İtikÂf nedir, nasıl yapılır? İtikÂf ile ilgili ayet ve hadis var mıdır? İtikÂfın ceşitleri ve şartları nelerdir? İtikÂfı bozan şeyler nelerdir? İslam ’da itikafa girmenin hukmu ve ÂdÂbı.İtikÂf; bir yerde durma, bekleme ve kendini orada hapsetme demektir. Bir fıkıh terimi olarak; bir mescitte veya o hukumdeki bir yerde itikÂf niyetiyle bir sure durmaktan ibarettir.
İtikÂf vacip, sunnet ve mustehap olmak uzere uce ayrılır. Adanan bir itikÂf vacip, Ramazan ’ın son on gununde itikÂf yapmak, kifÂye yoluyla sunnet ve başka bir zamanda ibadet niyetiyle bir mescitte bir sure yapılan itikÂf da mustehap hukmunde olur.[1]
İTİKÂFIN MEŞRÛ OLUŞUNUN DELİLLERİ İtikÂf kitap, sunnet ve icma delillerine dayanır.
Kitaptan delil, şu Âyettir: “Sizler mescitlerde itikÂfta iken hanımlarınıza yaklaşmayın.” [2] “Benim evimi, tavaf edenler ve itikÂfta bulunanlar icin temizleyiniz.” [3] İlk ayette itikÂf, ibadetlerin yapıldığı mescitlere nispet edilmiştir. Diğer yandan itikÂf icin, mubah olan cinsel ilişkiyi terk etmek, onun bir ibadet olduğunu gosterir.
Sunnetten delil, İbn Omer, Enes ve Hz. Aişe (r. anhum) ’un rivayet ettikleri şu hadistir: “Hz. Peygamber Medine ’ye geldikten sonra vefatına kadar Ramazan ayının son on gununde itikÂfa girerdi.” [4]
İtikÂfın amacı: Samimi olarak yapılacak itikÂf, şerefli bir ibadettir. Bununla Allah ’a yonelmek, boş vakitleri ibadete ayırmak, ibadet icin kendini dış dunyadan soyutlamak, Yuce Allah ’ın kapısından bağışlanıncaya kadar ayrılmamak kastedilir.
Bir itikÂfın en kısa suresi, Ebu Yûsuf ’a gore bir gun, İmam Muhammed ’e gore ise bir saattir. Bundan kastedilen kısa bir sure de olabilir.
Malikîler ’de tercih edilen goruşe gore, itikÂfın en kısa suresi bir gun bir gecedir. ŞÃ‚fiîler ’e gore, en az “subhÂnallah” diyecek kadar bir sure durmakla itikÂf gercekleşir. Hanbelîler ’e gore de en az sure bir an durmaktır.[5]
İTİKÂFIN ŞARTLARI Bir itikÂfın gecerli olması şu şartların bulunmasına bağlıdır:
1) İtikÂfta bulunan kimse musluman, akıllı ve temiz olmalıdır.
Gayri muslimin, akıl hastasının, cunubun, hayız veya nifastan temizlenmemiş kimsenin itikÂfı caiz değildir. Cunku gayri muslim ibadete ve akıl hastası niyete ehil değildir. Temiz olmayanlar ise mescide girmekten men edilmiştir.
İtikÂfa giren kimse, mescit icinde iken ihtilam olursa, dışarı cıkarak boy abdesti alır ve yeniden itikÂfa devam eder. İtikÂfta ergenlik cağına gelmiş olmak şart değildir. Bu yuzden temyiz gucune sahip olan bir cocuğun itikÂfı da gecerlidir.
2) İtikÂfa niyet edilmiş olmalıdır. Niyetsiz olarak yapılan bir itikÂf gecerli değildir. Adanan bir itikÂfta ayrıca niyetin dil ile de ifade edilmesi gerekir.
3) İtikÂf mescitte veya mescit hukmundeki bir yerde yapılmalıdır. İcinde cemaatle namaz kılınan her hangi bir mescitte itikÂf yapılabilir. Buyuk camilerde yapılması daha faziletlidir. Abdullah İbn Mes ’ud (r. anhumÂ) şoyle demiştir: “İtikÂf ancak cemaatle namaz kılınan yerde yapılır.”[6]
Kadınlar ise kendi evlerinde mescit edinecekleri bir odada itikÂfta bulunabilirler. Buralar onlar icin birer mescit sayılır. Kadınların dışarıdaki mescitlerde itikÂfa cekilmeleri caiz ise de kerahetten hali değildir. Kadınların kendi evlerinde namaz kılmaları mescitlerde namaz kılmalarından daha faziletli olduğu gibi, evde itikÂfları, mescitte itikÂftan daha faziletli sayılmıştır.
İmam Şafiî ’ye gore itikÂf ta ’zîme uygun bir yerde yapılabilir ki, buna en uygun yer mescittir. Evlerde mescit edinilen yerler bu ta ’zîme uygun değildir. Cunku evde mescit edinilen yer değiştirilebilir, orada cunup olarak gezilebilir. Diğer yandan Hz. Peygamber ’in hanımları mescitte itikÂfa girerlerdi. Eğer onların evleri itikÂf icin yeterli olacak olsaydı, evlerinde itikÂfa girmeleri daha iyi olurdu.[7]
4) Vacip olan bir itikÂfta, itikÂflı oruclu bulunmalıdır. Bu durumda orucun yanılarak bozulması itikÂfa zarar vermez. Sunnet itikÂf, zaten Ramazan icinde olacağı icin kendiliğinden oruc zamanına rastlar. Ancak yolculuk, hastalık gibi bir sebeple orucsuz bulunmak sunnet itikÂfa zarar vermeyeceği gibi diğer mustehap itikÂflarda da oruc şart değildir. Diğer yandan sunnet veya nafile itikÂflar icin bir sure de soz konusu değildir.
Şafiîlere gore vacip olan itikÂfta da oruc şart değildir.
Kadının itikÂfa girebilmesi icin kocasından izin alması gerekir. Koca eşine itikÂf izni verince, artık bundan donemez.
İTİKÂFIN CEŞİTLERİ 1) Vacip olan itikÂf: Adanan bir itikÂf vaciptir. Bu, en az bir gun olur ve gunduzu orucla gecirilir. Hz. Omer şoyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.s) ’a; Mescid-i Haram ’da bir gece itikÂfa girmeyi adamıştım” dedim. Bana;“Ey Omer! Adağını yerine getir” buyurdu.[8]
2) Sunnet olan itikÂf: Ramazanın son on gununde itikÂf yapmak, kifÂî olarak muekked sunnettir. Bir kişinin bunu yapması, bir yerleşim birimindeki diğer muslumanları sorumluluktan kurtardığı gibi, CenÂb-ı Hakk ’ın itikÂf yapanın ecrini o beldedeki butun muslumanlara da vereceği umulur. Hz. Aişe ’den rivayet edildiğine gore, Hz. Peygamber (s.a.s) orucun farz kılınmasından omrunun sonuna kadar Ramazan aylarının son on gununde itikÂfa girmiştir.[9]
3) Mustehap olan itikÂf: Vacip ve sunnet olan itikÂfların dışında itikÂfa girmek mustehaptır. Bunun belirli bir vakti ve suresi yoktur. Hatta mescide giren kimse cıkıncaya kadar itikÂfa niyet etse, orada kaldığı surece itikÂfta sayılır. Bu itikÂfta oruc şart değildir.
İTİKÂFIN ÂDÂBI 1) İtikÂf Ramazanın son on gununde ve en faziletli mescitte yapılmalıdır.
2) İtikÂf sırasında kotu ve cirkin soz soylememeli, hayır konuşmalıdır. Gunahı gerektirmeyecek sozler konuşulmasında bir sakınca yoktur.
3) İtikÂf sırasında Kur ’an, hadis, Allah ’ı zikir ve ibadetle meşgul olmalı, temiz elbise giyip, guzel kokular surunmelidir.
İTİKÂFI BOZAN ŞEYLER 1) Cinsel ilişkide bulunmak: Kur ’an-ı Kerim ’de; “Mescitlerde itikÂfa cekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın” [10] buyurulur.
2) İtikÂflının mescitten ozursuz olarak cıkması itikÂfını bozar. Bir itikÂflı gece veya gunduz mescitten ozursuz bir şekilde bilerek veya yanlışlıkla cıkacak olsa itikÂfı bozulmuş olur. Bu sure Ebu Yûsuf ve İmam Muhammed ’e gore bir gunun yarısından fazla bir suredir. Bir goruşe gore ise bir gunun bir cuzunden ibarettir. Kadın da itikÂf yaptığı odadan ozursuz olarak, evin diğer kısımlarına cıksa itikÂfı bozulmuş olur.
Hasta ziyareti, cenaze, cenaze namazı veya şahitlik yapmak icin dışarıya cıkılması da itikÂfa engeldir. Hastalıktan dolayı bir saat kadar dışarı cıkılması da itikÂfı bozar. Ancak adak itikÂfta, hasta ziyareti veya cenaze namazı icin mescit dışına cıkmak şart koşulmuş olursa bunlar icin cıkılması itikÂfı bozmaz.
3) İtikÂflıya, itikÂfı sırasında birkac gun baygınlık veya akıl hastalığı gelse itikÂfı bozulmuş olur. İyileşince yeniden itikÂfa başlar.
Ancak itikÂflı kişi, mescitten şer ’î, zarûrî veya tabiî ihtiyacları icin cıkabilir.
İtikÂfa giren kimsenin bulunduğu mescitte cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak icin başka bir mescide gitmesi, kucuk ve buyuk abdest icin mescitten dışarı cıkması şer ’î ve tabiî ozurlerdendir.
İcinde bulunduğu mescitten zorla cıkarılma ya da şahsı veya eşyası hakkında korkma yuzunden başka bir mescide taşınma zarûrî bir ihtiyac icin cıkıştır.
İtikÂfta olan kimsenin yemesi, icmesi, uyuması ve ihtiyacı olan şeyleri satın alması mescitte olur. Mescidi işgal etmeyecek şeyleri oraya getirebilir. Mescit icinde hazırlanmış uygun yer varsa orada abdest ve boy abdesti alabilir. Boyle bir yer yoksa dışarı cıkar abdest ve yıkanmanın arkasından hemen mescide girer. İtikÂf yapan, ezan okumak icin minareye cıkabilir. Minarenin kapısının mescit dışında olması da zarar vermez.[11]
Dipnotlar:
[1] bk. İbnu ’l-HumÂm, age, II, 106; İbn Âbidîn, age, II, 176; ŞurunbulÂlî, age, s. 118; MeydÂnî, age, I, 174. [2] Bakara, 2/187. [3] Bakara, 2/125 [4] BuhÂrî, İtikÂf, 1, 6; Muslim, İtikÂf, 2; Ebû DÂvud, Savm, 77, 78; Tirmîzî, Savm, 71; İbn MÂce, SıyÂm, 58. [5] ŞurunbulÂli, age, s. 119; ZuhÂyli, age, II, 695, 696. [6] ZeylÂî, Nasbu ’r-RÂye, II, 490. [7] Şirbini, Muğni ’l-muhtÂc. I, 450 v.d; ŞirÂzî, Muhezzeb, I, 190 vd. [8] BuhÂrî, İtikÂf, 16; A. b. Hanbel, II, 10. [9] A. b. Hanbel, Musned, II, 67, 129. [10] Bakara, 2/187. [11] bk. İbn Âbidîn, age, İstanbul 1984. II, 440 vd; Zebîdî, Tecrîd-i Sarîh Terc., VI, 323 vd; Mehmed Zihni, Nimet-i İslÂm, İstanbul 1328, s.98 vd; Zuhaylî, age, II, 700 vd; Bilmen, age, s. 323 vd.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Donduren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan