
“Derken bir gun bir kitap cektim, actım ve kalakaldım. Birkac paragraf okudum. Sonra coplukte altın bulmuş biri gibi kitabı masaya goturdum. Cumleler sayfada yuvarlanıyordu, kayıyorlardı. Her cumlenin kendine ozgu bir enerjisi vardı. Cumlelerin ozu sayfaya bir bicim veriyordu; sayfaya oyulmuşlardı sanki. Duygusallıktan korkmayan birini bulmuştum sonunda. Mizah ve acı olağanustu bir kolaylıkla ic ice gecmişti. O kitabın ilk sayfaları benim icin cılgın ve buyuk bir mucizeydi. Evet, Fante beni cok etkiledi. O kitapları okuduktan kısa bir sure sonra bir kadınla yaşamaya başlamıştım. Benden daha ayyaştı ve korkunc kavgalar ederdik. Bazen ona, “Bana orospu cocuğu deme! Bandini ’yim ben, Arturo Bandini” diye bağırırdım. Fante benim Tanrı ’mdı ve Tanrı ’ların rahatsız edilmeyeceğini, kapılarının calınmayacağını biliyordum. Ama “Angel ’s Flight”ın neresinde oturduğunu tahmin etmeye calışır, hala orada yaşadığını tahayyul etmeyi severdim. Hemen her gun ordan gecerdim. Camilla ’nın tırmandığı pencere bu muydu? Lobi bu mu? Hicbir zaman emin olamadım.”
Diye başlar Fante ’nin en etkileyici eserlerinden Toza Sor ’unun onsozu. Bu satırlar, şu bizim pis moruk Charles Bukowski ’nin kaleminden dokuldu bir zamanlar. Fante ’nin eserleri, yıllar sonra da olsa hak ettiği değeri goruyor ve bir okuyucu kitlesine sahipse, bizleri John Fante ’yle, onun Arturo Bandini ’siyle, Camillia ’sıyla tanıştıran Bukowski ’nin hakkını vermek gerek.
Fante ’nin hayat hikayesine gecmeden once karşınızda nasıl bir yazar var bilin isteriz. Basit kelimeler kullanıp, okuyucuyu hırpalamadan, urkeklik ve kararsızlığın icinde size umudu vaat etmenin ozetidir Fante. Zaten Bukowski ’nin ‘ ’Fante benim Tanrım! ’ ’ demesinin en buyuk sebeplerinden biri de onun bu etkileyiciliğiydi. Romanlarında sade ve umursamaz tavırlarını, cocukluğundan itibaren inişli cıkışlı gecen bir aile hayatının yansımalarını hep goruruz. Unutmadan; kitabın elinizden duşmesine fırsat kalmadan bir de bakmışsınızdır ki artık siz de Arturo Bandini ’sinizdir.
1. İtalyan bir baba ve İtalyan – Amerikalı bir annenin cocuğu olan Fante, 1901 yılında Amerika Colorado ’da doğdu.
İş kurma ve zengin olma umidiyle İtalya ’dan Amerika ’ya goc eden babası Nick Fante, bir duvar işcisiydi. Babasının iş hayatında bir turlu dikiş tutturamamasından dolayı iki kardeşi ve annesiyle beraber hayatları uzunca bir sure yoksullukla gecti. Koyu bir Katolik anneye sahip olan John, universite eğitimi icin Colarado Universitesi ’ne kaydını yaptırdı.
2. Babasının ailesini başka bir kadın icin terk etmesi, hayatının donum noktası oldu.
Kendi parasını kazanmak zorundaydı ve universiteden ayrılarak Kaliforniya ’da balıkcılık yapmaya başladı. Bununla beraber yazarlık seruveni de başlangıcındaydı artık. Vakit buldukca kısa hikayeler yazmaya başlayan Fante ’nin yazıları ilk başlarda gereken ilgiyi gormedi.
3. Yazıları dergilerde yayınlanıp emeğinin meyvelerini toplamaya başladığında 23 yaşına gelmişti.
Yazdığı kısa hikayeler uzun uğraşları sonucunda The Atlantic Montly, Esquire, Harper ’s Bazaar dergilerinde yer aldı ilk olarak. 1933 yılında ilk romanı Los Angeles Yolu ’nu bitirse de ilk basılan romanı, cocukluk yıllarından bir kesit sunarak yazdığı, yarı otobiyografik eseri Bahara Kadar Bekle Bandini oldu. Bukowski icin Henry Chinaski neyse Fante icin de Arturo Bandini oydu artık.
4. Bahara Kadar Bekle Bandini, hem Fante ’nin cocukluğu hem de o yıllarda Amerika ’ya goc eden İtalyanlar hakkında fikir verir bizlere.
İlk basılan kitabı olduğu icin ayrı bir oneme sahip bu kitapta, bir İtalyan gocmeni olan duvar ustası baba, dindar bir anne ve iki kardeşiyle beraber yaşayan Arturo Bandini ’nin hikayesini anlatır. Bahara Kadar Bekle Bandini, Los Angeles Yolu, Toza Sor ve Bunker Tepesi Duşleri kitaplarında ana karakter olarak Arturo Bandini ’yi goruruz.
5. Sıra, Bukowski ’nin okuduktan sonra kalbinin tam orta yerine yapışan ve Fante ile tanışmasına aracı olan en onemli eseri Toza Sor ’a gelir.
Fante, 1939 ’da Toza Sor ’u yazmıştır. Ana karakter, umutsuz, kafası karışık, fakir bir yazar olan Arturo Bandini ’dir yine. Bir gun gittiği salaş bir barda Camilla isimli Meksikalı bir garson kızı gorur ve aşık olur. Platonik bir aşk ile başlayan hikayede, Bandini ’nin aşkın derin sularında boğulduğuna tanıklık edersiniz.
6. Toza Sor icin imkansız bir aşkın romanıdır da denilebilir.
Satırlarında, sevdiği kadınla nasıl iletişim kuracağını bilemeyen ve aynı zamanda buyuk bir tutkuyla sevdiği kadına aşk beslerken, kendi egosuna olan aşkından da vazgecemeyen bir adam vardır.
7. Bukowski, kutuphanede bir şans eseri denk gelir Toza Sor ’a ve okudukca artık o da bir Arturo Bandini olur.
Kitabın yazılmasının uzerinden uzun yıllar gectikten sonra bir gun kutuphanede rafların arasında gezinirken eli Toza Sor ’a ilişir. Okurken sayfaların arasında kaybolup gittiğini, kısa, sade ve derin cumlelerdeki duygu yukunu hissederken Fante ’ye duyacağı hayranlığı ‘ ’o benim Tanrım ’ ’ diyerek dile getirir. Bukowski, ilk olarak Kadınlar kitabında Fante ’den bahsedecek ve daha sonrasında Toza Sor ’un on sozunde ilk okuduğundaki hisleri yer alacaktır.
8. Fante yıllar icerisinde Gencliğin Şarabı, Hayat Dolu, Uzumun Kardeşliği, Buyuk Aclık kitaplarını yazdı.
1955 yılında şeker hastalığı baş gosterdiğinde yazarlığının en verimli zamanındaydı. İlerleyen zamanlarda bu hastalık onun sadece gozlerini almakla kalmayıp daha sonrasında da bacaklarının kesilmesine sebep olacaktı.
9. Gormeyen gozleri ve olmayan bacakları ise onun son kitabını yazmasına engel değildi.
Eşi Joyce ’un da yardımıyla yazarlığa devam eden Fante, son kitabı Bunker Tepesi Duşleri ’ni 1982 yılında tamamladı. Hayat Dolu ve Bunker Tepesi Duşleri ’nde Fante ’nin yazar oluş surecinden izler gorebilirsiniz.
10. Bir bahar ayında dunyaya gelen Fante, yine bir bahar ayında 8 Mayıs 1983 ’te hayatını kaybetti.
Olumunden bir sure once, gec de olsa Tanrısıyla tanışma imkanına kavuşan Charles Bukowski de son gunlerinde olume hızla yaklaşan Fante ’nin yanında olmuştu. Bukowski, Tanrısına bir borc olarak gorup, olumunun ardından kitaplarının basılmasına da onculuk etti. 1933 Berbat Bir Yıldı ve Roma ’nın Batısı, Fante oldukten sonra yayımlandı.
11. Olumunun ardından 1989 yılında Bahara Kadar Bekle Bandini ve 2006 yılında da Toza Sor kitapları sinemaya aktarıldı.
2006 yılında cekilen ve başrollerini Colin Farrell (Arturo Bandini) ve Salma Hayek (Camilla Lopez) ’in paylaştığı Toza Sor, kitap kadar başarılı olmasa da Fante ’nin hatrına izlenebilecek bir film tadında.
Bonus: John Fante Kitapları