Oyle duruş vardır ki, nice koşmalara bedeldir. Oyle yuruyuş vardır ki, RahmÂn olan Allah ’a “işte kulum” dedirtir. İşte kişiye bu kıvamı ve etkinliği sağlayan cevher “Şahsiyet Dili”dir.Her medeniyet kendi insan modelini inşa eder. Modern dunyanın kapitalist kulturle oluşturduğu kuresel iklimde yetişen nesiller de coğu zaman bu dunyanın kendince oluşturduğu değerler sistemine gore şekillenir. Uzulerek ifade edelim ki, bu değerler, coğu zaman ozden ziyade kabuğu duzenlemeyi hedefleyen makyaj değerlerdir.

ETKİLİ İLETİŞİMİN TEMELİ

Modern dunyanın “kişisel gelişim” anlayışında “etkili iletişim”in temeli, “sozlu iletişim” ve “beden dili”ni etkili bir şekilde kullanmaktır. Onemli olan guzel ve etkili konuşmaktır; sozdeki samimiyet, ikincil bir değerdir. Beden dili muhatapta hayranlık uyandırmalı, etkilemeli ve Âdet onu buyulemelidir; beden dilinin arkasındaki kişilik kalitesi sonraki bir meseledir.

Etkili insan olmanın temel esaslarını araştıran Stephen Covey ’in son donemde kişisel gelişim ve başarı adı altında yayınlanan eserler hakkındaki şu tespiti, modern cağın yuzeysel başarı arayışının carpıcı bir tablosu gibidir. Der ki Covey:

“Son 50 yıllık surede yazılmış olan başarıyla ilgili kitapların coğunun yuzeysel kaldığına gitgide daha cok inanmaya başladım. Bunlar, toplumsal imaj bilinci, teknikler ve ivedi carelerle; yani, toplumsal yara bantları ve aspirinlerle doluydu. Bunlar ağır problemlerde uygulanıyor, hatta bazen onları gecici olarak giderir gibi de gozukuyorlardı. Ama alttaki bastırılmış rahatsızlıkları etkilemiyor, hatta bunların daha da iltihaplanmalarına ve sık sık ortaya cıkmalarına sebep oluyorlardı.”

GUNUMUZ İNSANININ GENEL OZELLİKLERİ

Gunumuz modern insanının oze inmeyen bu sığ bakışı, ilişkileri de yuzeyselleştirmiş ve kısa sureli cıkar ilişkilerine donuşturmuştur. Dostluk, aşk, kardeşlik gibi derûnî duygular, neredeyse yaşanamaz olmuştur. Kabuğuna ozunden cok değer veren kimseler, zamanla kabuktan ibaret kalmanın hafifliğini sozlerinde ve işlerinde sergileyerek sıradanlaşmışlardır.

İnsanı cesetten ibaret gormeyen, aksine onun ozunu daha da cok onemseyen İslam medeniyeti, sozlu iletişim ve beden dilinin onemini hicbir zaman ihmal etmemekle birlikte, bu iki dilin de gucune guc ve ruh katan başka bir iksirden soz edegelmiştir. Bu iksiri biz “Şahsiyet Dili” olarak adlandırıyoruz.

ŞAHSİYET DİLİ

Yaşadığımız hayat icinde bircoğumuz zaman zaman oyle kimselerle karşılaşırız ki, cok iyi bir hatip olmadığı ve yine bugunku anlamda beden dilini cok iyi kullanmadığı halde, icinde yaşadığı cevreyi derinden etkilemişlerdir. Sozleriyle olduğu kadar ve hatta ondan daha ziyade susmaları, bakışları, yuruyuşleri, tebessumleri, hÂl ve tavırları ile yanında ve yakınında bulunanlar uzerinde etkili olmuşlardır. Boyleleri girdikleri meclislerde saygıyla karşılanır ve uğurlanırlar. Bu tesiri oluşturan sır, bilgilerinin cokluğu, zenginlikleri ve makamları değil; belki ilk anda hemen sezilemeyen bir başka dil konuşmalarıdır. İşte bu dil “Şahsiyet Dili”dir.

Bu dili herkes konuşamasa da insaniyetten nasibi bitmemiş herkes anlar. Bu dilin sozcukleri adeta cihanşumuldur. Sozlu iletişimde ve beden dilinde ulkeden ulkeye farklılıklar soz konusu olsa da, şahsiyet dilinde sınırlar yoktur. Bu dili anlama yeteneği, yaratılış başlangıcında insanın mayasına konulmuştur. Bu bakımdan, insanlık ozunden kendi icinde hÂl bir oz taşıyan herkes, bu dilin mesajını istemese de anlar ve hisseder.

HAMDİ YAZIR EFENDİ'NİN TEFSİR DERSLERİ

Son devrin buyuk tefsir Âlimlerinden Muhammed Hamdi Yazır ’ın derslerine devam eden bir talebesi anlatıyor:

“Hamdi Yazır Efendi ’nin tefsir dersleri cok coşkulu olurdu. Bu derslere zamanın ileri gelen zevatı da katılırdı. İlmî munakaşalar ve munazaralar cok seviyeliydi. Zira katılanların kısmı azamı ilmiyedendi. Bu derslere sadece dinleyici olarak katılan bir kişi daha vardı ki, genelde hic konuşmaz, sessizce bir koşede oturur, buyuk bir huzurla anlatılanlardan istifade etmeye calışırdı. Bu kişi, ne zaman meclise teşrif etse, buyuk mufessir Elmalılı Hamdi Efendi onu saygıyla karşılar ve oturuşunu bile zaman zaman değiştirdiği olurdu. Onun bu davranışından mecliste bulunan diğer kimseler de etkilenir, onlar da o zata karşı hurmet gosterirlerdi. Sonradan oğrendik ki bu zat Rebî Molla diye bilinen samimi, durust, hÂl sahibi temiz bir Muslumandan başkası değildi”.

Rebî Molla belki susuyordu; fakat şahsiyet dili cok etkili bir şekilde hitap ediyordu. Belki ilim meclisinin sonunda oturuyordu; gonullerin itibar ettiği mecliste ise ilk sıralardaydı.

Oyle sukût vardır ki, en etkili soz yanında sonuk kalır. Oyle bakış vardır ki, gonle işler ve oradaki en negatif duyguları eritir ve ulvî duyguların engin semalarında sahibine kanat cırptırır. Oyle duruş vardır ki, nice koşmalara bedeldir. Oyle yuruyuş vardır ki, RahmÂn olan Allah ’a “işte kulum” dedirtir. İşte kişiye bu kıvamı ve etkinliği sağlayan cevher “Şahsiyet Dili”dir.

SOZE RUH VEREN DİNAMİK

Şahsiyet dili, sozlu iletişim değildir; fakat sozu besleyen ve ona ruh veren bir dinamiktir.

Şahsiyet dili, beden dili de değildir; fakat beden diline derinlik katan ve onu anlamlı kılan farklı bir guctur.

Kaynak: Dr. Adem Ergul, Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik, Erkam Yayınları

HAYATTA SAHİP OLABİLECEĞİNİZ EN DEĞERLİ ŞEY

https://www.islamveihsan.com/hayatta-sahip-olabileceginiz-en-degerli-sey.html
İslam ve İhsan