Cok yonlu ve her yonuyle buyuk başarılara imza atmış bir isimdir Zulfu Livaneli. Siyaset adamı, yonetmen, muzisyen, yazar gibi farklı kulvarlarda surdurduğu uzun kariyer maratonu boyunca yurt dışı ve yurt icinde buyuk ilgi gordu ve oduller kazandı. 20 Haziran 1946 ’da Konya ’da dunyaya sanatcı her zaman belirgin bir politik duruşa da sahip oldu. 1971 ’de hapis yatıp cıktıktan sonra 1972 ’de İsvec ’e gidip burada 1 yıl muzik eğitimi aldı. Onlarca dile cevrilen kitapları, Joan Baez ve Leman Sam gibi pek cok muzisyenin yorumladığı eserleri, dış ulkelerde de vizyona giren filmleri ve aldığı ulusal – uluslararası odulleriyle Zulfu Livaneli bir başarı oykusudur. İceriğimizde sanatcının bir yazar olarak varlığını inşa ettiği kitaplarına bakacağız. İşte tum Zulfu Livaneli kitapları!
1. Arafat ’ta Bir Cocuk (1978)
Livaneli ’nin edebiyat sahasında verdiği ilk eser olan Arafat ’ta Bir Cocuk yazarın politik kimliğinden de etkilenen bir yapıt. Multecilik, yirminci asrın ikinci yarısında calışmak icin Batı ’ya goc eden Turkler, surgun gibi temalar kitabın iskeletini oluşturuyor. Kendisi de ilk gencliğinden itibaren yurt dışlarına gitmek zorunda kalan sanatcı bir bakıma kendi yaşadıklarını da kitabında işliyor. Kitap İsvec televizyonu tarafından da filme alınmıştır. Acıklama kısmından: ‘ ’Zulfu Livaneli ’nin edebiyat alanındaki ilk verimleri olan oykulerini bir araya getiren Arafat ’ta Bir Cocuk, yayımlandığı 1978 yılından beri hem Turkiye ’de hem de dunyada olağanustu bir ilgi gordu. Turkiye ’de defalarca basıldığı gibi Almanca ve Farscaya da cevrildi. Kitaba adını veren oyku İsvec ve Alman televizyonlarında film yapıldı. Arafat ’ta Bir Cocuk ’un ana konusu, edebiyatın en eski temalarından ‘surgun ’ ve butun anlamlarıyla ‘sınır ’ Kitapta yer alan oykulerde, Turkiye ’nin Avrupa macerasının başladığı 1960 ’lardan ve 12 Mart 1971 ’den bu yana işci ya da siyasi multeci olarak Avrupa ulkelerine savrulan Turklerin ozellikle kulturel catışmalar bağlamında yaşadığı sıkıntılar işleniyor. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

2. Gecmişten Geleceğe Turkuler (1981)
Bircok Avrupa ulkesinde coğu zaman da mecburiyetle yaşayan Livaneli, tum farklı kultur deneyimlerine karşın halk muziğine yonelmiştir. Turkce ve Almanca cıkan kitapta yazar, muzisyen yanından besleniyor. Kendi şarkılarını notalarıyla beraber iceren kitap Almanya ’da ders kitabı olarak da okutulmuştur.
3. Dunya Değişirken (1987)
Ucuncu kitabı ve bir roman olan Dunya Değişirken sosyal gercekliği barındıran ve gunumuze de ışık tutabilecek bir eser. Okuyucusuyla bir nevi sohbet eden, dertleşen bir anlatıcı goruyorsunuz romanda. DavetkÂr bir alıntı: “Bir de benim gibi, cevresinde olup bitenlere bakıp canı sıkılanlar var. Gazeteleri okursun canın sıkılır, televizyona bakarsın canın sıkılır, polemikleri izlersin canın sıkılır, kucuk insanların buyuk egolarını seyredersin canın sıkılır. Siz de bizim gibi gidişata canı sıkılanlar takımındansanız klube hoş geldiniz!”
4. Sis (1990)
Senaryo turunde yazılmış olan ve Livaneli ’nin yonetmenliğinde filme de cekilen Sis, ozellikle 1990 ’lı yılların siyasî calkantılarını ele alıyor. Siyasî goruşleri icin en yakınlarını, canlarını dahi menzildeki bir hedef olarak gorebilen insanlar uzun yıllar bir gerceklik olarak yaşandı. Sis de aslında iki farklı goruşe sahip kardeşin hikayesi. Tanıtım yazısından bir alıntı: ‘ ’Ulkenin calkantılı bir donem yaşadığı, kardeşin kardeşi vurduğu gunlerde hukum eskisi Avukat Ali Fırat (Rutkay Aziz), beklenmedik bir olayın icine suruklenir. Oğlu Murat oldurulmuştur. Bu siyasal kargaşa ortamında onu olduren karşıt goruşe sahip kardeşi midir? Olaylar bu kuşkular icinde surup gider. ’ ’
5. Orta Zekalılar Cenneti (1991)
Livaneli ’nin bir denemeler butununu oluşturan aydınlatıcı bir kitabıdır. Sanat, siyaset, edebiyat, kultur gibi evrensel konuları derleyip tarihsel gercekliğe oturtarak anlatıyor yazar. İnsanlık tarihinin belki de en onemli konuları olan bu başlıklar yazarın oğretici ama dikte etmeyen, akıcı uslubuyla kitapta yer alıyor. Yazarın konuştuğu tanıtım bulteninden: ‘ ’Orta ZekÂlılar Cenneti ’ni yazdığım yıldan bu yana, Turkiye ’de ve dunyada cok şey değişti ama gozlemlerime gore ‘orta zekÂlı ’ların iktidar alanı daha da genişledi, neredeyse başa cıkılmaz bir ortak paydaya donuştu. Toplum kaliteyi -deyim yerindeyse- kusmaya başladı, iyiliğin yerini kotuluk, temizliğin yerini pislik, hakkın yerini haksızlık, kibarlığın yerini kabalık, ahlakın yerini ahlaksızlık alma yolunda epey ileri gidildi. Ne olup bittiğini anlamamıza destek verebilecek boyle bir kitabı yeniden yayınlarken, iki ayrı kitaptan, yani Orta ZekÂlılar Cenneti ile daha sonra yayınlanmış olan Sanat Uzun, Hayat Kısa ’dan bir derleme yapmayı ve birlikte sunmayı istedim. İcimden oyle geldi. Umarım okurlar bunu uygun karşılarlar.”
Amazon ’da Fiyatını Gor

6. Diktator ile Palyaco (1992)
Dunyadaki diktatorlerin ulkemizde yaşasalar sonlarının nasıl olacağına dair bir eser bu. Onemli ipucları iceren tanıtım yazısına direkt geciyorum: “Papadopulos. 1967 ’deki ihtilal lideri, Yunan cuntasının başı. İhtiyar ve yorgun kafasını, 17 senedir yattığı hucrenin taş duvarlarına vurarak parcalamak istiyor. Cunku icinde isyan duyguları kabarmakta… Yalnız o mu? General Galtieri de Arjantin ’de kıskanclıktan aklını oynatacaktı, diğerleri de. Butun bu diktatorler Turk olsalardı ve diktatorluklerini Turkiye ’de surdurselerdi, başlarına bunların hicbiri gelmeyecekti…” “… Butun bu diktatorler Turk olsalardı ve diktatorluklerini Turkiye ’de surdurselerdi, başlarına bunların hicbiri gelmeyecekti. Bir sahil kasabasında yaptırdıkları guzel koşklerinde asude bir hayat sureceklerdi; bulvarlara, caddelere adları…”
7. Sosyalizm Oldu Mu? (1994)
Yine 1990 ’lar gibi bir donuşum yaşıyor olduğumuz zamanlarda toplumsal gercekliğe vurgu yapan ve buna onem veren yazar bu kitabında da sosyalizmin değerini anlatmaya girişiyor: ‘ ’Sosyalizmin uygulamasından ders cıkarmak, ozellikle bugunku kapitalist emperyalist yapıdaki cıkmazlar, surekli krizler, dunya servetinin bir avuc zengin şirketin elinde yoğunlaşması, yolsuzluklar, haksızlıklar, karanlık ve acgozlu uygulamalar, ciğnenen insan hakları ve acımasız somuruler, savaşlar, cevre kirlenmesi, artan işsizlik, yoksulluk ve aclık gibi bir yığın ciddi sorun karşısında, insanlığın kurtuluşu adına cok onemli ve zorunlu bir gorev haline gelmiştir. ’ ’
8. Engereğin Gozundeki Kamaşma (1996)
Bu kez kendine zaman ve mekÂn olarak farklı bir durum seciyor Livaneli. 17. asrın Osmanlı sarayında gecen eser 1997 ’de odul de kazanmıştır. Tanıtımından iceriği de anlatan bir parca: ‘ ’Yıllardır Topkapı Sarayı ’ndaki hucresinde kapalı tutulan Şehzade, hic beklemediği bir anda tahta cıkarılır, boylece iktidarın tek sahibi olur. Haremağası Suleyman ise Habeşistan ’dan koparılıp hadım edilerek saraya getirildiğinden beri onun en sadık kulu ve -iktidarsızlığına rağmen- Harem ’in tek hÂkimidir. Valide Sultan ’ın iktidar hesaplarıyla oğlunu yeniden hapsettirmesi, ilişkileri iyice icinden cıkılmaz bir hale sokacaktır. Engereğin Gozu, Haremağası ile Padişah arasındaki kole-efendi ilişkisi aracılığıyla, ‘bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gozunu kamaştıran ’ iktidarın buyuleyiciliği uzerine alegorik bir roman. Bir yanıyla da bir ‘dil şoleni ’; Zulfu Livaneli, Evliya Celebi ’nin, Naim ’nın ve Turkcenin buyuk dil ustalarının izini suruyor.
9. Livaneli Besteleri (1998)
BestekÂr yanını gorebileceğimiz kitapta Livaneli ’nin secme eserleri ve onların notalarını bulabiliyoruz. Yerli – yabancı pek cok muzisyenin yorumladığı Livaneli bestelerinden 77 tanesi kitabı oluşturuyor. Yazarın kendi yılları ve muzik dunyasıyla ilgili aktardıklarından bir alıntı: ‘ ’Bir bestenin kalitesi nasıl anlaşılır? Yaygınlık bu işteki tek olcu mudur? Elbette hayır! Bir bestenin en buyuk sınavı zamandır. Eğer beste yıllara dayanabiliyor, bestelendikten 20-30 yıl sonra hala soyleniyor, hele kuşaktan kuşağa aktarılıyorsa sınavı gecmiş demektir. Son yıllardaki konserlerimde, bestelerimi soyleyen gencleri gorunce icimin ısındığını itiraf etmeliyim. Cunku bu parcalar bestelendiğinde, o gencler daha doğmamıştı. Zaman icinde bu besteler benim olmaktan cıktı, halkın malı haline donuştu. Bu da beni sevindiren bir başka gelişme. ’ ’
10. Bir Kedi Bir Adam Bir Olum (2001)
‘ ’Bu kitaptaki oykuleri daha cok Turklerin işci veya politik multeci olarak Avrupa ’ya gittikleri doneme ait gozlemlerimden yararlanarak kaleme aldım. Oykulerimin ortak teması bireylerin yaşadıkları kultur catışmalarıdır. ’ ’ Boyle diyor Zulfu Livaneli bu eseri hakkında. Muzik ve yonetmenlik kariyeri boyunca da sosyal gerceklikten, toplumsal işleyişten kendini soyutlamayan yazar aynı anlayışı burada da surduruyor. Acıklamadan bir alıntı: ‘ ’12 Mart ruzgÂrlarının İstanbul ’dan Stockholm ’e savurduğu bir multeci olan Sami Baran, yattığı hastanede Turkiye ’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gorduğu eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ulkelerden gelmiş multeci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Ancak, bu planı gercekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde duşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın onundeki engellerden sadece biridir… ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

11. Mutluluk (2002)
Hakkında yerli – yabancı pek cok yazı yazılmış olan eser siyasî catışmalar, Turk aydını gibi konuları ele alıyor ve bu dongu icerisinde yolları kesişen uc farklı tipin hikayesini anlatıyor. Kitap hakkında soylenen bilgi verici bir alıntı: ‘ ’Mutluluk hem bir donem romanı; hem kentiyle kasabasıyla, İstanbul ’u ve Ege ’siyle bugunku Turkiye ’nin tanıdığı, hem de anlattığı kişilerin psikolojik derinliklerine ulaşan bir başyapıt. Meryem ’i, İrfan ’ı ve Cemal ’i hicbir zaman unutamayacaksınız. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

12. Gorbacov ’la Devrim Ustune Konuşmalar (2003)
21 Ekim 1986 ’da Sovyetler Birliği ’nin yeni başkanı Mihail Gorbacov ’la buluşan kucuk bir aydın grubu vardır. Yaşar Kemal ile Zulfu Livaneli ’nin de iclerinde bulunduğu bu grup Gorbacov ’la konuşma şansı kazanır. Kitap 1986 ’dan 2003 ’e kadar 17 yıl boyunca farklı zamanlarda buluşan Gorbacov ve Livaneli ’nin sohbetlerini oluşturuyor. İceriğe dair onemli bir alıntı: ‘ ’Sovyetler Birliği ’nin son devlet başkanı Mihail Gorbacov ’la baş başa yapılan konuşmalar, tarihin onemli bir değişim anına tanıklık etmekle kalmıyor, bugunun politik gelişmelerini ve yeni Amerikan doktrinini de daha iyi anlamamızı sağlıyor. ’ ’
13. Leyla ’nın Evi (2006)
Uc ‘ ’ayrı dunyaların insanları ’ ’nın yolları Leyla ’nın Evi ’nde kesişiyor. Bir paşa torunu, gazeteci ve hip-hop tarzı muzik yapan bir kadını İstanbul etrafında anlatan eserin kurgusuna dair bir alıntı: ‘ ’Boğazici ’nde Bosnalılar Yalısı ’nda doğup buyumuş paşa torunu Leyla Hanım, yalının yeni sahibi Omer Cevheroğlu tarafından sokağa atılır ve mahallenin cocuklarından gazeteci Yusuf ’un Cihangir ’deki bekÂr evine sığınmak zorunda kalır. Yusuf ’un sevgilisi Rukiye (“sahne adı”yla Roxy), Almanya ’da peep show ’larda modellik yapmış, hip-hop tarzı muzik yaparak ‘yırtmaya ’ uğraşan bir Almancı kızıdır. Leyla Hanım, yalının yeni sahipleriyle goruşmeye calıştığı bir gun, Omer Bey ’in babası, Kadızade Konağı ’nın emektar vekilharcı, dort kuşaktır konaklarda hizmetkÂrlık yapan bir aileden gelen Ali Yekta Bey ile tanışır. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

14. Sevdalım Hayat (2007)
Anı kitabı olarak da bilinen Sevdalım Hayat ’ta sanatla, edebiyatla, kulturle ilgilenen insanları ve onların sistem tarafından nasıl yenildiğini goruyorsunuz. Livaneli ’nin kendisi de bu herkesi icine alan durumla ve kitapla alakalı olarak şunları soyluyor: “Oncelikle benim ama bir anlamda hepimizin hayatına dair bir anlatı. Cunku bu ulkede sanatla, kitapla, kulturle ilgilenen ve daha guzel bir dunya yaratmak isteyen milyonlarca kişi, surek avlarıyla sistemli olarak yok edildi, tutuklandı, hayatın dışına suruldu.”
Amazon ’da Fiyatını Gor

15. Son Ada (2008)
2009 Orhan Kemal Roman Armağanı ’nın sahibi olan Son Ada fantastik bir kitap. Hatta oyle ki kitaba adını veren yer bir nevi utopya. Herkesin elden geldiği kadarını yaptığı bu adada hırs adeta yok gibidir. Gelgelelim bu adayı da ‘ ’değerlendirmek ’ ’ isteyen muktedirler adadaki utopyayı da yok ederler. Tanıtım bulteninden: ‘ ’Son Ada ’nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri ‘son sığınak, son insani koşe ’ olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir utopya: ‘Herkes elinden geldiği kadarını, icinden geldiği kadarını yapıyordu. ’ Ancak bu durum uzun surmez: Ulkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur icinde gecirmek icin adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kacıracaktır. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

16. Sanat Uzun Hayat Kısa (2010)
Hemen her eserinde kendisinden izler gorebileceğimiz, hatta bizzat anı kitabı olarak da eserler veren Livaneli bu kitabında da kendi deneyimlediklerinden yola cıkıyor. Okuyucusunu duşunmeye davet eden, turlu sorunlara işaret eden kitabın arka kapağından bir alıntı: ‘ ’Bu kitap, cok boyutlu bir sanatcının okuyarak, besteler yaparak, filmler cekerek, romanlar yazarak ve hepsini halkla iletişim halinde ureterek yaşarken birikmiş sozlerinin suzulmesinden oluşuyor. Ayrıca, bu ulkede yaşamanın; bu yollarda seyahat etmenin, bu televizyonları izlemenin, bu sokaklarda yurumenin izlerini taşıyor.
Livaneli bu kez, yıllar boyunca biriktirdiği bilgiler, karşılaştığı gerceklikler, tanık olduğu durumlar arasında ilgiler kurarak, kimi sorunlar ustunde duşunuyor. Her insanda olduğu gibi onda da dış dunya bu şekilde zihnine yansıyor. ’ ’
17. Harem (2012)
Cizgi roman şeklinde yayımlanmış olan kitap yine 17. asır Osmanlısında geciyor ve haremden, aşktan, entrikadan, kişisel ve siyasî cekişmelerden soz ediyor. Cizgi roman evet ama eserin hassas iceriğe sahip ve yetişkinlere yonelik olduğunu da belirtmek gerek.
18. Edebiyat Mutluluktur (2012)
Ozellikle edebiyatseverlerin ilgileneceği bir kitap. Ceşitli edebî tartışmalar, romanlar, yazarlar ve yazma sureci kitabın ana konuları. Yazarın Vatan gazetesinde ‘ ’Edebiyat Notları ’ ’ koşesinde yazdıklarından oluşuyor. Tanıtım bulteninden: ‘ ’Don Kişot ’tan Karacaoğlan ’a, Tolstoy ’dan Yaşar Kemal ’e, Guneş-Dil Teorisi ’nden NÂzım Hikmet ’e, film muziklerinden @ işaretine kadar pek cok kişi ve konuya değinen bu yazılar kısa surede buyuk ilgi gordu, sadık bir okur kitlesi oluşturdu. Edebiyat Mutluluktur ’da bu yazılardan ince elenip sık dokunarak secilmiş yazıları ve Livaneli ’nin ‘Benim Gozumden Yaşar Kemal ’ ve ‘Edebiyat Uzerine ’ başlıklı iki konuşmasını bulacaksınız. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

19. Serenad (2013)
Onlarca dile cevrilen, evrensel olcekte bilinen Serenad hem bir aşk hikÂyesi hem de bir tarihî sureci gozler onune seriyor. Livaneli ’nin diğer eserlerinde de gorulen kişisel ile toplumsal dunyanın bir aradılığı belki de Serenad ile en başarılı orneğini vermiş sayılır. Tanıtım bulteninden: ‘ ’Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gun, İstanbul Universitesi ’nde halkla ilişkiler gorevini yuruten Maya Duran ’ın (36) ABD ’den gelen Alman asıllı Profesor Maximilian Wagner ’i (87) karşılamasıyla başlar. 1930 ’lu yıllarda İstanbul Universitesi ’nde hocalık yapmış olan profesorun isteği uzerine, Maya bir gun onu Şile ’ye goturur. Boylece, katları yavaş yavaş acılan dokunaklı bir aşk hikÂyesine karışmakla kalmaz, dunya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da oğrenir. Serenad, 60 yıldır suren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse cok az kimsenin bildiği Mavi Alay, butun siyasi sorunlarda asıl harcananın, gurultuye gidenin hep insan olduğu gerceğini de goz onune seriyor. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

20. Kardeşimin Hikayesi (2013)
En az Serenad kadar yankı yapmış olan roman emekliye ayrılan bir adam ve genc bir gazetecinin yaşanan bir cinayet vakası ekseninde bir araya gelmesinden oluşuyor. Arka kapak yazısından: ‘ ’Sakin bir balıkcı koyunde genc bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dunyadan elini eteğini cekmiş emekli inşaat muhendisiyle genc, guzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerceğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bolgelerine girildiği hikÂye, daha doğrusu hikÂye icinde hikÂye de boylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalı ’nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

21. Konstantiniyye Oteli (2015)
Konstantiniyye Oteli zengin şahıs kadrosu ve onlara dair panoramasıyla gecmiş ve bugunu ele alan bir kitap. Kitaba da adını veren otelin acılışı icin bir araya gelen insanlar yuksek statu sahibi kimseler. Başkanlar, medya patronları, eski – yeni zenginler, siyasetciler ve daha nicesi. Hatta İstanbul mezarlarında yatan oluler dahi bu panoramada yerlerini alıyorlar. Tanıtım yazısından: ‘ ’Konstantiniyye Oteli, aslında binlerce yıllık koskoca bir şehir olarak cıkıyor karşımıza. Değişen, donuşen, ama barındırdığı şiddet nedense aynı kalan bir şehir… ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

22. Gozuyle Kartal Avlayan Yazar Yaşar Kemal (2016)
2015 ’te kaybettiğimiz buyuk yazar Yaşar Kemal ’in ardından, eski dostu Livaneli ’nin yazdığı onemli bir kitap. Halk edebiyatına hakim, o cevrede buyuyen ve gelişen Yaşar Kemal; yine aynı kultur dairesinde yetişmiş dostu Livaneli tarafından anlatılıyor. Edebiyata, turkulere, anılara dair bu cok kapsamlı sohbet Yaşar Kemal biyografisi icin en elverişli kaynaklardan biri olsa gerek. Tanıtım bulteninden: “Yaşar Kemal ’in cevresinde esen, sanki kişiliğinin ve bedeninin ayrılmaz parcası olan, gittiği her yere, girdiği her mekÂna, sanki onunla doğmuş gibi farkında olmadan taşıdığı bir ruzgÂr vardı. İster yabancı ister bizden, ister koylu ister kentli, ister kadın ister erkek, herkesi etkisi altına alan bir ruzgÂrdı bu. Unutulmaz roman kahramanlarından Yel Veli gibi surekli koşarak olumden kacmak istediği icin oluşmuyordu bu ruzgÂr. Koca govdesiyle onu da, yanındakileri de bazen lodos gibi sersemletiyor, bazen garbi yeli gibi ferahlatıyor, bazen şiddetlenip cevresinde ne varsa onune katıp surukluyordu.”
Amazon ’da Fiyatını Gor

23. Huzursuzluk (2017)
Buyuk kent İstanbul ’da yaşayan, arkadaşının olum haberi nedeniyle de kadim kent Mardin ’e giden karakterin seruveni anlatılıyor. Yazarın en cok ses getiren kitaplarından biri Huzursuzluk. İceriğe dair bir alıntı: ‘ ’İstanbul ’un kargaşası icinde sıradan bir yaşam suren İbrahim, cocukluk arkadaşı Huseyin ’in olum haberi uzerine doğduğu kadim kent Mardin ’e gider. Onun, once sevdaya sonra olume yazılmış, Mardin ’de başlayıp Amerika ’da sona ermiş hayatını araştırmaya koyulur. Boylece Âdeta bir girdabın icine cekilir, tutkuyla ve hırsla gizemli bir kadının peşine duşer. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

24. Elia ile Yolculuk (2017)
İllustrasyonlarla dolu olan kitapta dunyaca bilinen usta yonetmen ve yazar Elia Kazan, Livaneli anılarıyla karşımıza cıkıyor. Turkiye ’yi cok seven, fırsat buldukca ulkeye gelmiş olan Elia bu surecte yazarla da tanışıp dost olmuş ve yakınlık kurmuştur. Yazarın Elia ile yaşadıklarını kesitler halinde gorebileceğiniz kitabın arkasından bir alıntı: ‘ ’Kadim Anadolu, bambaşka ilkelere sahip, farklı deneyimler yaşamış iki insanı, Zulfu Livaneli ve Elia Kazan ’ı belki de tek ortak yolculuklarına cıkarmayı başardı. Livaneli ’nin buyulu satırlarından okuyacağımız bu sıra dışı yolculuğu, M.K. Perker ’in muhteşem cizgileriyle izleyeceğiz. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor

25. Arkadaşıma Veda (2018)
Filme de cekilen Arkadaşıma Veda, Ataturk ’un cocukluk arkadaşı Salih Bozok tarafından anlatılan ulu onderi karşımıza cıkarıyor. Rafine bilgilerle dolu kitapta Ataturk ’un yanı sıra arkadaşlığın da ne demek olduğunu tekrar anlama şansı yakalıyoruz. Salih Bozok ’un Ataturk hakkında evladına yazdığı ve kitabın da tanıtımında kullanılan duygusal bir alıntı: ‘ ’Canım yavrum, Ben hayatım boyunca Mustafa Kemal Ataturk ’e sonsuz bir hayranlık duydum ve daima onun izinden yurudum. Ne mutlu bana ki halkın, dÂhi liderine duyduğu derin sevgiye tanık oldum. Bu kitap, onu henuz altı yasındayken Selanik ’te tanıdığım ilk gunden, İstanbul ’da olduğu o acı gune kadar suren eşsiz dostluğumuzun hikÂyesidir. Yureği daima vatan sevgisiyle dolu iki arkadasın, hayallerini gercekleştirme hikÂyesidir. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor