
Sosyoloji ya da populer cevirisiyle toplumbilim kokenlerini M.O. 300 ’lere kadar goturebileceğimiz bir bilim dalıdır. Ozellikle Antik Yunan doneminde Platon ve Aristo başta olmak uzere pek cok duşunur kendilerinin de yer aldığı toplumu kavramaya, izah etmeye uğraşmıştır. Platon iş bolumu etrafında sistemleşen bir yapı, Aristo gruplardan oluşan bir unsur olarak gorur toplumu. Gorulduğu uzere eski cağlarda da toplum ve toplumun sorunları bir mesele olarak ele alınmıştır. Buna rağmen sosyoloji bir bilim olarak ortaya cıkmak icin 18. asır sonları 19. asır başlarına kadar bekleyecektir. Ozellikle de sanayi devriminin peyda olması, iş gucu ihtiyacının getirdiği kentleşme, dinî değişimler ve bilimsel gelişmeler sosyolojinin ortaya cıkmasına zemin hazırlamıştır. Bilim kursusunde 200 yıllık bir gecmişi olduğunu soyleyebiliriz o halde. Toplumu anlamak, sorunları tespit etmek ise belki de iyi bir toplumsal duzenek yaratmak icin en onemli eylemlerden birkacıdır. O halde biz de icinde bulunduğumuz toplumu, farklı kesimleri ve hassasiyetleri ile beraber anlayarak bazı sorularımıza cevap bulabiliriz. Spinoza da ”Onemli olan yargılamak değil, anlamaktır.” dememiş mi? Buyurunuz; sosyoloji kitapları!
1. Ekonomi ve Toplum – Max Weber Modern sosyoloji bilimi icin temel metinlerden birisi haline gelen Max Weber ’in kaleme aldığı Ekonomi ve Toplum, 1920 ’li yılların başında Almanya ’da yayınlamıştır. Yazıldığı donemde “bu yuzyılda yazılmış en buyuk sosyolojik inceleme” olarak değerlendirilen iki ciltten oluşan bu kitap, tarihte yaşanmış ceşitli dunya olaylarını sosyal yapıları ve standartları bağlanımda değerlendirdi. Ekonomi ve Toplum; sosyal eylem, din, hukuk, burokrasi, karizma, şehir, statu, guc ve sınıf sistemleri ile topluluk uzerine incelemeleri iceriyor. Kitabı incelemek ve satın almak icin buraya tıklayabilirsiniz.
Amazon ’da Fiyatını Gor
2. Kardeşini Doğurmak – Buşra Sanay Sedat Simavi Sosyal Bilimler Odulu ’ne aday gosterilmiş olan Buşra Sanay ne kadar can alıcıysa o kadar da gozumuzun onundeki bir hadiseye odaklanıyor: ensest. Hala kısmen bir tabu olarak karşılanan bu mesele uzerine konuşup calışmalar yapmak, karanlıkta hicbir şey bırakmamak cok onemli. Sanay da toplumun birbirinden farklı kesimlerinden insanlarla konuşarak oluşturduğu kitabında bunu amaclıyor. Tanıtım bulteninden: ‘ ’Turkiye ’nin en mahrem yerinde gorulmeyen, gormezden gelinen bir yara: Ensest. CNNTurk haber spikeri Buşra Sanay, yıllarca suren titiz bir calışmayla ensest mağdurlarından ailelere, sosyologlardan ilahiyatcılara, hukukculardan eğitimcilere, psikologlardan adli tıpcılara kadar her kesimden insanla konuşarak Turkiye ’nin ensest tablosunu ortaya cıkardı.”
Amazon ’da Fiyatını Gor
3. Hapishanenin Doğuşu – Michel Foucault 20. asrın en etkileyici Fransız sosyologlarından Michel Foucault ’un ortaya attığı meşhur ‘ ’hapishane ’ ’ tanımı bugun de hic eskimeden karşımızdadır. Oyle ki Foucault gunumuz modern iktidarlarının cocuğu okula, hastayı hastaneye, deliyi tımarhaneye vs. ‘ ’tıkarak ’ ’ onlar kuşattığını soylemiştir. Peki bu ‘ ’hapishane ’ ’ nasıl doğmuştur, onu guclendiren etkenler nelerdir? Bu gibi daha pek cok soru bu onemli kitabın iceriğini oluşturuyor. Yalnız belirtmekte fayda var; daha once bir Foucault okuması yapmadıysanız bu kitabı verimli okumak zor olacaktır. ‘ ’Kelimeler ve Şeyler ’ ’ ile başlamanız daha iyi olabilir. Arka yazıdan: ‘ ’İktidarın gucunu gosterişten aldığı eski siyasal sistemden, mumkun olduğunca ve giderek artan bir şekilde gorunmez hale geldiği modern siyaset sistemine geciş; bir yandan, iktidarı kişileştiren hukumdarın yerine adsız kişiler tarafından kullanılan bir yonetim aygıtının yerleşmesiyle, diğer yandan da kamuya acık cezalandırmadan gizli cezalandırmaya gecişle belirlenmektedir. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
4. Sosyolojik Tahayyul – C. Wright Mills C. Wright Mills,, en cok sosyal bilimin nasıl takip edilmesi gerektiğine dair goruşlerini ortaya koyduğu Sosyolojik Tahayyul adlı eseriyle hatırlanır. Yayınlanmasıyla birlikte o donemdeki Amerikan sosyoloji okullarının baskıcı sistemine yapılan inandırıcı ve sert bir eleştiri icin oldukca ovulen ve cok başarılı bulunan bu ufuk acıcı eserde, C. Wright Mills insan yaşamının sosyal, kişisel ve tarihsel yonlerini birbirine bağlar, ve aslında bireylerin sorunlarını daha geniş sosyal meselelere dayandırır. Sosyolojinin doğasını ve onun gundelikle olan ilişkisini acıklayan bu temel calışmada, bir bireyin hayatının ve bir toplumun tarihinin, her ikisi birlikte ele alınıp ozenle ilişkilendirilmeden anlaşılamayacağı iddia edilir. Mills ’e gore, insanlar her şeye tarih, biyografi ve sosyolojinin kesişim noktasından bakar ve sosyolojik sorunlara cozum bulmak icin cok disiplinli yaklaşımları uygularlar.
Amazon ’da Fiyatını Gor
5. Cağdaş Sosyoloji Kuramları – Ruth A. Wallance, Alison Wolf Sosyoloji kuramını gunumuz işleyişine uygun olarak ele alan kitap sosyolojide bugun ne durumda olduğumuzu oğrenmek acısından da oldukca elverişlidir. Kitapta modern sosyoloji kuramları tartışılırken tabii ki Marx, Habermas, Foucault gibi onemli isimlerden de faydalanılıyor. Arka yazıdan: ‘ ’Unlu iktisatcı Keynes ’in isabetle soyledigi gibi; fikirler, doğru da olsa, yanlış da olsa, genel olarak zannedildiğinden daha kuvvetlidir. Hatta gercekte, dunya daha ziyade bunlar tarafından idare edilmektedir. İnsanlar bircok eylemlerinin arkasında kuramların yattığını fark etmezler, ama boyledir. Neticede kimse entelektuel etkilerden muaf olamaz. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
6. Tuketim Toplumu – Jean Baudrillard
Şu hepimizin duyduğu ve herkesin de oluşmasında payı olan tuketim toplumu tam olarak neleri kapsıyor? İnsanlar bundan 300 yıl once de bir şeyler tuketmiyor muydu? Bugunun toplumunun bu şekilde tanımlanmasının nedeni nedir? Ve belki daha da onemlisi; birey – toplum olarak biz bu tanımın hangi noktasındayız? Bunlar oldukca onemli sorular. Fransız sosyolog ve yazar Jean Baudrillard bu alanda en populer ve onemli kitaplardan birini Tuketim Toplumu ile ortaya cıkarmıştır. Acıklamadan: ‘ ’Gercek ihtiyaclar ile sahte ihtiyaclar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tuketim toplumunda birey tuketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. Boylece genel bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya cıkar. İhtiyac artık bir nesneye duyulan ihtiyactan cok, bir farklılaşma ihtiyacıdır. Tuketici tek tek nesnelere değil, mal ve hizmetler sistemini butunuyle satın almaya yonlendirilir; bu surecte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tuketim toplumuyla butunleşir. Dolayısıyla tuketmek birey icin bir zorunluğa donuşur. Bu anlamda tuketim bireyin ozgur bir etkinliği değildir. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
7. Bu Ulke – Cemil Meric Konu sosyoloji oldu mu Cemil Meric ’ten bahis acmamak pek olmuyor. Meric bir yazardır evet ama, dilden tarihe, felsefeden edebiyata ve tabii ki sosyolojiye kadar pek cok alanda araştırmalar yapmış ve yazarlık vasfını da bu calışmalarıyla butunleştirmiştir. İstifade etmekten bıkmayacağınız bir yazar olarak Bu Ulke ’de “Bir cağın, daha doğrusu bir ulkenin vicdanı olmak, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Turk insanını Turk insanından ayıran butun duvarları yıkmak” gibi onemli meseleleri amac edinmiştir. Doğu – Batı, ideolojik ayrımlar ve akabinde pek cok kalıp Meric ’in ozgun fikir insanı olmasıyla ortaya koyuluyor. Tanıtımda Meric ’in soyledikleri: “Bu sayfalarda, hayatımın butunu, yani butun sevgilerim, butun kinlerim, butun tecrubelerim var. Bana oyle geliyor ki, hayat denen mulakata bu kitabı yazmak icin geldim: etimin eti, kemiğimin kemiği.”
Amazon ’da Fiyatını Gor
8. The Tipping Point (Kıvılcım Anı): Kucuk Şeyler Nasıl Buyuk Farklar Yaratır? – Malcolm Gladwell Kıvılcım anı, bir fikrin, bir trendin veya bir sosyal davranış biciminin herhangi bir sebeple eşiği aştığı ve adeta bir orman yangını gibi hızlı bir şekilde yayıldığı o sihirli andır. Nasıl tek bir hasta insan bir grip salgının başlatabiliyorsa, belli belirsiz bir dokunuş da bir akımın onunu acabilir, yeni bir urunun populer olmasını sağlayabilir ya da suc oranlarında bir duşuşe sebep olabilir. Gladwell bizi yeni fikirlerin ve eğilimlerin doğal yayıcıları olan belirli kişilik tipleriyle ve ağızdan ağıza ileterek yeni bir fenomen oluşturan insanlarla tanıştırıyor. Fikirlerin bulaşıcılığıyla ilgili ipucları icin Gladwell, moda trendlerini, sigarayı, cocuk televizyonunu, Amerikan Devrimi ’nin ilk gunlerini analiz ediyor, sosyal salgınların nasıl başlatılacağını ve surduruleceğini gostermek icin dini bir grubu, başarılı bir teknoloji şirketini ve dunyanın en buyuk satıcılarından birisini ziyaret ediyor.
Amazon ’da Fiyatını Gor
9. Toplumun Mcdonaldlaştırılması – George Ritzer Amerikalı sosyolog ve yazar George Ritzer de Tuketim Toplumu kitabına benzer bir şekilde ilerliyor. Burada direkt doyurucu kapak yazısına gecebiliriz: ‘ ’Standart ebat ve lezzetteki patateslerin ardında korkunc bir cevre tahribatı; parlak renklerle doşenmiş bol ışıklı yemek salınlarının gerisindeki mutfakta muazzam bir emek somurusu; ekonomik, pratik, ongorulemezliğin tehlikelerinden uzak aile sofralarında ‘benliğin sınırlandığı, duyguların denetlendiği, ruhun boyun eğdiği ’ bir dunya vardır. Yer yer sosyolojik inceleme değil kara utopya hissi veren Toplumun McDonaldlaştırılması ’nda Ritzer, teknolojiyi kulliyen dışlamadan, nostaljik duygusallıklara kendini kaptırmadan, modern topluma sağlam bir eleştiri getiriyor. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
10. İntihar – Emile Durkheim İlk bakışta bu kavramın sosyoloji ile olan ilişkisinde bir zorlama olduğu sanılabilir, ancak hemen ardından ne kadar toplumsal bir konu olduğunu fark etmekte de gecikmeyiz. Ayrıca bu konuyu Emile Durkheim gibi modern sosyolojinin kurucularından biri ele alınca işler tamamen ‘ ’sosyolojikleşir ’ ’. Acıklama kısmından: ‘ ’Sosyolojik bir başyapıt olan bu kitabında Durkheim, ‘Olen kişi tarafından olumle sonuclanacağını bilerek olumlu veya olumsuz bir edimin doğrudan ya da dolaylı sonucu olan her olum olayına intihar denir ’ der. Durkheim intihar olayını acıklamak uzere once o zamana değin bu konuda one surulmuş butun belli başlı goruşleri irdelemekle işe başladığı bu kitabında, bunların gecersizliğini ve yetersizliğini birer birer kanıtladıktan sonra kendi onerisini ortaya koyuyor. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
11. Ozgurlukten Kacış – Erich Fromm İnsanlık, ozgurluğun doğasında olan tehlikeler ve sorumluluklarla yaşayamıyorsa, muhtemelen otoriterliğe yonelecektir. Ana fikri u duşunce olan, zamanımızın en buyuk duşunurlerinde birinin cığır acan ve 1941 ’de ilk yayınlandığı zamanki kadar guncel bir kitap Ozgurlukten Kacış. Modern toplumu şwkillendiren ve otoriter sistemlerin nedenlerine bu kadar derinden nufuz eden ve bu guclere bu kadar ışık tutan cok az kitap vardır. Demokrasinin yukselişi bazı insanları ozgurleştirdiyse, aynı zamanda bireyin kendini yabancılaşmış ve insanlıktan cıkmış hissettiği bir toplumu doğurdu. Psikanalizin icgorulerini araştırma yontemleri olarak kullanan Fromm ’un bu calışması, totaliter yonelime boyun eğme istekliliğinin tanık olduğu cağdaş uygarlığın hastalığını analiz eder.
Amazon ’da Fiyatını Gor
12. Gosteri Toplumu – Guy Debord Fransız filozof Guy Debord birkac niteliğe daha sahiptir: sinemacı ve yazardır aynı zamanda. Bugun oldukca ele alınan, yaşadığımız cağın ruhunu tarif etmek icin kullanılan ‘ ’gosteri toplumu ’ ’ ifadesi de aslında ilk bakışta kafa karıştırıcı gorunebilir. Daha eski zamanlarda da insanlar kendilerinde bir ‘ ’gosteri ’ ’ yaratmak istememişler midir? Bugunle dunun ‘ ’gosteri toplumu ’ ’ndaki fark nedir? Bu kritik sorular Debord tarafından ele alınıyor. Tanıtım bulteninden: ‘ ’Debord ’un Gosteri Toplumu adlı kitabı yıkıcı olduğu kadar tarihe de direnebilmiş bir eserdir. 70 ’lerde yayımlandığında ‘aşırı ’ tezleri nedeniyle ‘şok ’ yaratmış, 80 ’lerde ise hayatın doğruladığı bir metin olarak kabul gormuştur. Egemenliğini tum dunyada coktan kurmuş ve gundelik dile gecirmiş olan gosteri toplumunu ilk kez tanımlayan ve adlandıran Debord, kapitalist iktisadın ve meta dolaşımının uzantısı olarak nitelendirdiği gosteri egemenliğinin sosyalist oldukları iddiasında olan ulkelerde de var olduğunu; dunyanın yeniden tek bir pazar haline geleceğini ve burokratik iktidarların da Amerikan tipi gosterinin hÂkimiyeti altına gireceğini soylemiştir. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
13. Şarkiyatcılık – Edward Said Yazar, profesor ve oldukca onemli bir oryantalist olan Edward Said Amerikan vatandaşı Filistinli bir Hristiyan babaya ve Lubnanlı Hristiyan bir anneye sahiptir. Boylesi cok kulturlu bir yerden gelen Said, yirminci asrın en carpıcı sosyoloji kitaplarından birini, Şarkiyatcılık ’ı yazmıştır. Kitapta Batı dunyasının Doğu ’ya olan bakış acısı ele alınıyor. Said ’in sozlerine yer verilen arka kapaktan: “Şarkiyatcılık, once dunyanın bir bolgesini kendine yabancı saymış, sonra ona dair değişmez bir yargı kurmuş, boylece insan deneyimiyle ozdeşleşememe, dahası bunun insan deneyimi olduğunu gorememe kusurunu işlemiştir… Şarkiyat bilgisinin bugun bir anlamı varsa eğer, o da Şarkiyatcılığın, herhangi bir bilgide, herhangi bir yerde, her an ortaya cıkması mumkun bir zaaf konusunda uyarıcı bir ornek oluşturmasıdır. Okuruma Şarkiyatcılığa verilecek yanıtın Garbiyatcılık olmadığını gostermiş olduğumu umuyorum. ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
14. Masallar ve Toplumsal Cinsiyet – Melek Ozlem Sezer Bu bir masal analiz kitabıdır, diyebiliriz. Bazılarımız bilir; cocuklukta dinlediğimiz, okuduğumuz kimi masalların altında oldukca etkin birtakım kodlar vardır. Cocuksu bir dunyanın izleri olarak değerlendirdiğimiz bu tur, takdire şayan yapıtlarını verdiği gibi kimi anlar gelir ki hic de masum değildir. Melek Ozlem Sezer de bunların ustune eğiliyor. Arka kapaktan: ‘ ’Hansel ve Gretel ’in aileleri tarafından fakirliğe care olarak ormana atılma¬ları ve haneye tecavuz, yamyamlık, cinayet, hırsızlıkla devam eden mace¬ralarının anlamı nedir? Cam tabut, camdan pabuclar ve peri kızlarının kuğu kanatları calınınca ev¬lenmeye mecbur olması ne anlama gelir? Elmanın yalnızca kırmızı tarafının zehirlemesi, kırmızı pabucları sevdiği icin ayakları kesilen Karin, Kırmızı Başlıklı Kız… Kırmızı neyin simgesidir? Masallarda işlenen kodlar, yetişkin yaşamımızda bizi nasıl etkiler? ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor
15. Feminizm Herkes İcindir: Tutkulu Politika – Bell Hooks Okurlar tarafından kitapları eğenilerek okunan kultur eleştirmeni Bell Hooks, bu ilham verici ve herkes tarafından ulaşılabilir eserde cinsiyet, cinsellik ve toplum hakkında acık yurekli ve sıcak bir vizyon sunuyor. İlgi cekici ama bir o kadar da kışkırtıcı tarzıyla, Bell Hooks sağduyu ve deneyim bilgeliğine dayanan populer bir feminizm teorisini tanıtıyor Feminizm Herkes İcindir: Tutkulu Politika adlı kitabında. Hooks ’un vizyonu, eşitlik, karşılıklı saygı ve adalate bağlı herkese hitap eden sevilen bir topluluk vizyonudur. Hooks, eleştirel analiz yontemini ureme hakları, şiddet, ırk, sınıf ve iş dahil olmak uzere bugun feministlerin karşı karşıya olduğu en tartışmalı ve zorlu konulara uyguluyor. Alışılmış icgorusu ve tavizsiz durustluğuyle engellerden arınmış ancak titiz tartışmalarla dolu bir feminizme cağrı yapan Bell Hooks, hem ufuk acıcı hem de iyimser bir dille, bizi ataerkil, ırkcı ve homofobik kulture alternatifler talep etmeye ve farklı bir gelecek hayal etmeye teşvik ediyor.
Amazon ’da Fiyatını Gor
16. Vitrinde Yaşamak – Nurdan Gurbilek Okuyucusunca oldukca sevilen, sayılan Nurdan Gurbilek editor, yazar ve Turk edebiyatı eleştirmenidir. Ulkemizin toplumsal, kulturel konulardaki donuşumunu anlattığı bu kitabında fitilin ateşlendiği zamansa 1980 ’lerdir. Tanıtımdan biraz daha ayrıntılı bilgiler: ‘ ’80 ’lerde Turkiye ’de yaşanan kulturel değişimi cozumlemeyi deniyor Vitrinde Yaşamak. Bir siyasi darbenin hemen ardından, devlet şiddetiyle kurulabilmiş bir piyasanın icine doğan yeni kulturel ortamı, kendini bir imkÂnlar donemi olarak sunan bu yılların kulturel alandaki celişkili gorunumlerini cozumlemeyi amaclıyor. Nasıl oldu da bu değişim kendini kulturel alanda bir ozgurluk vaadiyle, bir ozerklik iddiasıyla var edebildi? Daha da onemlisi, bu vaat neden bu kadar etkili olabildi? ’ ’
Amazon ’da Fiyatını Gor