Emevi halifelerinin buyuğu, raşid halifelerin beşincisi sayılan Halife Omer bin Abdulaziz ’in tevazusu ve adaleti...Halîfe Omer bin Abdulazîz, insanlara guzel ornek olabilme husûsunda zirve şahsiyetlerden biridir. Onun pek cok guzel hÂllerinden biri de şoyledir:
O, bir gece evinde otururken vezir­lerinden biri kapıya geldi. Halîfe:
“–Boyle vakitsiz ziyÂretinizin sebebi nedir?” diye sordu. Vezir:
“–MuzÂkeresi elzem olan bir mesele icin geldim.” cevÂbını verdi. Omer bin Abdulazîz:
“–Ayrı bir odada meseleyi muzÂkere icin başka kandilim yok. BeytulmÂl ’den ancak bir kandile kifÂyet edecek kadar yağ almaktayım, onu da Âilem ile birlikte kullanıyorum.” dedi. Vezir:
“–Yarınki istihkÂkınıza mahsûben lÂzım olan yağı BeytulmÂl ’den alsak olmaz mı?” diye sordu. Halîfe;
“–Olur” diyerek bir senet yazdı ve veziri, kiler emînine gonderdi. Kiler emîni senedi okuduktan sonra:
“–Bu yalnız yarınki istihkÂkın senedidir, kifÂyet etmez. Halîfenin, yarına cıkacağına dÂir de bir senet imzalaması lÂzımdır ve o senedi de getirmeniz îcÂb eder.” cevÂbını verdi. Bu cevap uzerine cÂresiz kalan vezir, kendi evinden tedÂrik ettiği yağ kandilini alarak tekrar halîfenin huzûruna cıktı. Goruşmek istediği meseleyi muzÂkere edip karara bağladıktan sonra vezir, halîfeye hitÂben:
“–Efendim, BeytulmÂl ’den aldığınız şeylerin kÂfî gelmediği goruluyor. Biraz daha fazlasını emir buyursanız da bir kısmını ihtiyaten biriktirip vefÂtınızdan sonra evlÂt ve torunlarınızın zarûrî ihtiyacları icin bıraksanız?” dedi. Bu teklif karşısında Omer bin Abdulazîz şu muhteşem cevÂbı verdi:
“–Eğer benim geride kalan evlÂtlarım sÂlih kimselerden olurlarsa, onların sıkıntıya duşmelerinden korkmam. Zîr CenÂb-ı Hak; «Allah sÂlih kullarının vel­yet ve vesÂyetini bizzat deruhte eder.» (el-A ’rÂf, 196) buyurmuştur. CenÂb-ı Hak, onların velîsi ve vasîsi olduktan sonra onların ilerde karşılaşacakları hÂllerden hic endişe etmem. Yok, sÂlih değil de sefih olacaklarsa, boyleleri hakkında da yine Kur ’Ân-ı Kerîm ’de; «Mallarınızı sefihlere vermeyiniz…» (en-NisÂ, 5) buyrulmuştur. Bu nehy-i ilÂhîye rağmen sefih olacak cocuklarıma mal mı toplayacağım!”[1]
Dipnot:
[1] Ebu ’l-Ûl Mardin, Huzur Dersleri, İstanbul 1966, II-III, 769-770.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan