Mubarek gun ve gecelerde yapılması tavsiye edilen ibadetleri yerine getirerek, bu faziletli gunleri ihya edebilirsiniz.Mubarek gun ve gecelerde yapılacak ibadetler:
1. NAMAZ KILMAK İbadetle ihya edilmesi daha kuvvetli faziletli gun ve gecelerde nafile ve kaza namazı kılınması tavsiye edilir. Ahiret yolcusunun bu geceleri boş gecirmesi munasip değildir. Cunku bunlar, hayır mevsimleri ve kÂrı bol olan gun ve gecelerdir.
Cenab-ı Hak şoyle buyurur:
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah ’tan yardım dileyin. Şuphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153)
Âsım bin Damre (r.a) anlatıyor:
“Hz. Ali ’ye Peygamber Efendimiz ’in gunduz kıldığı nÂfile namazları sorduk.
«– Siz ona guc yetiremezsiniz» dedi.
«– Olsun, sen bize anlat, gucumuz yettiği kadarını yaparız» dedik. Şoyle anlattı:
«– Resulullah sabah namazını kılınca biraz bekler, Guneş biraz yukselince iki rekÂt namaz kılardı. Biraz daha yukselince dort rekÂt daha kılardı. Guneş tam tepeden batıya doğru meyledince oğle namazından once dort rekÂt, oğleden sonra da iki rekÂt kılardı. İkindiden once de dort rekÂt kılar, iki rekÂtta bir mukarreb meleklere, nebîlere ve onlara tÂbî olan mu ’min ve Muslumanlara selÂm verirdi. İşte bu 16 rekÂt Peygamber Efendimiz ’in gunduz kıldığı nÂfile namazlardı. Bunlara hakkıyla devÂm eden ne kadar azdır!”
Habîb bin Ebî SÂbit, bu hadisi rivÂyet eden Ebû İshÂk ’a:
“–Ey Ebû İshÂk, rivayet ettiğin bu hadis senin mescidin dolusu altından daha kıymetlidir” demiştir. (Ahmed, I, 85)
2. KUR ’AN-I KERİM OKUMAK Allah dostları mubarek gun ve gecelerde cokca Kur ’Ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.
Ayet-i kerimede şoyle buyrulur:
“Kur ’an ’ı tane tane, acık acık oku!” (Muzzemmil, 4)
İbn-i Mesut‘tan (r.a.) rivayet edildiğine gore, Peygamber Efendimiz şoyle buyurdu:
“Kim Kur ’Ân-ı Kerîm ’den bir harf okursa, onun icin bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lÂm mîm bir harftir demiyorum; bilÂkis elif bir harftir, lÂm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, FezÂilu ’l-Kur ’Ân 16)
İbn-i Abbas ’tan (r.a.) rivayet edildiğine gore, Resûlullah şoyle buyurdu:
“Kalbinde Kur ’an ’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, FazÂilu ’l-Kur ’Ân 18)
3. ORUC TUTMAK Oruc, sayılı gunlerdedir. Oruc haricinde mu ’minin her ameli kendisi icindir. Bu nedenle mu ’min mubarek gunleri oruc tutarak değerlendirmelidir.
Hadis-i şerifte naklediliyor:
«Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruc dışında her ameli kendisi icindir. Oruc benim icindir, mukÂfatını da ben vereceğim.” buyurmuştur.» (BuhÂrî, Savm 9; Muslim, SıyÂm 163)
4. DUA ETMEK Mubarek gun ve geceler, Rabbimize dua ve niyazda bulunma zamanlarıdır.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
“(Ey Resûlum!) De ki: Sizin dua ve niyÂzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?” (el-FurkÂn, 77)
Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şukur halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duÂnın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahÂbîlerden birinin Allah ’a hamd ve Resûlu ’ne salavat getirerek duaya başladığını gorduğunde, onu takdîr ederek:
“–Ey namaz kılan zÂt! Dua et, (duana hamdele ve salvele ile başladığın muddetce) duan kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, DeavÂt, 64/3476)
5. TEVBE İSTİĞFAR ETMEK Mubarek gun ve gecelerde bolca tovbe istiğfar etmeliyiz. Tevbe, Hakk ’a donuş demektir. Hakk ’ı unutan ya da O ’ndan gafil olan bir kulun, girdiği yanlış yolun farkına varıp yuzunu ve gonlunu Rabbine yoneltmesi ve affını dilemesidir. Boyle bir kulun kalbi buyuk bir nedÂmetle, icin icin yanar ve ılık gozyaşlarıyla Rabbine gonlunu acar. İşte bu yanış ve pişmanlık “tevbe”dir. Ardından af dilemek icin kalplerden taşan niyazlar da “istiğfar”dır.
Başta peygamberler olmak uzere butun velîler, sÂlihler ve sÂdıklar; darlıkta ve bollukta, kederde ve sevincte dÂim CenÂb-ı Hakk ’a iltic etmişler ve O ’na niyÂz hÂlinde bulunmuşlardır.
İbn-i Omer (r.a.) şoyle der:
“Biz, Resûlullah Efendimiz ’in bir mecliste yuz defa:
«Allah ’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Cunku Sen tevbeleri cok kabûl eden ve cok merhamet edensin.» dediğini saymıştık.” (Ebû DÂvûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, DeavÂt, 38/3434)
Allah ’a yoneliş ve kalbin ulvî bir seviye kazanmasında muhim bir yeri olan istiğfar, mÂnevî kirlerden temizlenmenin de en muhim vÂsıtasıdır. Makbûl bir tevbe, kul ile Rab arasındaki engelleri ve perdeleri kaldırır, Allah TeÂl ’nın sevgisine mazhar eder. Nitekim CenÂb-ı Hak şoyle buyurmaktadır:
“Şuphesiz Allah, cok tevbe eden ve cok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)
“Onlar, bir kotuluk yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri zaman, Allah ’ı hatırlayıp gunahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfÂr ederler. ZÂten gunahları Allah ’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri gunahta bile bile ısrÂr etmezler.” (Âl-i İmrÂn, 135)
6- HAMD ETMEK VE ŞUKUR HALİNDE BULUNMAK Mubarek gun ve gecelerde Allah ’a cokca hamd etmeli ve şukur halinde bulunmalıyız.
Ayet-i kerimede: “Olumsuz ve daima diri olan Allah ’a guvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et.” (FurkÂn, 58) buyrulmaktadır.
Resûl-i Ekrem Efendimiz şoyle buyurmuşlardır:
“Meşrû işlere Allah ’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i MÂce, NikÂh, 19; Ebû DÂvud, Edeb, 18)
“Şukur, imanın yarısıdır…” (Suyûtî, el-CÂmiu ’s-Sağîr, I, 107)
“CenÂb-ı Hakk ’ın nîmetlerine hamd u senÂ, insanı nîmetin zevÂlinden emîn kılar.” (Suyûtî, el-CÂmiu ’s-Sağir, no: 3836)
“Allah ’a hamdetmek şukrun başıdır. Allah ’a hamdetmeyen bir kul O ’na şukur etmemiştir.” (Suyûtî, el-CÂmiu ’s-Sağir, no: 3835)
7. ALLAH ’I COKCA ZİKRETMEK Mubarek gun ve gecelerde Allah ’ı zikretmeye daha cok onem verilmelidir.
Ayet-i kerimelerde şoyle buyrulur:
“Kendi kendine, yalvararak ve urpererek, yuksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. GÂfillerden olma!” (el- A ’raf, 205)
“Rabbinin ismini zikret ve butun varlığınla O ’na yonel.” (el-Muzzemmil, 8)
“…Allah ’ı zikretmek, elbette en buyuk ibadettir…” (el-Ankebût, 45)
Peygamber Efendimiz de şoyle buyurur:
“Allah ’ı sevmenin alÂmeti, Allah TeÂl ’yı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, el-Camiu ’s-Sağîr, II, 52)
“Yeryuzunde Allah Allah diyen biri var oldukca, kıyamet kopmayacaktır.” (Muslim, İman, 234/148)
8. SALAT U SELAM GETİRMEK Resûlullah Efendimiz ’e salavat getirmeyi Allah Teala emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin butun sıkıntılarının giderileceği, gunahlarının bağışlanacağı bildirilmiştir.
Nitekim ayet-i kerîmede şoyle buyrulur:
“Şuphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber ’e cokca salÂt ederler. Ey muminler! Siz de O ’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selÂm verin!” (el-AhzÂb, 56)
Ubey bin Kab (r.a.) diyor ki:
“Hazret-i Peygamber ’e:
«– Ya Resûlallah! Ben sana cok salavat-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.
«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.
«– Dualarımın dortte birini salavat-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.
«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin icin hayırlı olur.» buyurdu.
«– Oyleyse duamın yarısını salavat-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.
«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin icin hayırlı olur.» buyurdu. Ben yine:
«– Şu hÂlde ucte ikisi yeter mi?» diye sordum.
«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin icin iyi olur.» buyurdu.
«– Oyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavat-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:
«– O takdirde Allah butun sıkıntılarını giderir ve gunahlarını bağışlar.» buyurdu.” (Tirmizî, KıyÂmet, 23)
9. SADAKA VERMEK Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek cok tehlike ve belÂlardan muhÂfaza edeceği, buna ilÂveten sadaka sahibini muhabbetullÂh ’a nÂil eyleyeceği unutulmamalıdır. Mubarek gun ve geceler sadaka vermeye en guzel vesilelerdir.
Zira ayet-i kerimede şoyle buyrulmuştur:
“Allah yolunda infÂk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini guzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195)
Peygamber Efendimiz zengin-fakir her mu ’mini infÂka teşvik eder, bir hurmadan başka bir şeyi olmayan icin mu ’min şoyle buyururdu:
“Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız guzel ve hoş bir soz ile korunun.” (BuhÂrî, Edeb, 34)
İslam ve İhsan