Aşağıdaki hadis-i şerif, bize iyilikleri emir ve kotuluklerden nehiy vazifesini yerine getirdiğimizde kazanacağımız mukÂfatı, ihmÂl ettiğimizde ise uğrayacağımız musibeti bir kere daha acıkca bildirmektedir.Huzeyfe radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:

“Canımı gucu ve kudretiyle elinde tutan Allah ’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kotuluklerden nehyedersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda uzerinize bir azab gonderir. Sonra Allah ’a yalvarıp dua edersiniz ama, duanız kabul edilmez.” (Tirmizî, Fiten 9)

PEYGAMBERİMİZİN SOZE YEMİNLE BAŞLAMASININ SEBEBİ

Peygamber Efendimiz, bazı kere sozlerine, konuşmalarına yeminle başlardı. Onun boyle davranması, sozunun doğruluğunu tekit ve teyit gayesi taşır. Nitekim Kur ’Ân-ı Kerîm ’in az sayılmayacak kadar sûre ve Âyetlerinin de yeminle başladığını gormekteyiz. Bu, Allah TeÂl ’nın sozunun tasdiki, tekit ve teyidi olup, muhtelif hikmetleri uzerinde mufessirlerin cok şey soylediği konulardan biridir.

Peygamber Efendimiz ’in birtakım hutbe ve konuşmalarına yeminle başlamak suretiyle, CÂhiliye donemi Arapları arasında yaygın olarak bulunan ve sahÂbîlerce de bilinip bazı kere kullanılan yanlış ve uygunsuz yeminleri ortadan kaldırma hedefi guttuğu ifade edilir. Soze yeminle başlamanın bir başka sebebi de, yeminden sonra getirilecek sozun onemine dikkat cekmek ve o sozun gercekliğini tekit etmekdir.

MUSLUMANLARIN VAZİFESİ

Bu hadis, bize iyilikleri emir ve kotuluklerden nehiy vazifesini yerine getirdiğimizde kazanacağımız mukÂfatı, ihmÂl ettiğimizde ise uğrayacağımız musibeti bir kere daha acıkca bildirmektedir. Birincisi musbet bir davranış, ikincisi ise o musbet davranışı yapmadığımızda uğrayacağımız menfî neticedir. Musbet olan, iyiliği emir ve kotulukten nehiy vazifesini yerine getirmemizdir. Menfi netice ise, vazifemizi yerine getirmediğimiz takdirde uğrayacağımız musibetlerdir. İnsanın bu dunyada başına gelebilecek musibetler, belÂlar bir tek cinsten ibaret olmayıp cok ceşitlidir.

TOPLUMLARA BELA VE MUSİBETLERİN GELMESİNİN SEBEBİ

Kotu kimselerin toplumların başına musallat olması, idarecilerin işledikleri zulumler yuzunden toplumun fitnelere suruklenmesi, muslumanlar arasında duşmanlıkların ortaya cıkması ve benzer musibetler, her ferdi icine alan umûmî mahiyetteki belÂlardır. Daha onceki hadislerde de gectiği gibi bunlar helÂke, cokuş ve yok oluşa sebeb olan hallerdir. İyiliği emir ve kotulukten nehiy vazifesini ihmal eden veya terkeden toplumlar, bu belÂlara mustehak olurlar.

Musibet ve bel anında yapılan duanın da kabul edilmeyeceği, bu hadiste acık bir şekilde bildirilmektedir. Cunku musibetlerin gelmesine sebeb olan kotuluklere karşı mucadele edilmemiş, ma ’rûfu emir ve munkeri nehiy gorevi yapılmamıştır. Boylece duanın kabul edilebilmesi icin gerekli şartlar da yerine getirilmemiştir.

Hadisten Oğrendiklerimiz

1- Ma ’rûfu emir ve munkeri nehiy vazifesi yerine getirilmezse, Allah azabını gonderir.

2- Gucu yetenler iyiliği tavsiye edip, kotulukten sakındırma gorevini yerine getirmeyince, ceza butun topluma şÃ‚mil olur.

3- Allah ’ın emir ve yasaklarına riÂyet etmeyenlerin duaları da kabul olunmaz.

4- Dînî bir hakikatı, onemli bir meseleyi tebliğ ederken, soze yeminle başlamakta bir sakınca yoktur.

Kaynak: Riyazus Salihin, Hadis-i Şerif Tercumesi, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan