Tesettur ve onun mÂnevî sÂikı olan edep ve hayÂ, insana Âit bir keyfiyettir. Diğer mahlûkat icin edep, hay ve ortunmek mevzubahis değildir. Ayrıca ortunmek, fıtrî bir kulluk edebidir.Nitekim Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havv ’nın, Cennetʼte başka insanlar olmadığı hÂlde hay edip telÂş icerisinde yapraklarla ortunmeye calışmaları, bu keyfiyetin, insanoğlunun fıtratında bulunan en koklu vasıflardan biri olduğunun gostergesidir.
İSLÂM'DA TESETTUR FARZDIR İslÂm ’da tesettur farzdır. Zira Âyet-i kerîmede hanımların tesetture riÂyet etmesi şoyle emredilmektedir:
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mu ’minlerin kadınlarına (bir ihtiyac icin dışarı cıktıkları zaman) dış ortulerini ustlerine almalarını soyle. Onların tanınması ve incitilmemesi icin en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (el-AhzÂb, 59)
CİLBÂB NE DEMEKTİR? Âyette zikredilen “celÂbîb” kelimesi, “cilbÂb” kelimesinin cemî hÂli olup lugat­te; ge­niş el­bi­se, gom­lek ve başor­tu­su gi­bi mÂnÂlara gelmektedir. Yani ka­dı­nı baş­tan aşa­ğı or­ten bol manto, ferÂce ve car­şaf gi­bi giy­si­ler, cil­bÂbın muhtevÂsına girmektedir.
CilbÂb, esasında vucut hatlarını belli etmeyen ortudur. Bugun maalesef sokaklar, butun vucut hatlarını ortaya doken, dar, suslu ve cÂzibeli bin bir turlu dış kıyafetle dolu. LÂkin bu asl tesettur değildir. Dış kıyafet, bol olmalıdır. Vucut hatlarını belli etmemeli, “Baksana bana!”, dedirtmemelidir.
GİYİNMİŞ CIPLAKLAR Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz tesetturun ehemmiyeti ile alÂkalı olarak bir hadîs-i şerîflerinde şoyle buyurmuşlardır:
“Cehennemliklerden kendilerini dunyada henuz gormediğim iki grup vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi kırbaclarla insanları doven bir topluluk. Diğeri, giyinmiş oldukları hÂlde cıplak gorunen ve oteki kadınları kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve başları deve horgucune benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar Cennetʼe giremedikleri gibi, şu kadar uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile alamazlar.” (Muslim, Cennet, 52)
Buradaki “giyinmiş cıplaklar” ifÂdesiyle kastedilen, sadece suslenmek icin giyinen, dışarı cıkarken daha cÂzip ve dikkat cekici kıyafetler kullanan ve vucut hatları belli olacak şekilde dar, ince veya şeffaf elbiseler giyen kimselerdir.
TESETTURUN HİKMETLERİNDEN BİRİ Tesettur emri, İslÂm ’da kadına verilmiş olan yuksek mevkî ve kıymetin muhim bir tezÂhurudur. Nitekim değerli hazineler, en guzel şekilde muhÂfaza edilir; tutup da hırsızların gozleri onune serilmez. İşte musluman kadın, kendisine verilen yuksek kıymet sebebiyle yabancı bakışların yıpratıcı ve incitici tesirinden tesettur sÂyesinde muhafaza edilmek istenmiştir. Tesetturun en buyuk hikmetlerinden biri de budur.
Âyet-i kerîmede şoyle buyrulur:
“Mu ’min kadınlara da soyle: Gozlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Gorunen kısımları mustesn olmak uzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başortulerini, yakalarının uzerine (kadar) ortsunler…” (en-Nûr, 31)
Kadının ortunmesiyle kadınlık şahsiyeti korunmaktadır. Kadın, ortusuyle karşısın­dakine bir zarÂfet ve nezÂket hissi vermektedir. Aksi hÂlde kadın, tesetturden uzaklaşarak kendisini topluma bir nevî deşifre ettiğinde, nezÂket ve zarÂfeti zedelenir. Boylece nefsÂnî arzuları tahrik eden bir şehvet vÂsıtası hÂline getirilmiş olur. Bu ise onun şahsiyet ve haysiyetini ayaklar altına alarak annelik vakÂrını zaafa uğratır.
Kadının cÂzibesi, tesettur emri ile yalnız kocasına tahsis edilmiştir. Cunku kadın ve erkek arasında neslin devamı icin birbirlerine karşı değişmez bir fıtrî te­mÂyul mevcuttur. Tesettur emrine riÂyet edilmediği takdirde bu meyil, insanı, ilÂhî hudutları ciğnemek gibi felÂketlere dûcÂr eder. Bu ise toplumda ahlÂkî cokuntuye sebep olur.
TESETTUR KADINLIK VAKÂRINI KORUR İslÂm, zÂhiren cÂzibesi olmayan bir kadına da tesetturu emretmiştir. Yani “Bu kadın, başını, kolunu ve ayaklarını acsa da acmasa da bir şey fark etmez, zÂten dikkat cekici değildir.” denilemez. Burada kadının, tesetturle kadınlık vakÂrının korunması esastır. Nitekim tesetture riÂyetsizliğin neticesini gosteren şu hÂdise ne kadar ibretlidir:
Hazret-i Âişe -radıyallÂhu anhÂ- ’nın yanına, Şamlı kadınlardan bir grup gelmişti. Hazret-i Âişe:
“–Sizler herhÂlde, hanımları hamamlara giren (orada tesetture dikkat etmeyen) bolgedensiniz!” dedi.
Kadınlar;
“‒Evet!” diye cevap verdiler.
Hazret-i Âişe:
“–Ama ben, Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in; «Elbisesini evinin hÂricinde bir yerde cıkaran (yani tesetture dikkat etmeyen) her kadın, mutlak Allah ile kendi arasındaki perdeyi yırtmış olur.» buyurduğunu işittim.” dedi. (Ebû DÂvûd, HammÂm, 1/4010; Tirmizî, Edeb, 43/2804)
KADIN VE ERKEĞİN TESETTURU NEDEN FARKLI? Kadın ve erkeğin tesetturunun birbirinden farklı bulunması, kadın vucûdunun erkeğe gore daha cÂzibeli yaratılmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Şebnem Dergisi, Yıl: 2015 Ay: Ekim Sayı: 128
İslam ve İhsan