cıkarım bu yokuşu
Ağzımda bal gibi tatlı bir turku
Kazanırım cocuklarıma ekmek parası
Ahmed Arif, Ay Karanlık (Maviye calar gozlerin) – Ahmet Kaya Maviye,
Maviye calar gozlerin,
Yangın mavisine
Ruzgarda asi,
Korsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, duş benim,
Ellere nesi?
Haydi gel,
Ay karanlık…
İtten ac,
Yılandan cıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
Ne olur gel,
Ay karanlik…
Dort yanım puşt zulası,
Dost yuzlu,
Dost gulucuklu
Cigaramdan yanar.
Alnım operler,
Suskun, hain, cıyansı.
Dort yanım puşt zulası,
Donerim donerim cıkmaz.
En leylim gecede olesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlik…
Hasan Huseyin Korkmazgil, Haziranda Olmek Zor -Grup Yorum https://www.youtube.com/watch?v=iAP5KQULKuw
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Yaralı bir şahin olmuş yureğim
Uy anam anam Haziranda olmek zor
Calışmışım onbeş saat
Tukenmişim onbeş saat
Yorulmuşum, acıkmışım, uykusamışım,
Anama sovmuş patron
Sıkmışım dişlerimi
Islıkla soylemişim umutlarımı
Sıcak bir ev ozlemişim,
Sıcak bir yemek,
Sıcacık bir yatakta unutturan opucukler.
Cıkmışım bir dalgada
Vurmuşum sokaklara,
Sokak tank paleti,
Sokakta duduk sesi,
Sarı sarı yapraklarla,
Dallarda insan iskeletleri.
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Uyarına gelirse tepemde birde cınar demiştin
Yıllar once
Demek ki on yıl sonra,
Demek ki sabah sabah,
Demek ki manda gonu,
Demek ki şile Bezi,
Bir de Memedin yuzu,
Birde saman sarısı,
Birde ozlem kırmızısı,
Demek ki goctu usta,
Kaldı yurek sızısı.
Yıllar var ter icinde taşıdım ben bu yuku
Bıraktım acının alkışlarına
UC HAZİRAN ALTMIŞ UCU.
Bir kırmızı gul dalı eğilmiş ustune,
Bir kırmızı gul dalı şimdi uzakta,
Okşar yanan alnını Nazım Ustanın.
Bir kırmızı gul dalı eğilmiş ustune,
Bir kırmızı gul dalı şimdi uzakta,
Yatıyor oralarda bir eski gomutlukte,
Yatıyor usta.
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor,
Gecsemde golgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir kuş otuyor
Haziranda olmek Zor.
Afşar Timucin, Ayrılıkta soylenmiş bir yaz turkusu – Ezginin Gunluğu https://www.youtube.com/watch?v=c3UGHMlKK5Q
Gozlerine bakar ağlar
Bu son şarkı
Son umut
Gitme hep burada kal
Bizimle kal bu kıyıda
Her yanına dokundum bakışının
Her yerini tanıdım goklerinin
Gun boyu sende uctum
Dinlendim dallarında
Atlılar gibi yoruldum yanında
Uyudum
Olur kıyı olur yazlar
Alır goturur karakış
Her bahar her umuda zorunlu mu
Neden yolcusun bu kadar
Gideceksen
Al gotur umudumu
Al gotur sonuna kadar
Sabahattin Ali, Leylim Ley -Zulfu Livaneli Dondum daldan duşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Gotur tozlarımı burdan uzağa
Yarin cıplak ayağına sur beni
Aldım sazı cıktım gurbet gormeye
Donup yare geldim yuzum surmeye
Ne luzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gor beni
Ayın şavkı vurur sazım ustune
Soz soyleyen yoktur sozum ustune
Gel ey hilal kaşlım dizim ustune
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni
Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gun duşup ardıma
Kula değil yureğine sor beni
Barış Pirhasan, Yağmurun elleri -Yeni Turku Kucucuk bir bakışın
Cozer beni kolayca
Kucucuk bir bakışın
Cozer beni kolayca
Kenetlenmiş parmaklar gibi…
Sımsıkı kapanmış olsam
Yaprak yaprak actırırsın
İlk yaz nasıl actırırsa
Yaprak yaprak actırırsın
İlk yaz nasıl actırırsa
İlk gulunu gizem dolu
Hunerli bir dokunuşla…
Hickimsenin yağmurun bile
Boyle kucuk elleri yoktur
Hickimsenin yağmurun bile
Boyle kucuk elleri yoktur
Butun gullerden derin
Bir sesi var gozlerinin
Baş edilmez o gergin kırılganlığınla senin
Her solukta sonsuzluk ve olum
Yaprak yaprak actırırsın
İlk yaz nasıl actırırsa
Yaprak yaprak actırırsın
İlk yaz nasıl actırırsa
İlk gulunu gizem dolu
Hunerli bir dokunuşla
Hickimsenin yağmurun bile
Boyle kucuk elleri yoktur
Hickimsenin yağmurun bile
Boyle kucuk elleri yoktur
Butun gullerden derin
Bir sesi var gozlerinin
Nazım Hikmet, Ceviz Ağacı -Cem Karaca Başım kopuk kopuk bulut icim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gulhane Parkı“nda
Budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gulhane Parkı“nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gulhane Parkı“nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Koparıver gozlerinin gulum yaşını sil
Ben bir ceviz ağacıyım Gulhane Parkı“nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Yapraklarım ellerimdir tam yuz bin elim var
Yuz bin elle dokunurum sana İstanbul”a
Yapraklarım gozlerimdir şaşarak bakarım
Yuz bin gozle seyrederim seni İstanbul”u
Yuz bin yurek gibi carpar carpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gulhane Parkı“nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında