
Şukru Erbaş, edebiyatımızın kendi sesini şiirle ve yazıyla yoğuran en nitelikli kalemleri arasında yer alır. Soylediği her soz, durup duşunmeye ve yaşamın kaldığı yeri yeniden devam ettirmeye yarayan en guzel kıvrımları barındırır. Şiir, coğu zaman boyle bir şeydir cunku. Erbaş ’ın kalemi de bu durumu ozumsediği gibi, onu okuyan pek cok kişiyi de sarmış, acısına da sevincine de ortak olmuştur. Cunku edebiyat, coğu zaman boyle bir şeydir…
Sevmek uzerine de aynı incelikli duşlerle eğilen yazar, duzyazılarında da aynı işciliği gostermiştir.
“Sevmek, bizim kendimize ve dunyaya karşı giriştiğimiz hırsızlığa, kendi gucumuzle karşı cıktığımız biricik haklılığımızdır…”
“Alacakaranlığın ufalaya ufalaya sildiği bir adamı tutup ellerinden, başına ay ışığından bir hale gecirmektir, kaybolmadan sabaha cıksın diye…”
“Sevmek, ozunde varolan buyuk bağlanmaya karşın, insanı gunluk ilişkilerin kişiliksizleştirdiği tutsaklıktan kurtaran en buyuk ozgurluktur…”
“Yalanın kirlettiği bir yureği yağmur sularıyla yıkamak, sonra da ictenliğin ruzgarıyla durulayıp iğde kokularına sarmaktır…”
“Işıkları kesilmiş odalarda kirpiklerden ve parmaklardan mumlar yakıp, derin bir hazla ışıyan guzelliğini seyretmektir insanın…”
“Evlere karşı sokakların, sokaklara karşı evlerin biricik zaferidir. Zorun, kanıksamanın ve alışkanlığın insan ruhunda actığı yıkıma karşı, en ince, en guclu, her zaman yeni, direnme duygusudur…”
“Sevmek, yaşamın bizi suruklediği ucurumun kıyısında tutunduğumuz o incecik gelincik sapı; olumle dirim arasındaki baş donmesidir…”
“Sevmek, bizi onaran, acısından bile haz aldığımız belki de tek incinme; butun huznu, iyimserliği ve ikircimine karşın, sesimizin en duru aktığı yataktır…”
“Yine de insanın kendine en buyuk ihanetidir sevmek. Sığlığın kolaylığından derinliğin baş donmesine gecmek bir zorlu yurek turkusudur, icindeki binlerce gozu susturmayı gerektiren…”
“İstemekle yapmak arasındaki o ince cizgi, binlerce yılın gunah burgaclarıyla bir ucuruma donuşur. Dunya karşı tarafta, biz bu tarafta kalmışızdır…”
“Mutsuzluğumuza karlı ayaklanan coğunluk geri cekilmiş, kimse mutsuzluğumuzla ilgilenmez olmuştur. Herkes icine gomduğu yaralı bir hayvanla iyileşmeye calışmakta, dunyayı duzene koymaya devam etmektedir…”
“Sevmek, insanın en buyuk acısıdır.”