Sanki mahalleden arkadaşımızmış gibi sevdiğimiz Emrah Serbes ’in Hikayem Paramparca ’sı, insanı dertlere salan parca parca hikayelerden oluşur. Hikayeler, mukemmel tespitler barındırır icinde; durup durup donersiniz o altını cizdiğiniz satırlara.
İşte romantizmi daima tadında bırakan yazar Emrah Serbes ’in paramparca hikayeleri arasından kendinizi bulacağınız 16 muhteşem tespit.
Evrenin temel yasası: Bağlı olan her şey bir gun cozulur; atom altı parcacıkları bile
Yıkılmak icin dizilen domino taşları gibiyiz. Biri gelir sana carpar, seni yıkar ama onu da başka biri yıkmıştır
Yanlış yolda yurumek, doğru yolda beklemekten iyidir
Matkapla goğsunun ortasına acılmış bir pencere duşun. Perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun dunyaya. Eskisi gibi acımıyor ve de asıl bu acıtıyor
İşler yolunda gitmiyorsa hicbir yere gidemezsin. Ardında bırakacak bir şey yokken kim gidebilir? Hicbir yere doğru uzun bir yuruyuş; bunu kim goze alabilir?
Ne oğrendik bu aşktan: İnsan birgun herkesi unutabilir; o zaman hayaletlere inan. Cunku onlar hep dokunabilir
Herkes kendi kabusunu gorur. Bir kabusu kabus yapan şey, ondaki aktarılamayan noktalardır. Başkasına anlattığın şey kabus değildir artık
Bir istek başka bir isteği doğuracaksa ve biz sonunda hep mutsuz olacaksak neden hala istemeye devam ediyoruz? Bilinmiyor
Zaman hicbir şeyi duzeltmez. Daha beter de etmez. Zamandan bağımsız şeyler bunlar
Kendimizi ozgur zannediyoruz; oysaki sadece ipimizi biraz uzun bırakmışlar. Sınırlara gelince fark ediliyor bu
Sadece geceleri, yapayalnız ve yalınayakken anlaşılabilecek şeyler var
Haberler doğru olsaydı onları guzel kadınlara sundurmak zorunda kalmazlardı. Televizyon yalanın kalesidir
Hepimizi onemli insanlar olduğumuza inandırdılar. Sonra da cekip gittiler
Elinden bir şey gelmemenin acısını iniş takımları olmayan melekler bilir. Bir arabanın farlarına kilitlenip kalmış sincaplar bilir. Suyun dibine ağır ağır coken taşlar bilir
Herkesin kalbinin cizildiği bir yer var. Orada gorunmez bir duvara carpıyorsun. Daha oteye gidemiyorsun…
… Butun dunyan o cakıldığın yerden uzanabildiğin yere kadar oluyor artık. Ben de o gunlerde bir yerde cakıldım işte. Ama tam nerede bilemiyorum. Hicbir zaman da bilemeyeceğim bunu. Orası beni daha iyi bilecek.
Sevdiğiniz biri oldukten sonra yaşa­ma tekrar devam etmek bisiklet kullanmayı oğrenmeye benziyor…
Ama yokuş aşağı giden bir bisiklet oluyor bu. Denge­yi sağlamanın tuhaf coşkusunu kastetmiyorum burada ya da sadece bundan bahsetmiyorum. Kafayı gozu yarmak uzere olmanın korkusundan da bahsediyorum. Ne demek istedi­ğimi anlıyor musunuz?