
Zulkarneyn'in -aleyhisselÂm- seferi sırasında denk geldiği kendi mezarlarında ibadet eden ibretlik kavim...Zulkarneyn -aleyhisselÂm-; omrunu tebliğ gayesiyle, cihÂnın her tarafına seferler ile gecirmiş nebî yahut velî olan bir hukumdardır.
Yaptığı seferlerden birinde; olum endişesi ve nefis engelini aşmaya calışan bir kavimle karşılaştı.
Oradaki insanların; dunya serveti nÂmına altın, gumuş gibi hicbir şeyleri yoktu. Rızıkları sebzeden ibaretti. Ayrıca bu kavimde herkes; kendi mezarını kazar, her gun onu temizler ve ibÂdetlerini burada yapardı.
Zulkarneyn -aleyhisselÂm-, onların hukumdarlarına;
“–Bu hÂliniz nedir? Sizdeki bu hÂli kimsede gormedim!” dedi.
Hukumdar şu ibretli cevabı verdi:
“–Evet biz, altın ve gumuşe kıymet vermiyoruz. Cunku baktık ki bir kimsenin eline bunlardan bir miktar gecince, bu sefer daha fazlasını isteyerek huzuru bozuluyor… Onun icin dunyalık peşinde değiliz.”
Hazret-i Zulkarneyn yine sordu:
“–Bu mezarlar nedir? Neden bunları kazıyor ve ibÂdetlerinizi burada yapıyorsunuz?”
Hukumdar şoyle cevap verdi:
“–Dunyalık peşinde koşmamak icin bunu boyle yaptık. Mezarları gorup de gunun birinde oraya gireceğimizi hatırlayınca, her şeyden vazgeceriz.”
Kıssadan hisse şudur ki;
Bircok insan, elinde bulunan mal ve mulkun zebûnu olmuştur. Servetin Allah emÂneti bir malzeme olduğunu unutan, cimrilik ve isrÂfa duşen gafiller; buyuk bir vebÂle ve zor bir hesaba dûcÂr olurlar.
Mal ve mulkun cÂzibesi, insanı tesiri altına alır ve yanlışlara surukler. Bir başka ifadeyle paranın kaderi, insanın kaderine mudÂhil olur.
Yani para, kazanılışındaki mÂnevî temizlik durumuna gore, lÂyık olduğu yere gider; sahibinin iradesini de kendi gittiği yere doğru istikametlendirir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Nisan, Sayı: 183
İslam ve İhsan