
Turk edebiyatının yergi alanındaki en onemli isimlerini sıralasak herhalde Aziz Nesin ’i en tepelerde goruruz. Hayatı, kitapları, sozleri ve yazdığı sayısız eseri, bugun hÂl gecerliliğini koruyan onemli meseleleri aydınlatıyor. Zira Nesin ’deki toplumsal carpıkları ironi ile anlatma ustalığı kolay aşılabilecek ya da eskiyecek bir maharet değil. O, ilk gencliğinden itibaren gorduğu, tanık olduğu sosyal curumuşluğu ele alır, başına bir şeyler gelebileceği kaygısına aldırmadan. Bulduğu her vakitte ve yerde yazmaya başlar, calışkanlığından zerre taviz vermez. Bugun bile hÂl herhangi bir absurt durumla karşılaştığımızda onun oykuleri, sozleri gelir aklımıza. Onu anlatacak pek cok hikÂye varsa da Onat Kutlar ’ın şu sozlerine yer vermekle yetineyim: “Aziz Nesin sadece Turk yazınının halkımızla en geniş olcude diyalog kurabilen buyuk bir adı olmakla kalmayıp, Nasreddin Hoca ’nın ulkesinin gulen ve duşunen yuzunu butun dunyaya tanıtan sanatcımızdır.” Biz de doğum yıldonumunde onu “Şimdiki Cocuklar Harika” eserinden alıntılarla analım, hatırlayalım istedik. Cocukların gozunden ebeveynlerin eleştirildiği eser bolca Nesin ’e ozgu “alışkanlıkları kırma” icerir. Kendisi de bu romanı hakkında şoyle soyler: “Bu romanı, salt cocuklar icin değil, ana babalarla oğretmenler icin de yazdım.”
Esere Ulaşmak İcin Tıkla!
1. Cocuklar
Cocuklara daha iyi bir dunya bırakmak yerine, dunyaya daha iyi cocuklar bıraksanız, sorun kendiliğinden cozulecek aslında.
2. DÂhiler
– Adını sorunca iki dakika duşunup soyleyen dÂhi olur mu hic?
– DÂhiliğinden oyle yapıyor. Babası oyle oğretmiş. “Adın bile sorulsa, duşunmeden soyleme” demiş. Cunku dÂhiler hep duşunurmuş.
3. Yalan
Oğlum, her şeyi yap, yalnız yalan soyleme! Cunku dunyada en cok doğuran şey yalandır. İnsan bir kucucuk yalan soyledi mi, o yalanını gizlemek icin biraz daha buyuk yalan soylemek zorunda kalır. Sonra o yalanı ortaya cıkmasın diye daha buyuk yalan soyler. Her yalan, daha cok, daha buyuk yalan doğurur. Onun icin yalan soyleme!
4. Mufettiş
-İstanbul ’u kim fethetti diye soruyorum!
-Babam, efendim.
-Senin baban kim?
-Mimar Sinan.
-Ağzından cıkanı duyuyor musun oğlum? Babanı soruyorum, Mimar Sinan diyorsun.
İşte ancak o zaman kırdığım potu anlayabildim. Ama heyecandan, mufettişin de bağırmasından oyle şaşırmıştım ki, bir turlu kendimi toparlayamıyordum.
-Peki, Mimar Sinan ne yaptı?
Artık busbutun şaşırmıştım. O şaşkınlıkla,
-İstanbul ’u fethetti efendim, diye bağırdım.
-Kim?
Sozde yanlışımı duzeltmek icin,
-Mimar Suleyman… dedim.
-Suleymaniye Camisi ’ni kim yaptı oyleyse?
-Sultan Sinan Fatih…
Kelimeleri birbirine karıştırdığımı sezinliyordum ama artık toparlayamıyordum.
Mufettiş oyle kızmıştı ki, kızgınlıkla o da şaşırıp,
-Oğlum, dedi. Amerika ’yı yapan Mimar Sultan Mehmet ’tir, Suleymaniye Camisi ’ni keşfeden Fatih Sinan ’dır.
Cocuklar kendilerini tutamayıp kıkırdayarak guluşmeye başlayınca, mufettiş yanlış soylediğini anladı. Yanlışını duzeltmek istedi:
-Yani Sinaniye Camisi ’ni Mimar Suleyman yaptı, Fatih ’i Mimar Sultan Mehmet fethetti demek istiyorum.
5. Ebeveynler
Cocuğunuzun en aşağı sizin kadar zengin bir ic dunyası olduğunu duşunerek, onun kişiliğine onem veriniz ve sizi her zaman guzel gormek istediğini unutmayınız.
6. Kadın ve erkek
Bugun oğretmenimiz, kadınla erkek arasında fark yoktur, dedi. Fark yoksa erkekler de neden striptiz yapmıyor?
Esere Ulaşmak İcin Tıkla!
7. Kız ya da erkek doğmak
Kız ya da erkek doğmanın bir şans olup olmadığını hic duşunmemiştim. Bu soruyu babama sordum. Bana uzun bir konferans cekti. Ozet olarak dedikleri şu: İnsan ancak kadın ve erkek olarak butunlenir.
-Peki baba, kadın olmak ister miydin? diye sordum.
Birden sesini yukseltti:
-Ne munasebet? dedi
Sanki boyle bir ihtimal varmış gibi soruma sinirlendi.
Oysa aynı soruyu anneme sorduğum zaman, annem icini cekti:
-Erkek olsaydım! dedi.
8. Biz buyumuşler
Buyumuş insanlarla kendi cocuklukları arasında, belki bin, belki iki bin yıllık bir zaman vardır. Onun icin biz buyumuşler, kendi cocukluğumuzu unuturuz.
9. Yavrularım
Yavrularım, yurtsever olunuz. Yurdunuzu cok cok seviniz. Yurdunuzu yakından tanıyınız. Buyuyunce Anadolu ’yu koy koy dolaşınız. Yoksul yerlerde gorev alınız. Bu Cumhuriyet size emanettir. Yoksul Anadolu ’ya medeniyet ışığını sizler gotureceksiniz.
10. Cocuk olmak
“Eşeğin konuşması, insanın yuk taşıması normal değildir. Ama bazı insanlar, eşeğin konuşmasına had hayranlık duyarlar. Oysa eşeğin yuk taşıması, insanın da konuşması doğru olandır.”
Babam,
-Yani ne demek bu? dedi.
-“Yani”, dedim, “cocuk cocuk olursa normaldir, buyuk olursa değil…”
Babam,
-Sacmalama! dedi.
11. Kabiliyet
Yabancı dil oğrenmek ayrı bir kabiliyettir. İlle de Fransızca oğreteceğim diye cocuğu boyuna zorlama. Ben Paris ’teyken, yıllarca orada kalıp da Fransızca oğrenemeyenleri gordum. Bunlar, her gun gidip sabahtan akşama kadar oturdukları kahvelerde, garsonlara Turkce oğretmişlerdi. Bazı insanların yabancı dil oğrenme kabiliyetleri yoktur ama yabancılara kendi dillerini oğretme kabiliyetleri vardır. Belki senin kız da boyledir… Her cocukta bir kabiliyet vardır, ama bu ruhunda gizli bir tohumdur. Bu tohumu keşfedip filizlendirmeli, cocuğun kabiliyetini ortaya cıkarmalı.
12. Sen daha anlamazsın
Bizi, hicbir şeyden anlamaz sanıyorlar. Bigun kardeşim, babama bişey sormuştu. Babam,
-Sen daha anlamazsın, buyu de oyle, deyince, kardeşim,
-Sen anlatmaya calış, ben anlarım… demişti.
Babam kardeşimin bu cevabını hÂl gulerek anlatır. Nicin bize anlatmaya calışmıyorlar da, anlamazsınız diye kestirip atıyorlar?
13. Yaşama zevki
Cocuğunuza bir arkadaş gibi davranmalı, hatta onunla birlikte oyun bile oynamalısınız. Her zaman guler yuzlu, sevimli ve asla fazla ciddi, asık suratlı olmamalısınız. Onun bir cocuk olarak eğlenmek hakkına sahip olduğunu unutmadan, aşırı ciddiyetinizle kucucuk yaşlarda yaşama zevkini kaybetmesine sebep olmayınız.
Esere Ulaşmak İcin Tıkla!