
Dindarlık, kişinin Allah ile nitelikli ilişkisidir. Bir dindarlık tezahuru olan “iyilik”, kişinin kendisi ile ve toplumla ilişkilerini “doğru” bicimde duzenlemesini ongorur. Kişinin dindarlığındaki sadÂkati yaptığı iyiliklerin niteliğine ve kıvÂmına bağlıdır. İyilikleri kucuk gormemek ve ecrini muhakkak Allah ’dan beklemek gerekir. Hadis edebiyatımızın kitÂbu ’l- birr bolumleri guzel dindarlık ornekleriyle doludur. Samimi dindarlığı anlamak isteyen “kitÂbu ’l- birr” hadislerini okumalıdır."Birr”, sozlukte “sadÂkat” ve “itÂat” demektir1. SadÂkat ve itÂat kulluk ve dindarlık alametidir. Gercek dindarlık yuzunu doğu veya batı istikametine yoneltmek gibi şekille ilgili hususları yerine getirmiş olmakla gercekleşmez2. Doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete goturur3. Asıl dindarlık hayatın icinde, tum zorlukların icinde durustluğunu ve samimiyetini muhafaza edebilmededir. el- Birr kelimesi saf ve samimi dindarlık anlamındadır.
Dindarlık gayretiyle kişinin tÂkatini zorlaması da uygun gorulmemiştir. Nitekim Hz. Peygamber, “yolculukta oruc tutmak iyilik(el- birr) değildir”4 buyurmuştur. İyilik ahlÂkla, insanlara olan muÂmelemizle de ilgilidir. Cunku Hz. Peygamber “iyilik guzel ahlÂktır” 5 buyurmuştur. İyilikte ilke, hicbir guzel ve doğru davranışı kucuk gormemektir. Hz. Peygamber, iyiliği kucumsememeyi de “iyilikten” saymıştır. Bir koyun pacası bile olsa komşunun verdiğini kucuk gormemek gerekir6. Guleryuzlu olmayı kucuk gormemek gerekir7. Saf ve samimi dindarlık bicimleri hadis edebiyatının kitÂbu ’l- birr bolumlerinde yer tutmuştur.
İYİLİK GUZEL AHLAKTIRKonulu hadis edebiyatında yer alan “kitabu ’l- birr” bolumleri iyiliği, ihsÂnı ve ikrÂmı hem nazarî hem de amelî yonleriyle ortaya koymuştur. İyilik(el-birr) dindarlığın samimiyete dayanan bir tezahurunden başka bir şey değildir. Musanniflerin bu bolumu isimlendirme bicimleri, muhtevÂyı da yansıtmıştır. Mesela Sahîh-i Muslim ’de “kitÂbu ’l- birri ve ’s- sıleti ve ’l- ÂdÂb” olarak gecer. Bu başlıkla verilen mesaj şudur: İcinde akrabalarımızın da bulunduğu toplumla ilişkilerimizi koparmamak, toplumla olan ilişkilerimizde “ÂdÂb” gibi yazısız ve sozsuz, icten gelen kurallara uymak da dindarlık tezahurudur. Bu bolumde 166 hadis yer almıştır. İmam Tirmizî (o. 279/ 892), Sunen ’inde “KitÂbul- birri ve ’s- sıle” başlığını tercih etmiştir. Sunen-i Tirmizî ’nin bu bolumunde 138 hadis bulunmaktadır. İbn HıbbÂn ise “kitÂbu ’l- birri ve ’l- ihsÂn” başlığını tercih etmiştir. Bolumde 336 hadis bulunmaktadır. İbn HıbbÂn (o. 354/ 465) ’ın bu isimlendirme tercihine gore Allah ile ilişkilerde ibÂdetin kalitesini yukseltip sevabını artırmanın yanısıra toplumda işlenen guzel iş ve eylemleri de dindarlığın bir cuz ’u saymak gerekir. Affetme, yumuşak davranma, sır saklamak, komşuluk, sohbet ÂdÂbı gibi ictimÂî yanı bulunan hadisleri serd eden İbn HıbbÂn, farklı bir yonden de konuya ışık tutmuştur. Allah yolunda cihÂddan sonra en ustun ameli, kimseye zarar vermeden Allah ’ın hakkını ve kulların hakkını odeyerek uzlete girmek olarak gormuştur8. İnsanların karakterleri ve ic dunyaları birbirinden farklı olduğu icin dindarlaşmada mesafe alma bicimleri de birbirinden farklı olmaktadır. Mizac olarak sosyal yanı ağır basan kimse ictimÂî faaliyetlerle dindarlığında mesafe alır. İce donukluğu fazla olan da uzleti ihtiyÂr ederek yol alır. Onemli olan dindarlaşma surecinde yol almaktır.
Şimdi “kitÂbu ’l- birr” bolumlerinde yer alan bazı dindarlık bicimlerinden bahs edelim.
40 İYİLİKİslam ’da iyilik sadece mukÂfat elde etmek icin yapılmaz. İyilik projelerimiz hayatımıza da bir ceki duzen verir. Davranış kalıplarımız hayatımıza anlam katacak bir cerceveye oturur. Hz. Peygamber ’e iyilik sorulduğunda “iyilik guzel ahlÂktır, kotuluk, kalbini tırmalayan ve insanların duymasını istemediğin şeydir” buyurmuştur9. O halde iyilik, HÂlıkımız ve O ’nun mahlukatıyla, insanla, hayvanla, nebÂtÂtla ve cemÂdÂtla uyum icinde yaşamak, fıtrattan kopmamaktır.
Bir hadiste, kırk iyilikten bahsedilmiştir, muhtac bir Âileye keci bağışlamak insanı cennete sevk edecek ustun amel sayılmıştır10. Bu hadisin ravilerinden Hassan b. Atıyye (o. 130) şunu soylemiştir: “Selamı almak, aksırana du etmek ve yoldaki eziyeti gidermek gibi guzel amelleri saydık ta on beşe bile ulaşamadık”. Hadis şÃ‚rihleri icinde 40 iyiliği kendilerine gore saymaya calışanlar olmuştur. Şu sıralama buna ornek olarak gosterilebilir:
Yemek yedirmek, su icirmek, selama başlamak, bir sanatı oğretmek, ayakkabısının bağı olmayana vermek, guleryuz gostermek, bir şehire yeni geleni alıştırmak, din kardeşinin gam ve kederini gidermek, muhtaclara yardım etmek, Muslumanın ayıplarını ortmek, mecliste otururken gelenlere yer acmak, Muslumanları sevindirmek, mazluma yardım etmek, zalimin zulmune engel olmak, iyi bir işe yol gostermek, kuslerin arasını bulmak, bir şey isteyene vermeye gucu olmasa bile guzel sozle karşılık vermek, yanında gıybeti edilen kişiyi savunmak, ağac dikmek, iyi işlere aracılık etmek, erkeklerin kendi aralarında, hanımların kendi aralarında tokalaşması, Allah icin Musluman kardeşini sevmek, Allah icin ziyaretleşmek, Allah icin harcama yapmak, Allah icin meclis kurup oturmak, Allah icin buğz etmek, samimi olmak, merhamet etmek, iyiliği emredip kotulukten sakındırmak, alışverişten anlamayan kimse icin pazarlık esnasında yardımcı olmak, guzel soz konuşmak bunlar arasında sayılmıştır11.
Hz. Peygamber ’in 40 iyiliği bilerek zikretmediği ve sayıldığı takdirde dahil olmayan iyilikleri kucuk gormeye karşı tedbir aldığını soyleyen de olmuştur12. İyilik Allah ’a giden bir yol aramaktır13. Allah ’ın hoşuna gidecek olan şey, bu arayışın bizzat kendisidir. Bize duşen gorev calışmak, cevremize ihsÂn ve ikrÂm kıvamını donatmaktır. “40 iyilik” zamanın değişmesine gore de değişebilir. Modern zamanlarda hangi iyiliklere daha cok ihtiyac olduğunu bilmek gerekir. İyilik ve ihsÂnın butun renk ve zevkleriyle yaşandığı yer ailedir. Âile icinde yapılan iyilikler modern zamanlarda daha cok ehemmiyet kazanmıştır.
AİLEDE İYİLİKÂile toplumun temeli, anne- babaya iyilik de dinin esasıdır14. Allah ’ın rızası ana babanın rızasına bağlıdır15. Bazı hadislerin vurud sebepleri vardır.
Mesela “Cennet annelerin ayağı altındadır” hadisinin de sebeb-i vurudunu bilmek gerekir. Hz. Peygamber “cihada gitmek istiyorum” diyen sahabiye annesini sormuş, o da bakıma muhtac annesini soyleyince, “ o halde ondan ayrılma, cunku cennet annenin ayağının altındadır” buyurmuştur16. “Baba” hakkında da onemli haberler gelmiştir.
Mesela “Baba cennetin orta kapısıdır”17 hadisini boyle değerlendirmek gerekir. Olmuş anne ve baba yerine onların oruc borcu tutulabilir, hacc farizası eda edilebilir18. Anne ve baba, gayr-i muslim olsa bile iyi davranmak gerekir19. Anne vefat etmişse, teyzeye iyilik etmek gerekir, cunku teyze anne yerindedir20.
VEFAT ETMİŞ ANNE BABA İCİN NELER YAPILIR?Vefat etmiş, anne baba icin şunlar yapılır: Dua edilir, istiğfar edilir, vasıyetleri yerine getirilir, yaşayan akrabaları ziyaret edilir, dostlarına ikram yapılır21. Sut anne, sut baba ve sut akrabalarına hurmet edip, ikramda bulunmak, oz anne, baba ve akrabalarına hurmet etmek gibidir22. Ebeveyninden birine bedel, hacceden kimsenin kendine de haccetmiş sevabı yazılır. Yerine bedel haccettiği kimsenin de borcu duşer23. Kocası erken vefat etmiş ve gencliğini evlenmeksizin yetim cocukların buyutulmesinde harcayan kadın ahirette peygamberle beraberdir24.
Anne ve babanın cocuklarına donuk tum iyilikleri de değer ifade eder. Mesela babanın ozellikle kızlarına iyilik etmesinin sevabı buyuktur25. Cunku yetişme cağına erişinceye kadar kız cocukları ebeveynlerinin ozel ilgisine ihtiyacı bulunmaktadır. Baba evlendikten sonra da kız cocuğunu ziyaret edebilir, onun yanaklarından opebilir26. Cocuk terbiyesi yumuşak bir otorite de gerektirir. Bu manada cocuk terbiye etmek, uzun zaman alacak bir şey de değildir. Cocuklar hakkında “baba ve annelerini, cimri, korkak ve cahil yapan Allah ’ın reyhan cicekleridir”27 buyrulmuştur. Terbiye, cocuğa tuvaleti oğretmek gibi bir şeydir. Bu manada terbiye, sadaka vermeden ustundur28. Erkeğin surekli ailesine hayırlı davranmayı ve hayır işleri yapmayı duşunmesi gerekir29.
TOPLUMDA İYİLİKHadislerde topluma donuk iyiliklerin bircok orneği yer alır. Mesela guler yuz sadakadır30. Guzel soz sadakadır31. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korunmak gerekir32. Sutunden yararlansınlar diye birine deve bağışlamanın sevabı buyuktur33. Muslumanın ayıplarını ortmek bir iyilik olduğu gibi gıybeti edilen kişiyi mudafaa etmek de bir iyiliktir34. Allah merhameti, insanlar arasındaki bağlar kopmasın diye indirmiştir. Akrabasıyla bağını koparmayandan Allah da bağını koparmaz35. Yetimi bakan ve yetimle ilgilenen, dunyada cennetle mujdeli bir kimse olduğunu bilmelidir36. Yoldaki dikeni kaldırmak da bir iyiliktir37. Sağmal keci bağışlamak bu iyiliklerdendir38. İyilik yapmak iyilik olduğu gibi gunah ve kotulukten sakınmak da iyiliktir39. Toplumda iyilik deyince bu konuda hadislerde gecmiş olan iki orneği zikretmeden olmaz. Şimdi bir mukayese yapalım:
İYİLİKTE HÂKİM B. HİZÂM FARKIAllah ile irtibatını koparmamak bir dindarlık gostergesidir. Hadislerde cahiliye donemleri ile İslam donemini mukayase etmemize imkan veren iki biyografi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Hakim b. Hizam(o. 54/674) ’dır. Hakim, Mekke ’nin fethinden sonra Musluman olmuş bir sahabidir. Hz. Peygamber ’in Mekke ’nin fethine kadar yaptığı butun savaşlarda muşrik saflarında yer almıştır. Fetihten sonra iyi bir İslamlaşma sureci yaşamış, Hz. Peygamber ’den istifade etme gayretinde olmuştur.
Hakîm İbnu HizÂm(r.a.), bir defasında Allah Resulu ’ne şu soruyu sorar:
“Ey Allah ’ın Rasûlu, cahiliye devrinde yaptığım dua, kole Âzad etme, sadaka vermek gibi hayırlardan bana sevab gelecek mi?” Bu soze Hz. Peygamber ’in cevabı şoyle oldu: “Sen zaten, daha once yaptığın bu iyiliklerin hayrına Musluman olmuşsun”40. Hakim b. Hizam cahiliye doneminde de iyilik yapmaktan hoşlanan bir insan olarak dikkat cekmiştir. Kız cocuklarını toprağa gomulmekten kurtarmış, kole azat etmiş, insanlara yedirmiştir. Muhtemel ki HÂkim, cahiliye doneminde de Allah ’a yoneliş anlamında bir “dindarlaşma” duygusuna sahip bir kimsedir. Bu duygu onun İslam ’la şereflenmesine vesile olmuş gorunmektedir.
Oysa muzakere edilmesi gereken bir başka kişilik bulunmaktadır. Abdullah b. Cud ’Ân(o. ?/600) cahiliye doneminde zulme karşı koymasıyla şohret bulmuş bir kimsedir. Hz. Peygamber ’in uyesi olmakla şeref duyduğu Hılfu ’l- fudûl teşkilatının da kurucusu olan iki kişiden biridir. Abdullah b. Cud ’an ’ın yaptığı iyilikler belki HÂkim b. Hizam ’dan daha fazladır. Hz. Âişe cahiliye doneminde bu destansı işleri yapmış onemli şahsiyeti Hz. Peygamber ’e sordu. "Ey Allah ’ın Rasulu İbn Cud ’Ân akrabayı gozetir, yoksulu doyururdu. Yaptıkları kendisine fayda verecek mi?". Hz. Peygamber de ‘fayda vermeyecek, zira o hicbir zaman Allah ’ım hesap gununde beni bağışla demedi ’ buyurdu41.
Bu iki şahsiyeti mukayese edip ders cıkarmamız gerekir. Yapılan iyiliği ebedî kılacak olan ezelî ve ebedî hÂlikımız ve sÂhibimizle bir bağlantımızın bulunmasıdır. Bu bağlantı bulunmuyorsa yapılan iyilikler de heba olup gitmeye mahkûmdur. Bir iyilik yaparken bu iyiliği en iyi fark edecek olan Allah TeÂl ’nın bizi takdir etmesini beklemek ozgun dindarlık belirtisidir. AhlÂkın dinden bağımsız olduğunu soyleyenler, yaptıklarını dînî bir amacla yapmadıklarını soyleyenlere şunlar soylenebilir: Muslumanlık, yapılan iyiliklerin ezelî ve ebedî bir varlık olan Allah tarafından ebedî bir karşılığının olacağına inanmaya dayanır. Oldukten sonra demir, taş ve kumdan farklı bir şey olmayacağına inanan bir kimse icin dunyadaki iyilikler, gecici bir mutluluğa neden olabilir. Ama insanın icinde takdir edilme duygusu da vardır. FÂnî insanların takdiri de kendileri gibi fÂnidir. Ebediyete gonderilmemiş iyiliklerin takdir edilebilirliği de zayıftır. Demek oluyor ki kişini yaptığı iyilikler hidayetine bile vesile olur42. Allah ile hic kontak kurmadan iyilik yapıp duran, yaptığı iyiliklerin hayrını gormeyecektir43.
KİŞİNİN DİNDARLIĞI NEYE BAĞLIDIR?
Dindarlık kişinin Allah ile nitelikli ilişkisidir. Bir dindarlık tezahuru olan “iyilik”, kişinin kendisi ile ve toplumla ilişkilerini “doğru” bicimde duzenlemesini ongorur. Kişinin dindarlığındaki sadÂkati yaptığı iyiliklerin niteliğine ve kıvÂmına bağlıdır. İyilikleri kucuk gormemek ve ecrini muhakkak Allah ’dan beklemek gerekir. Hadis edebiyatımızın kitÂbu ’l- birr bolumleri guzel dindarlık ornekleriyle doludur. Samimi dindarlığı anlamak isteyen “kitÂbu ’l- birr” hadislerini okumalıdır.
Dipnotlar: 1) İbn Manzûr, Muhammed b. Mukerrem, LisÂnu ’l- arab, I- XV, Beyrut ts, V, 51. 2) Bakara, 2/177. 3) BuhÂrî, Edeb, 69; Muslim, Birr ve Sıle, 29. 4) BuhÂrî, Savm, 35; Muslim, SıyÂm, 92. 5) Muslim, Birr, 14. 6) BuhÂrî, Hibe, 2; Muslim, ZekÂt, 90. 7) Ebu DÂvud, Libas, 25. 8) İbn HıbbÂn el- Bustî, Sahîh (thk. Şuayb Arnavut), I- XVIII, Beyrut 1993/ 1414, II, 363. 9) Muslim, Birr, 14. 10) BuhÂrî, Hibe: 35; Ebu DÂvud, Zekat: 42, (1683). 11) AzimÂbadî, Muhammed Eşref(o. 1329/1911)Avnu ’l- ma ’bûd şerhu Suneni Ebî DÂvûd, I- XIV, Beyrut 1415, VI, 68. 12) SÂatî, Abdurrahman, el- Fethu ’r- RabbÂnî li tertibi Musnedi Ahmed, eş- ŞeybÂnî, I- XXIV, Beyrut ts, 13) Nebe ’, 78/39. 14) BuhÂrî, Edeb, 2; Muslim, Birr, 1. 15) Tirmizî, Birr, 3 (1900). 16) NesÂî, Cihad 6, (6, 11). 17) Tirmizî, Birr, 3, (1901). 18) Muslim, Sıyam 157, (1149); Tirmizî, ZekÂt 31 (667); Ebu DÂvud, VesÂy 12, (2877), ZekÂt 31, (1656) 19) BuhÂrî, Hibe, 28, Edeb, 8; Muslim, Zekat, 50 (1003); Ebu DÂvud, ZekÂt, 34, (1668). 20) Tirmizî, Birr, 6, (1905). 21) Ebu DÂvud, Edeb, 129, (5142); İbnu MÂce, Edeb, 2, (3664). 22) Ebu DÂvud, Edeb: 129, (5145). 23) Heysemî, Mecmeu ’z- zevÂid, III, 282. 24) Ebu DÂvud, Edeb: 130, (5149). 25) BuhÂrî, ZekÂt: 10, Edeb: 19; Muslim, Birr: 147, (2629); Tirmizî, Birr: 13, (1916). 26) Ebû DÂvud, Edeb: 158 (5222); BuhÂrî, MenÂkıbu ’l-Ensar: 45. 27) Tirmizî, Birr: 11 (1911); İbnu MÂce, Edeb: 3, (3666). 28) Tirmizî, Birr: 33, (1953). 29) Tirmizî, MenÂkıb: 85, (3892). 30) Muslim, Birr: 144, (2626). 31) BuhÂrî, Edeb: 33; Muslim, ZekÂt: 52, (1005); Ebu DÂvud, Edeb: 68, (4947); Tirmizî, Birr: 45, (1971). 32) BuhÂrî, RikÂk 49, 51, Tevhid 36, 24, ZekÂt 9, MenÂkıb 25, Edeb 34; Muslim, ZekÂt 67, (1016); Tirmizî, Kıyamet 1, (2427). 33) Muslim, ZekÂt: 73, (1019). 34) Muslim, Birr ve sıle, 17; BuhÂrî, Edeb, 34. 35) Muslim, Birr ve sıle, 23; Tirmizî, Birr ve sıle, 16. 36) Tirmizî, Birr: 14, (1918). 37) Muslim, MesÂcid: 58, (553). 38) BuhÂrî, Hibe: 35; Ebu DÂvud, Zekat: 42, (1683); 39) BuhÂrî, ZekÂt: 30, Edeb: 33; Muslim, Zekat: 55, (1008). 40) BuhÂrî, Zekat, 24, Buyû, 100, İtk, 12, Edeb: 16, Muslim, İman, 194-196, (123). 41) Muslim, ÎmÂn, 365. 42) BuhÂrî, Zekat: 24, Buyû: 100, İtk: 12, Edeb: 16; Muslim, İman: 194-196, (123). 43) Muslim, Îman, 365.
Kaynak: Şemseddin Kırış, Altınoluk Dergisi, Sayı: 386
İslam ve İhsan