
İs (a.s), “Servetin uc Âfeti vardır demiştir. Birincisi, onu helalinden temin etmemek. İkincisi, helalinden kazansa bile meşrû olmayan yerlere sarf etmektir. Ucuncusu, meşrû yollara sarf etse bile, o malı duzeltmekle meşgul olmaktır ki, bu da onu Allah ’tan alıkoyar.”Servete karşı duşkunluk, insanı ibadet ve taattan alıkoyar. Servetin ıslahı ile meşgul olmak sebebiyle Allah ’ın zikrinden mahrum kalmak bir Âfettir. İnsanı Allah ’tan alıkoyan her şey husran ve zarardır. Bunun icin İs (a.s), “Servetin uc Âfeti vardır. Birincisi, onu helalinden temin etmemek. İkincisi, helalinden kazansa bile meşrû olmayan yerlere sarf etmektir. Ucuncusu, meşrû yollara sarf etse bile, o malı duzeltmekle meşgul olmaktır ki, bu da onu Allah ’tan alıkoyar.” demiştir.
Gazali ’ye gore, ibadetlerin aslı, ozu ve sırrı Allah ’ı zikir ve onun buyukluğunu tefekkurdur. Bu ise boş bir kalp ister, huzur ister. Halbuki servet sahibi, tarlasını, bağını, bahcesini, vergisini, işcilerini, kÂrını, zararını duşunur.(Gazalî, İhyÂu Ulûmiddîn, Beyrut, ts. III, 251-252).
NİMET VE SERVETİN GERCEK SAHİBİ
Aşağıdaki Âyetler, mulkun, mirasın, her turlu nimet ve servetin gercek sahibinin Allah olduğunu ve bunların birer emanet olarak lutfedildiğini bildirmektedir.
“Goklerin ve yerin mulku Allah ’ındır...” (ŞûrÂ, 42/49).“Goklerde ve yerde ne varsa Allah ’ındır...” (Âl-i İmran, 3/109).“Goklerdeki her şey ve yerdeki her şey Allah ’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, cok bağışlayandır, cok merhamet edendir.” (Âl-i İmran, 3/129).“(Resûlum !) Deki: Mulkun sahibi olan Allahım! Sen mulku dilediğine verirsin ve mulku dilediğinden geri alırsın.” (Âl-i İmran, 3/26).
Kaynak: Kerim Buladı, Altınoluk Dergisi, Sayı: 392
İslam ve İhsan