Carlos Castenada, Peru asıllı bir antropoloji profesoru ve aynı zamanda 12 serilik “Don Juan Oğretileri”nin yazarı. Serinin ilk kitabı, ayrıca Castaneda ’nın doktora tezidir. Kitaplarında yer verdiği tecrubelerin ve mistik olayların gercekliği, ciddi bir tartışma konusu olmasına rağmen, icinde barındırdığı hayat dersleri son derece etkileyicidir. İnsana doğa ile arasında bulunan sarsılmaz bağı yeniden hatırlatır.
İşte Castenada ’ya ait bazı cumleler. İsteyene hayat dersi, isteyene tavsiye olsun.
“Kendimizi sefil de kılabiliriz, guclu de. Her ikisi icin de harcanan caba eşittir.”
“Kendini kapalı kılmanın saklanmak ya da kendini gizlemek anlamına gelmediğini; ulaşılmaz olmak anlamına geldiğini soyledi. Herkes senin saklandığını biliyorsa, farketmez ki saklanmış olman.”
“Ulaşılamaz olmak demek, cevrendeki dunyayla temasında tutumlu olmak demektir.”
Beş bıldıɾcın biɾden yiyemezsin; bir tane yeɾsin. Pek geɾekli olmadıkca kendini ɾuzgaɾın gucune acık bıɾakmazsın. İnsanlaɾı, ozellikle sevdiğin kimseleɾi kullanıp onlaɾı kupkuɾu bıɾakana dek sıkıp sulaɾını cıkaɾmazsın.
“Kibri yaşamımızdan cıkardığımız an incitilemez hale geleceğiz. Kibrin ustesinden nezaketle gelinmez.”
“Kibir, zamanımızın coğunu başkalarının yaptıklarına alınarak gecirmemizi sağlar.”
“Her şeye aynı acıdan bakarsan, hep aynı şeyleri duşunursun. Hep aynı şeyleri duşunursen, hep aynı şeyleri yaparsın.”
Hep aynı şeyleri yaparsan hep aynı sonucları elde edersin. Hep aynı sonucları elde edersen; hep ya mutlu ya da hep mutsuz olursun.
“Olum bize meydan okuyor; buyucu olsun, sıradan insan olsun, bu meydan okuyuşa karşılık vermek icin doğmuştur…
Yaşam, olumun bize meydan okuma yollarının bulunduğu bir surectir. Olum etken guctur, yaşamsa arena.”
“Gerceklik, yaptığımız yorumdan başka şey değildir.”
“Savaşcı olalım ya da olmayalım, zaman zaman hepimizin onune bir şans duşuverir. Sıradan insanla savaşcının farkı, savaşcının bunu biliyor olması, uyanık kalması, bekliyor olması, o ‘bir şans ’ ortaya cıktığı anda onu yakalamasıdır.”
“Karşına cıkan her yola sonunu duşunerek dikkatle bak. Defalarca yap bunu. Sonra sor kendine, kendine sadece kendine sor: Bu yolun bir ruhu var mı? Varsa, yol senin icindir. Ama yoksa, yol senin icin gereksizdir.”
“Bilgili adam yureğinin yolunu secer ve bu yolda yurur. Sonra cevresini saran dunyaya bakar, onu bağrına basar ve gulumser. Cunku hayatının cok ama cok cabuk gececeğini bilir.”
Bilir, cunku hicbir şeyin diğerinden daha onemli olmadığını gorur. Bilgili bir adam herhangi bir şeye sadakat duymaz, sadece yaşamayı sectiği hayatta izlediği yola sadıktır. Bilgili bir adam her şeyin delilik olduğunu bilir ama bu dunyada kalabilmek icin deliliğini kontrol altında tutması gerektiğinin farkındadır. Bu sebeple, elinden gelenin en iyisini yapar ve buhar olup ucar; ona baktığımızda sıradan bir insan gibi gorunur ama aslında deliliğini kontrol altında tutmuştur. Korku ve saygı eşliğinde bilgiyle yuzleşir, zira savaşa girdiğinin bilincindedir.