Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabalık kurduğu icin Trabzon ’un fethedilmesini istemeyen Akkoyunlular ’a Fatih Sultan Mehmet ’in verdiği ibretlik cevap...FÂtih Sultan Mehmet Han, Trabzon Rum İmparatorluğu uzerine sefere cıkmıştı. Şehre arkadan ulaşmak icin dağlık ve ormanlık bir arÂziden geciyordu. BÂzen baltacılar, onden yol acıyorlardı. Yolun musÂit olmadığı bir yerde FÂtih ’in atı kaydı. Sultan FÂtih, bir kayaya tutunmak icin uğraşırken elleri kanadı. Bu hÂli muşÃ‚hede eden, beraberindeki Uzun Hasan ’ın anası SÂr Hatun, tam fırsatı olduğunu duşunerek:

“–Oğul! Han oğlu hansın, yuce bir hukumdarsın! Trabzon gibi kucuk bir kale icin bunca meşakkate katlanman rev mıdır?” dedi.

TRABZON MESELESİ

Cunku Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabalık kurmuş ve bu yuzden annesini, bu seferden vazgecirmek icin FÂtih ’e ricÂcı olarak gondermişti. FÂtih, elleri sıyrıklarla dolu olduğu hÂlde doğruldu ve şoyle dedi:

“–Ey ihtiyar ana! Bilmez misin ki, elimizde tuttuğumuz, dîn-i İslÂm ’ın kılıcıdır. Sen zanneyleme ki, cektiğimiz bunca zahmetler, kuru bir toprak parcası icindir. Bilesin ki, butun gayretlerimiz AllÂh ’ın dînine hizmet icindir. İnsanları hidÂyete kavuşturmak icindir. Yarın AllÂh ’ın huzûruna vardıkta, yuzumuz kara olmasın diyedir. Elimizde İslÂm ’ı tebliğ ve tÂzîz imkÂnları varken, birtakım zahmetlere katlanmayıp ten rahatlığını tercih edersek, bize gÂzi denilmesi rev olur mu? Ehl-i kufre İslÂm ’ı goturmezsek, onların azgınlıklarına mÂnî olmazsak, huzûr-i ilÂhîye hangi yuzle cıkarız?!.”[1]

[1] Bkz. KınalızÂde Ali Efendi, Devlet ve Âile AhlÂkı, haz. Ahmed Kahraman, ts. 191-192; Mustafa Nûri Paşa, NetÂicu ’l-VukuÂt, Ankara 1987, I-II, 45.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları

HAKKA VE HAYRA DAVET

https://www.islamveihsan.com/hakka-ve-hayra-davet.html
İslam ve İhsan