Kış mevsimi sonunda geldi cattı. Kar henuz her yeri o bembeyaz ortusuyle kaplamasa da kışın soğuğunu iliklerimizde hissetmeye başladık. Sıcacık bir evin penceresinden izlerken ya da şen kahkahalarla kardan adam yapıp, kartopu oynarken guzeldir kar. Ama sokakta yaşayanlar, yakacak bir şeyleri olmayanlar ya da sabahın ayazında işe-okula gitmek zorunda olanlar ve buyuk şehirlerde yaşayanlar icinse sadece bir eziyettir. Butun bunlara rağmen fotoğraflarda ve şiirlerde guzeldir yine de kar, deyip sizler icin en guzel “Kar Şiirlerini” derledik bu soğuk havalarda icinizi ısıtsın diye…
1. Kar
Kardır yağan ustumuze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir duşunceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dortnala dumduz bir mavilikte
Kar yağıyor ustumuze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her gunku sesin
Unutulmuş guzel şarkılar icin
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
RuzgÂr gibi t eski Anadolu ’dan
Sesin nerde kaldı, kar icindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam…
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gok, deniz aşkına
Yağsın kar ustumuze buram buram…
Buğulandıkca yuzu her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf ruyanın
Goğe uzanır – tek, tenha – bir kamış
Sırf unutmak icin, unutmak ey kış!
Buyuk yalnızlığını dunyanın.
Ahmet Muhip DRANAS
2. Kar Şiiri
Karın yağdığını gorunce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı gorunce
Kar icinde yanan karı anlayacaksın
Allah kar gibi gokten yağınca
Karlar sıcak sıcak saclarına değince
Başını onune eğince
Benim bu şiirimi anlayacaksın
Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde ruyam gelip gecer
Her affın icinde bir intikam gelir gider
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın
Ben bu şiiri yazdım aşık ceşidi
Oyle kar yağdı ki elim uşudu
Ruhum seni duşununce ışıdı
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın
Sezai KARAKOC
3. Kar
Kar yağdı durmadan uc gun uc gece,
Tıkandı gecitler yollar kapandı.
Yalnızlığın buzdan cetelesinde
Kimseler umursamadı karı.
Yuzlerinde iğreti bir kibirle
Hep duşurmekten korktukları,
Dalıp gittiler gunluk işlerine.
Diz boyu birikmiş kar icinde
Yururduk uzatarak actığımız kanalı,
İki kar guvesi gibi sokaklarda seninle
Anardık butun yitik aşkları
Bu karlı kış gununde…
Gungormuş dağlara karşı
Sımsıcak opuşurduk sarılıp birbirimize.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Şolensiz, sevincsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin turkusu yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıcak acmıyor ağızları;
Acı, yalnız acı var yureklerde.
Kar yağdı durmadan, uc gun uc gece…
Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
Pencerelerden baktı ev iclerine.
Kar hic boyle kimsesiz kalmadı
Kendi ozgul tarihinde.
Cıngırakların, kızakların karı
Yağdı her şeyin ustune sessiz bir ofkeyle.
Birikti bir camaşır ipine bile.
Sacaklardan sarktı,
Attı kendini gurultuyle yere,
Kimse sahip cıkmadı;
Yığıldı kaldı duvar diplerine.
Yalnız kuş ayakları
Bastılar incelikle goğsune.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Kar var yaşadığımız gunlerde.
Umutsuzluk cevremizi kuşattı,
Kıtlık kıran gundemde.
Yine de ele gune karşı,
Ozenle saklıyorum yureğimde
Sana duyduğum aşkı,
Dort yanım kar icinde.
Metin ALTIOK
4. Elhan-ı Şita (Kış Ezgileri)
Bir beyaz titreyiş, bir dumanlı ucuş,
Eşini kaybeden bir kuş
Gibi kar
Gecen ilkbahar gunlerini arar…
Ey kalplerin cılgın aşk şarkıları,
Ey guvercinlerin ilahileri,
O baharın işte yarını bu:
Kapladı derin bir sessizliğe yeri
Karlar
Ki sessizce surekli ağlarlar.
Ey ucarken duşup olen kelebek,
Bir beyaz melek kanadının tuyu
Gibi kar
Seni solgun bahcelerde arar;
Sen acarken cicekler ustunde
Ufacık bir cicekli yelpaze gibi,
Naaşın ustunde şimdi ey olu,
Başladı parca parca ucmaya
Karlar
Ki gokten duşer duşer, ağlar!
Uctunuz, gittiniz siz ey kuşlar!
Kucucuk, beyaz başlı baykuşlar
Gibi kar
Sizi dallarda, yuvalarda arar.
Gittiniz, gittiniz ey kuşlar!
Şimdi boş kaldı baştan başa yuvalar;
Yuvalarda -feryatsız yetim gibi!-
Son kalan mavi tuyleri kovalar
Karlar
Ki havada ucar ucar, ağlar!
Cenap ŞAHABETTİN
5. Kar Musikileri
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl surecek zannedilen kar sesidir bu.
Bir kuytu manastırda duÂlar gibi gamlı,
Yuzlerce ağızdan koro hÂlinde devamlı,
Bir erganun Âhengi yayılmakta derinden…
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden cok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey calıyor eski plÂkta.
Birdenbire mes ’ûdum işitmek hevesiyle
Gonlum dolu İstanbul ’un en ozlu sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda butun bir gece Korfez ’deyim artık!
Yahya KEMAL
6. Kar Aydınlığında
Uyandım kar aydınlığında
O kucuk kasaba uykuda
Uykusuz bir sıra kavak
Hem gider hem dinlerim
Duş onume yol goster, derem benim
Kar mıhı atımın nallarında
Cebimde bir şişe konyak
Evlerinin avlusunda ayna nar
Sedirinde acı biber rengi bir kilim
Odan ıslak tahta kokar biraz da toprak
Gozlerim sana değer ısınır
Uzattım mı mangalına ellerimi
Her yanım tane tane mısır
Sanırdım patladı patlayacak
Sen sıcaktın yataklar sıcak
Pencerende aydınlık kar
Ateşim, komurum, esmerim benim
O gunlerin tadı başka nerde var
Genctik, Âşıktık, deliydik
Seviştikce ağardı karanlıklar
Bunca dağın karlarını erittik
Necati CUMALI
7. Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar
Beyaz ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yuruyup gecti hayal icinde
Arkadaşlarımı duşundum, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar caldı odalarda
Butun insanları sevmek gerektiğini duşundum
Duşmanlarımız dışında
Duşmanlarımız cunku
Sevgiyi yok ettikleri icin
Duşmanımız oldular-
Beyaz ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif yureğiyle
Gecip gitti guvercinleri anımsatarak.
Uzaktaki şehir
Uykuya dalmıştır şimdi.
Duşundum bir bir
Kardeşlerimin ne yaptıklarını
…………
Ataol BEHRAMOĞLU
8. Dışarda Kar
Kar yağıyor dışarda
Sokak lambasına duşuyor
Ve serceler
uşuyor
Kenarları hafifce yanmış
Sayfalarına kan
sıcramış
bir kitapta
NÂzım hikmet
Okuyorum.
Dışarda kar yağıyor
Ve dağ lokantasına
Gidiyor
zengin
kasabalılar.
Kar yağıyor dışarda
Mektubun yeni gelmiş
İstanbul
kokuyor.
Dışarda kar yağıyor
Seni seviyorum…
Behcet AYSAN
9. Kar ve Ben
Esiyor tane tane yine beyaz bir ruzgÂr.
Soyleyin hangi kuşun kanatları yolundu,
Yine hangi ağactan dokuldu bu yapraklar?
Yağan beyaz bir sukût, bir mahşerdir sanki kar!
Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine…
Semadan yere kadar butun gorduklerinden
Usanc duyan gozlerim bir şeyde karar kıldı,
Bembeyaz bir guvercin kanadına takıldı.
Ben ne gurup bilirim ne gece bilirim ben,
Ucuyor gonlum beyaz bir sukût sevincinde;
Bir kadın gordum ki ben beyaz guller icinde.
Ruhuma bağışladı bu kadın servetini.
Ne bir yara var artık, ne bir leke ruhumda;
O şimdi ruyasının denizinde bir ada.
Bir sevgili sahibi olmak saadetini
Kim bilir benim kadar… ben et kemik yığını
Duydum beyaz bir nehrin icimde aktığını.
Cahit Sıtkı TARANCI
10. Kar Yağıyor
Lambayı yakma, bırak,
Sarı bir insan başı
Duşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor
Karanlıklara.
Kar yağıyor
Ve ben hatırlıyorum.
Kar…
Uflenen bir mum gibi sondu
Koskocaman ışıklar.
Ve şehir
Kor bir insan gibi kaldı
Altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıcak gibi giren hatıraların
Dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
Ve ben hatırlıyorum.
NÂzım HİKMET
11. Kış Yorgunu
Uzak ulkelerin fethinden geldik,
Bilemezsin ne kadar yorgunuz.
Bir kış gunu huzurunu ozledik hep,
Sonsuz yangınlar yiyen,
Dağlanmış ormanlar gibi yureğimiz.
Bir maviliğe kayar,
Kapandı kapanacak gozlerimiz.
Harlayan bir soba vardı duşumuzde,
Kestaneler patlar, ışıklar kohne tarabaları yalarken.
Cok uzaklarda bir ırmak akar.
Korkmayın; bizim dağların kurtlarıdır onlar, ısırmaz.
Biz kediler gibi uyuyacaktık.
Ne cabuk sıkıldık boyle,
Zemheri icimizde toz duman,
Yeniden bahara acılan kapılar arar olduk.
Dort yanımız duvar ve kor kilitmiş oysa.
En akıllı secimlerimizdi sorarsan,
Surlar orduk yureğimize,
Anlamsız bir omru uzattıkca uzattık.
Kış yorgunuyum, bir kardan adamım artık.
Sakallarım mavi bir buz,
Buyur yalnızlığım,
Nasıl korkardım geceleri erimekten, bilmezsin;
Olummuş kurtuluş,
Yetmedi guneşimiz,
Buzdan yaşamlara tutsak kaldık.
Cekilsin artık bulutlar ve kar,
Bir eski evde kapılar gıcırdasın,
Azıcık aralansın bahara,
Uzun yağmurlarla yıkansın her yer.
Akın edecek guneşler peşinde değiliz artık,
Bir minik kardelen doğsun yeter.
Arsız bir cıplaklıkta oylece donakaldık
Şenol YAZICI
12. Giderdin
Giderdin
Huznu filizî bir akşamda
Bir hayat olurdu bakışım
Yağmurlar bilirim sırdaş
Sokaklar tenha
Giderdin
Ne cok uşurdum ardından
Gul duşururdum mısralara
Sana ağıt yakışım
Sır kalırdı aynalara
Giderdin
Usul oyle, yelken fora
Arta kalan cağrışım
Sustukca coğalan cığlığım
Zaman zaman ardın sıra
Giderdin
Ağlamak kÂr etmez
Ferman buyurdun cun
Gecer kar, gecer bora
Bir duvarda sarmaşığım
Kuşlara…
Mehmet Binboğa
13. İstanbul ’a Kar Yağıyordu
İstanbul ’a kar yağıyordu
Galata, sırtına yuklenmiş Halic ’e gebeyken
Sıtmalı bir martının kanadında Eyup hazretleri
Kar bana yağıyordu…
İstanbul ’a nur yağıyordu
Toprağından kopanlara doluydu, ben fırtınadayken
Olta balıkcıları kral uşumesinde, Karakoy ’de nur
Nur bana yağıyordu…
İstanbul ’a balık yağıyordu
İncesaz nağmeleri tophane rıhtımına akar, ben limandayken
Erken cekilmiş bıcakları kalleşlerin
Balık bana yağıyordu…
İstanbul ’a bulut yağıyordu
Kimliksiz sokak serserileri şadırvana serpilmiş, ben su iken
Galata dizlerini dover ama emin değilim
Bulut bana yağıyordu…
Barış ERDOĞAN
14. Karda İzler
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime duşsun
Bir ucurum kıyısında vursunlar beni ki dunya
Uğuldayıp duran bir ucurum değil miydi zaten
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime duşsun
Adımı yazıyorum kar ustune ve ıslığını cığlık
Gibi incelterek yetişiyor ardımdaki tipi bana
Siliyor adımı bir dal kırarak cam ormanından
Gecmişim kar sessizliğiyle ozetleniyor artık
Anılarım buz tutmuştur aşklarım kar yangını
Omrum parmak uclarımda eriyen bir kar tanesi
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime duşsun
Kar yağıyorken milyon bekerel huzun yağıyordur
Derim ki kar ve huzun bir aşkın seyir defteridir
Yolculuklar ve ayrılıklarla anlatılabilir ancak
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime duşsun
Bir ucurum kıyısında vursunlar beni, vursunlar
Bir kahkahayla cekip giderim karlı ovalardan
Şairler vurulmalıdır, hayat yakışmıyor onlara
Ahmet TELLİ
15. Kar
Silinmiş ne varsa kedere dair
Bir kar neşesinde dunya bu sabah
Gelin olmuş ağaclar telli duvaklı
Goz alabildiği her bir yer ferah
Multeci gozlerim yuceltilerde
Gıcı boran tozutuyor burda kış
Nazlı akşamlarda ulu seherde
Vadilerde tavşan avı başlamış
Yeni makamlara hazırlanıyor
Hep aynı nağmeyle şakıyan kuşlar
Beyza bir bereket harmanlanıyor
Sere serpe yatar gibi bulutlar
Cocukların gozlerinde yıldızlar
Yaşama sevinci kuşanmış gibi
Kartopu tadında oğlanlar kızlar
Şukur sana yerin goğun sahibi
Mehmet BİNBOĞA
16. Kar Yağışı
Yalnızlığın sesinden bir resim yaptım
Kararan kalabalıklardan suzdum ışığını.
Akşamustleriyle boyadım vazgecen ağzını
Parmaklarını uzattım gece suları gibi ıssız
Salkımsoğutlerden bir beden cizdim usul
Hicbir ruzgarın duruşunu bozamadığı
Butun yağmurları topladım yapraklarına.
Sonra tum yolcuların silindiği bir ufuk
Orttum kÂkulleriyle alnının uşumesini.
Puhu kuşlarının avazını yerleştirdim dudaklarına
Uzanıp uzanıp optum sonra acıyla.
Gozlerini kapalı cizdim gormesinler diye kimseyi
Madem gormeyecekler bundan sonra beni.
Astım saclarından odamın boşluğuna…
Uzun sustum, ey durmadan konuşanlar
Gecmedi uşumem
Ben bir aşkın kar yağışından geliyorum…
Şukru ERBAŞ