Seher vakitlerini nasıl değerlendirmemiz gerekir? Seher vakti ve onemi.Geceler gunduzlere nisbetle daha fazîletli iken, seher vakitleri de gece icinde en fazîletli, bereketli zaman dilimleridir. Tan yerinin ağarmasından biraz onceki zaman ya da şafağın sokmek uzere olduğu vakit olarak tanımlanan seher vakti, imsaktan biraz onceki vakittir.
Seher vakitleri oylesine buyuk ganimetler ihtiva eder ki, CenÂb-ı Hak omru olana her gun o nîmeti sunar. Seher vakitleri Âdeta her gun gelir kapımızı calar; onu bekleyenlere, ona icÂbet eden nasiplilere nice guzellikler sunar, onlar icin nice bereketlere vesîle olur. Nice kapılar acar, nicesinin derdine derman olur.
Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- seher vakitlerinde uyanık olma, o değerli vakitleri değerlendirme hususunda bizleri şoyle uyarır:
“Aman gece kalkmaya gayret edin! Cunku o sizden onceki sÂlih kimselerin Âdetidir. Yine o Rabbinize yakınlıktır, kotuluklere kefÂrettir (onların ortulmesine sebep olur) ve gunahlardan alıkoyar!” (Tirmizî, DeavÂt, 101/3549)
Bir kudsî hadîste buyrulur ki:
“Her gece Rabbimiz, gecenin son ucte biri kalınca: «Kim Bana du ediyor, ona icÂbet edeyim. Kim Benden bir şey istiyor, ona vereyim. Kim Bana istiğfar ediyor, onu mağfiret edeyim.» buyurur.” (BuhÂrî, Tevhid 35, Teheccud 14, DeavÂt 13; Muslim, MusÂfirîn, 168)
Bundan daha guzel ganimet mi olur? Hangi altına, gumuşe ya da paraya değiştirilir ki bu guzellik? “Yok mu Bana du eden, duÂsını kabul edeyim!” diyor Rabbimiz, o oyle bir vakit ki “Rabbinize yakınlıktır!” buyuruyor Peygamber Efendimiz… Hangi dertlere derman olmaz ki boyle bir vakit…
SEHER VAKİTLERİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ? CenÂb-ı Hak, bizlere bu guzide vakitleri değerlendirmemiz icin şoyle buyuruyor:
“Gecenin bir kısmında O ’na secde et; gecenin uzun bir bolumunde de O ’nu tesbîh et! Şu insanlar, carcabuk gecen dunyayı seviyor, istiyor ve tercih ediyorlar da onlerindeki cetin bir gunu (Âhireti) ihmal ediyorlar.” (el-İnsÂn, 26-27)
Tercihler dunyasındayız. Tercihlerimiz Âhiretteki yerimizi belirleyecek, bunun şuurunda olmalıyız dÂim... Tercihi Âhiretten yana olan, uykusunun en tatlı yerinde uykusunu bolup Âlemlerin Rabbi ’ni tesbih ediyor; namaz ile, Kur ’Ân ile, zikir ile…
Tercihini dunyadan yana kullananlar ise, her gun minarelerden dalga dalga yayılan “Namaz, uykudan hayırlıdır!” sozunu dahî duymuyor maalesef…
Allah dostları seher vakitlerine husûsiyle onem verir, bu vakitleri değerlendirme hususunda onemli uyarılarda bulunurlar.
SÂhibu ’l-Vef HÂce Mûs Topbaş -kuddise sirruh- seher vakitleri icin şoyle buyururdu:
“Murîd, seher vaktinde kalkınca duşunecek ki, şu anda yeryuzunde AllÂh ’ın tek kulu olarak ben varım. Anne, baba, evlÂt, eş, iş, aş, hicbir şey yok. MÂnevî rızkım, tıpkı İsrÂiloğulları ’na her gun rızkın indiği gibi gokten geliyor ve ben şu anda Rabbimin ozel muhÂtabı, ozel misafiri olarak O ’nun huzûrundayım duşuncesiyle, butun dış alÂkalardan gozu ve gonlu kopararak Rabbine yonelecek. Butun insanlar icin, butun mu ’minler icin bu kapı acık. Bu kapı acık, aziz dostlar. Herkes icin bu imkÂn var. Yeter ki o vakitlerde hazinelerin saklı olduğu bilinebilsin. Sonra da irÂde ve gayret olsun.”
Muhterem UstÂz Mahmud SÂmi Ramazanoğlu Hazretleri, Bursa ’daki devlethÂnede bulundukları gecelerde, seher vakitlerinde hû-hû kuşunun “hû hû” diyerek zikrettiğine işaretle:
“-Gunduzleri kuş otuşleri ve cığlıkları, dunyevî maîşet temini icindir, fakat bu garip kuşun gecelerde otuşundeki gÂye ise, sırf CenÂb-ı Hakk ’ı zikirdir.” buyururlardı.
Bir AllÂh ’ın kulu, kuştan daha mukerrem olduğuna gore, CenÂb-ı Hakk ’ın HÂlıklığını kendinin de kulluğunu idrÂk edip ister sıcak, ister soğuk gunlerde, ister sıhhatli, ister tÂkatsiz olsun, elinden geldiği kadar cÂn u gonulden, seve seve seherlerde, yani gecenin ucte ikisi gectikten sonra kalkıp, yine CenÂb-ı Hakk ’ın izni ile namaz, duÂ, istiğfar gibi kulluk vazifelerini îf etmesi lÂzımdır.” (SÂdık DÂnÂ, Altınoluk Sohbetleri-2, sh: 111-112)
Muhterem Osman Nûrî Topbaş Hocaefendi de seher vakitlerini değerlendirmek icin şu tavsiyelerde bulunmuştur:
“Geceden nasîb alabilmek, «istiğfÂr» ile başlar; tevhîd, salevÂt-ı şerîfe ve zikrin rûhÂniyetine burunmekle devam eder. Seherlerdeki zikir, yani kulun Mevl ’sı ile buluşması, kalbin ihyÂsı bakımından bulunmaz bir fırsat ve ihmÂl edilemez bir ihtiyactır. Zira cesedimizin maddî gıdÂya ihtiyÂcı olduğu gibi, rûhumuzun da mÂnevî gıdaya ihtiyacı vardır. CenÂb-ı Hak, seherlerde îf edilen zikre, sÂir zamanlardakinden daha fazla kıymet vermektedir.”
Vakt-i Seher Seyyid Osman Hulûsî Darendevî Efendi ’nin, “Vakt-i Seher” şiirinde dediği gibi, seher vaktinden her nesne nasibini alır:
Cûşa gelir dağ ile taş, feryÂd eder vakt-i seher
Her nesneyi kaplar telÂş, feryÂd eder vakt-i seher.

Ol demde gul handÂn olur, bulbul gorup nÂlÂn olur,
Her ehl-i dil şÃ‚dÂn olur, feryÂd eder vakt-i seher.

Ol demde ins u melek, raksa gelir carh-ı felek,
Hû hû deyû suda semek, feryÂd eder vakt-i seher.
Evet, feryÂd eder seher vakitleri… “Uyumayın, kalkın, guzel uykunuzdan daha guzeli var!” diye nid eder, her gece…
“Kacırmayın ganimetinizi!”
“Gaflete dalmayın, vaktin kıymetini bilin, Ânın hakkını verin!” diye feryÂd eder.
Bu feryÂda kulak verip, sırlı kapıları aralayanlara, yÂr kapısını aşındıranlara, Âhireti dunyaya tercih edenlere ne mutlu…
Her gece kurulan bu mÂnevî ziyafet sofrasından istifade etmek isteyenlerin gereğini yerine getirmeleri lÂzımdır. Bunun icin gec vakitlere kadar oturmayıp erken yatmak, seher vaktinin kadrini bilmek icin atılacak en buyuk adımdır. Bu adımı destekleyen bir de akşam yemeklerini hafif yemek mevzuu var ki, hem dînî, hem de tıbbî ÂdÂbdandır.
Seher vakitlerini değerlendirebilen kişi, gune de daha pozitif, daha dinc ve şuurlu başlar; kişinin gun boyu Âhiret endeksli yaşamasına vesîle olur.
HÂsılı seher vakitleri, maddî ve mÂnevî sayısız dertlerle mahzun, bircok arzusu ve emeli bulunan, nihayetsiz ihtiyac sahibi insana sunulan eşsiz bir hazinedir. CenÂb-ı Hak, bu eşsiz hazineden hakkıyla istifade edenlerden olabilmemizi cumlemize nasip etsin… Âmîn.
Kaynak: Merve Gulec, Şebnem Dergisi, Sayı: 181


İslam ve İhsan
TEVBEYİ SEHERDE YAPINIZ