Google ’a “Down sendromlu hayvanlar” yazarsanız karşınıza, kediden tutun ayıya kadar pek cok farklı turden hayvan gorseli cıkar. Hatta bazılarının Instagram hesapları ve binlerce takipcisi bile var!
Nasıl oluyor da insanların kromozomlarıyla ilgili olan bir hastalık, bizden farklı turdeki hayvanlarda da gorulebiliyor? Yoksa biz mi oyle sanıyoruz?
İlk olarak, Down sendromunun ustunden kısaca gecelim.
Kromozomlarımız, vucudumuzdaki en kucuk gen paketleridir. Bebeğin, hamilelikte ve doğumdan sonra geliştikce vucudunun nasıl şekilleneceğini ve calışacağını belirler. Tipik bir insandaki kromozom sayısı 46 ’dır fakat Down sendromlular icin bu noktada durum değişir.
Down sendromlu bebekler, “kromozom 21” adlı bir fazladan kromozomla doğar. Bu fazla kromozom, insanların beyin ve vucut gelişimini etkileyerek davranış ve zihinsel yetilerini de olumsuz yonde değiştirir.
“Down sendromlu hayvanlar” olarak sosyal medyada karşımıza cıkan bazı hayvanlar ise şu şekilde: Kedi
Beyaz kaplan
Ayı
Kopek
Koala
Gelelim asıl konumuza. Hayvanlarda Down sendromu gercekten mumkun mu?
Hayvanlar, Down sendromuna cok benzeyen fiziksel ve gelişimsel anormalliklere sahip olabilir fakat insanlarla tamamen aynı genetik bozukluğa sahip olamazlar.
Bir hayvanın, 21. kromozoma sahip olması demek, onun bir insanla tamamen aynı sendromu gosterdiği anlamına gelmez. Hatta bircok hayvanda 21. kromozom yoktur bile! Orneğin kedilerde sadece 19 kromozom vardır.
İnsanlara en cok benzeyen hayvanlardan yola cıkalım.
Maymunlarda 24 cift kromozom bulunur ve 22. kromozomları, insanlardaki 21. kromozoma cok benzer. Fazladan 22. kromozoma sahip olan maymunlar da Down sendromuna benzer semptomlar geliştirir ancak bilim insanları, yine de bu durumu “Down sendromu” olarak etiketlemez. “Down sendromuna benzer” denebilir. Kısacası işlevler benzerdir ama yapı bakımından farklıdır.
Bazı hayvanlarda ise durum cok daha farklı.
Kromozomlarından bağımsız bir şekilde Down sendromuna sahip gibi gorunen hayvanların bazılarında, nesiller boyu akraba ciftleşmesi gibi faktorler rol oynayabiliyor.
Orneğin yukarıda gorduğumuz Kenny adlı beyaz kaplan, ne yazık ki onu istismar eden bir yetiştiricinin elindeydi. Yetiştirici; kaplanları, etik olmayan bir şekilde surekli ciftleştiriyordu ve tahmin edersiniz ki bunların hepsi akraba ciftleşmesiydi. Dış gorunuşu nedeniyle ise onu gorenler Down sendromlu sanıyordu.
Turkiye ’nin "Down sendromlu kedisi" Otto da tum dunyada konuşulmuştu.
Kedilerde 19 kromozom bulunduğunu başta soylemiştik. Bu yuzden Otto ’nun Down sendromlu olma ihtimalini konuşmamıza bile gerek yok fakat anormal yuz ozellikleri hicbir zaman net bir şekilde acıklanamadı. Tahminler, genetik bir mutasyondan veya hormon eksikliğinden kaynaklandığı yonunde.
Son olarak, yakın zamanda sosyal medyada “Down sendromlu” etiketiyle gundem olan kediyle ilgili biraz canınızı sıkacağız fakat sonra kediye gelen tweet ’leri okuyunca neşeniz tekrar yerine gelecek.
Bahsi gecen British Shorthair kedi, “goze hitap etsin” diye hÂlihazırda genetiği değiştirilmiş bir kedi ve ne yazık ki cins hayvanlar anormal genetikleri yuzunden biz fark etmesek de surekli fiziksel acı cekiyorlar.
Cins hayvanları doğurttukca da karşımıza bu şekilde genetik mutasyonlar cıkabiliyor. “Cins alma, sokaktan sahiplen!” sloganımızı da soyledikten sonra tweet ’e gelen tepkilere geri donelim: