Lobicilik=PR
Gunumuzde artık lobicilik “guc” ile beraber anılıyor. Varsa lobiniz kabul ettirebilirsiniz, istediğiniz dayatmaları “olmuş ya da olmamış” onaylatabilirsiniz. Bilhassa siyasi ve ideolojik hırs, heves ve isteklerin cazibe merkezi olan lobiler, imaj duzeltme ve yeni imaj yaratabilme acısından onemli gozukuyor. Diyelim ki dunyada bir savaş yaşanıyor; savaşın başlatıcısı bir yandan klasik taarruz yontemlerini kullanırken, diğer yandan tum lobilerini harekete geciriyor. Hatta yaşanan savaşın ustu ortulmuş bile olabiliyor.
Lobicilikte PR gibi geniş acılım ve hedefler icin calışıyor. İkna etmek ve etkileyebilmek her ikisi icinde gayenin kendisi olsa gerek. Şayet, lobicilik kimi zaman ideolojilerin yalan ve yanlış dayatmalarıyla ayakta duruyor. PR’ın bunu meslek etiği acısından değerlendirdiğinde Lobilerle aynı safta olmadığı bir başka taraftan belli oluyor.
Peki gunumuz dunyasında soğuk savaş sonrası yaşamaya devam eden ve bu gidişle devam edeceğe benzeyen “psikolojik savaşın” başlıca aracı ve kullandığı yontem sizce ne oluyor? Elbette lobiler, lobicilik ve lobi elemanları birilerinin kişisel hırsına yenik duşuyor. İşte o dunyada haklı ve haksızın ayırt edilebilmesi lobilerin insafına kalıyor. İnsanoğlunun psikolojisi de lobiler tarafından işgÂl altında kalıyor. Cunku her bireyin şuurlu olabilmesi mumkun değil. Mutlaka fire veriliyor. Cunku olaylara ve konulara bakmakla, gormek arasındaki farkı herkes algılayamıyor. Biz lobileri goruyoruz, gorduğumuze inanıyoruz, en azından psikolojik işgalin farkındayız. Fakat yalnızca bakmakla yetinirsek, beynimizi ve ruhumuzu onların lobi faaliyetlerine kurban vermiş olmaz mıyız… Haklıyken, neden haksız duruma duşelim ki?
Şikayetimiz belli: Neden bizim de lobilerimiz yok? Cevabı da belli aslında: O guc yok bizde. Evet, lobiciliğin başlangıcı ve yurutulmesi başlı başına bir guc konusunun icine giriyor. Bilhassa maddi guc. Ulkemiz belli ki imaj sorunu yaşıyor. ABD kadar olmasa da… Şayet ABD’nin lobilerine rağmen halen daha bir imaj sorunu var. Cunku surekli savaş halinde, tahribat yapıyor ve dunya insanlığını “anti” lerin dunyasına cekiyor.
Tabir yerindeyse, bu işin piri denilen Yahudilere ne demeli? Lobi denildiğinde aslında akıllara ilk gelen şey, onlar: Yahudiler! Bilhassa Hitler Almanya’sından sonra kendi propaganlarını yapabilmeyi, İsrail’i meşru bir devlet gibi gosterebilmeyi gayet iyi becerebildikleri herkesin mÂlumu.
Butun şikayetlere ve temennilere rağmen acilen ulkemizin Lobilere ihtiyacı var. Ağlanmak, sızlanmak, feryat etmek bir yana, Lobiciliğin gunumuz dunyası icin değeri bilinmeli. Ve gelecek unutulmamalı. En azından temelini, zeminini hazırlayabilmek gerekli. Siyasilerin artık bu konu uzerine ciddiyetle eğilmesi gerekiyor.
Etkileyebilmek, ikna etmek, istediğiniz propagandayı yapabilmek, istediğiniz imajı oluşturabilmek, kendinizi merkeze koyabilmek acısından “Lobi ve Lobicilik” ulkemiz icin şart!
Afşin SELİM
Lobicilik
Kariyer0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Kariyer
- Lobicilik