
Ebû Hureyre radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu: “Dunya mu ’minin zindanı, kÂfirin de cennetidir.”[1]Dunyanın mu ’mine zindan, kÂfire cennet oluşu, ebedî olan Âhiret hayatındaki hallerine kıyasladır. Cunku Allah TeÂl cennette mu ’minler icin o kadar buyuk sevaplar ve kalıcı nimetler hazırlamıştır ki, bu dunyadaki en ustun nimetler ve en luks yaşayış tarzları bile onunla kıyas edilemez. KÂfirler icin Âhirette hazırlanmış olan cez ve azÂp o derece buyuktur ki, dunyanın en sıkıntılı hayatı bile onlar icin Âdeta bir cennet sayılır.
Bir başka acıdan bakıldığında, mu ’minler bu dunyanın pek cok zevklerini, eğlencelerini, lezzetlerini ve şehvetlerini Allah tarafından haram kılınmış olduğu icin terk etmektedirler. Cunku onlardaki Allah korkusu ve saygısı, bunları yapmalarına engel olur. KÂfirlerin ise boyle bir endişeleri yoktur. Onlar, hayatı bu dunyadan ibaret saydıkları ve Allah ’ın emir ve yasaklarını dinlemedikleri icin, esasen cok kısa olan bu gecici dunya hayatı onlar icin bir cennet niteliği taşır. Oysa bu dunyadaki sorumsuz yaşayışları, Âhiretteki cez ve azaplarını artırır.
Mu ’minler icin bu dunyanın zindan oluşu da derece derecedir. Allah ’tan daha cok korkanlar icin bu dunya sıkıcı bir hapishanedir. Cunku onlar, Allah ’ın yasak kıldığı her şeyden olabildiğince kacınırlar. Dindarlıklarındaki hassasiyetleri az olanlar icin ise daha rahat bir hapishane sayılabilir. Cunku onlar, birinciler kadar ince eleyip sık dokumazlar. Tabii ki herkesin Âhiret hayatındaki mukÂfatı, dunyadaki yaşayışına gore olacaktır. Dolayısıyla Âhiretteki mutlu hayatı goren mu ’minler dunyada gecirdikleri hayatın bir hapis hayatı olduğunu, kÂfirler ise dunyadaki hayatlarının cennet olduğunu anlayacaklardır.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ
1- Mu ’min, dunyaya aşırı bağlanmaktan ve ona sevgi beslemekten uzak olmalıdır.
2- Dunyada Allah ’ın emir ve yasaklarına uygun yaşamak, Âhirette ebedî mutluluğa ulaşmayı sağlar.
3- KÂfirlere ozenerek dunyanın gecici zevk ve eğlencelerine dalmak insanın ebedî hayatını perişan eder.
[1] Muslim, Zuhd 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zuhd l6; İbni MÂce, Zuhd 3.
Kaynak: Riyazus Salihin, Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan