CenÂb-ı Hak, Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’i, AllÂh ’ı cok cok zikretmenin en kÂmil orneği olarak bizlere takdîm etmektedir.[1] O -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-; korku, umit, sıkıntı, rahatlık gibi her turlu hÂlde, dinlenirken, calışırken, yururken, dururken, gece, gunduz, hÂsılı her hÂlukÂrda Allah TeÂl ’yı zikir hÂlindeydi. AshÂbına ve ummetine de boyle olmalarını tavsiye buyururdu.Nitekim MuÂz bin Cebel -radıyallÂhu anh- şoyle anlatır:

Rasûl-i Ekrem -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e:

“–YÂ RasûlÂllah! Bana bir tavsiyede bulunun?” dedim.

Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- şoyle buyurdular:

“–Gucunun yettiği kadar AllÂh ’a karşı takv sahibi ol! Her taşın ve her ağacın yanında AllÂh ’ı zikret! İşlediğin kotu işten dolayı da gizlisine gizlice, acığına acıkca tevbe et!” (Heysemî, X, 74)

ALLAH'I ZİKREDERKEN YAPMAMIZ GEREKENLER

Yine Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, her işimizi AllÂh ’ın ismini zikrederek yapmamızı tavsiye sadedinde şoyle buyurur:

“…Kapını kapat, AllÂh ’ın ismini zikret; kandilini sondur, AllÂh ’ın ismini zikret; su kabının ağzını kapat, AllÂh ’ın ismini zikret; kap kacağını velev uzerine bir şey uzatıvermek sûretiyle de olsa ort, AllÂh ’ın ismini zikret!” (BuhÂrî, Bed ’u ’l-Halk, 11)

Bu tavsiyeleri buyuk bir aşk ve şevkle hayatlarına tatbik eden ashÂb-ı kirÂm, neticede oyle bir kalbî kıvam kazanmışlardı ki, Abdullah bin Mes ’ûd -radıyallÂhu anh- ’ın ifÂdesiyle, yenilen lokmaların AllÂh ’ı tesbîh edişlerini duyar hÂle gelmişlerdi.[2]

[1] Bkz. el-AhzÂb, 21.

[2] Bkz. BuhÂrî, MenÂkıb, 25.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan