
İnsan hayatında anne, baba yani kısacası ailenin ayrı bir yeri ve onemi vardır. Bunun yanında kişinin bazen ailesine soyleyemediği şeyleri ona soylediği ve değer verdiği arkadaşı veya arkadaş grubu vardır. İnsan hayatında yer tutan bu arkadaş ve arkadaş seciminin onemi nedir?Dunya hayatı; Âhireti kazanmak icin insana hazırlanmış bir imtihan dershÂnesidir. İnsan bu imtihana tek başına değil, diğer insanlarla beraber tÂbî olur.
Cunku;
CenÂb-ı Hak; vahdÂniyeti, tekliği kendisine mahsus kılmış, butun varlığı ciftler hÂlinde yaratmış, insanları da bilhassa birbirine muhtac hÂlde halk etmiştir.
İnsan; aile, akrabalar, arkadaşlar, komşular, iş hayatında munasebet kurduğu insanlarla beraber bir toplum icinde yaşar. Bu sebeple;
“İnsan tabiatı itibarıyla medenîdir, bir aile ve toplum icinde yaşamak onun tabiatıdır.” denilmiştir.
İnsan, beraberinde bulunduğu insanlarla kuvvetli bir tesir alışverişi icindedir. İrsiyet sebebiyle anne-babasından aldığı verÂset gibi, cevresinden de sosyal verÂset alır. Eğer bu beraberlik; muhabbet, ulfet ve unsiyete terakkî etmişse, bu tesir daha da artar. İster musbet, ister menfî yonde. Halk irfÂnı bunu;
“Uzum uzume baka baka kararır.”, “Bana arkadaşını soyle, sana kim olduğunu soyleyeyim!”, “Ev almadan evvel komşuna dikkat et!” gibi nice atasozuyle tespit ve ifade etmiştir.
Bir mu ’min icin Âhireti kazanma ve ukb imtihanını kaybetmeme yeri olan dunyada, bu sebeple kiminle beraber olunduğu cok muhim bir meseledir.
Allah Rasûlu -sallallÂhu aleyhi ve sellem-;
“–YÂ RasûlÂllah! Âhirette, cennette Sen ’i gorebilecek miyiz? Kiminle beraber olacağız?” diye ızdırap yaşayan sahÂbîlerine;
“–Kişi, sevdiğiyle beraberdir!” (BuhÂrî, Edeb, 96) şeklinde veciz ve cok mÂnÂlı bir dusturu cevap olarak beyan buyurmuştur.
Zira her insan; sevip takip ettiği kişinin ahlÂkıyla ahlÂklanır, onun yaptığını yapar, onunla kalbî, fiilî ve zihnî beraberlikler icinde omur surer. Hayran olduğu şahsiyete gore şahsiyetini ve hayatını tanzim eder. Obur Âlemde de, sevdiğiyle aynı muÂmeleye tÂbî olacaktır.
SÂlih bir arkadaş; insanı, rûhÂnî duyuşlara, sÂlih amellere ve guzel davranışlara sevk ettiği gibi; kotu bir arkadaş ve fÂsık bir cevre de insanı nefsÂniyete, fısk u fucûra dûcÂr eder.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Şubat - 144.Sayı, 2017
İslam ve İhsan