
Mutevekkil, anne kucağındaki cocuk gibidir. Kimseden yardım istemez, ancak anasını bilir. Mutevekkil, her halinde Mevlasına donuktur ve O ’na doner.Yemenliler hacca giderken yanlarına yol azığı almazlardı; boyle yapmanın tevekkul olduğunu zanneder:
“–Biz AllÂh ’ın evini ziyÂrete gidiyoruz; O bizi doyurmaz mı?” derlerdi. Mekke ’ye varınca da sÂil durumunda kalırlardı. Bunun uzerine; “...Kendinize yol azığı hazırlayınız…” (el-Bakara, 197) Âyeti nÂzil oldu.
Calışıp gayret etmeden işi tembelliğe vardıran, sonra da; “Biz tevekkul ehliyiz.” diyen kimseleri Hazret-i Omer; -radıyallÂhu anh- “Siz AllÂh ’a değil, başkalarının malına guvenen yiyicilersiniz. Hakîkî mutevekkil; toprağa tohumu attıktan sonra AllÂh ’a guvenen insandır.” diye azarlamıştır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan