
Dunya tarihine damga vuran Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Suleyman'ın cıktığı son seferde Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa'ya buyurduğu vasiyeti...KÂnûnî Sultan Suleyman, son seferi olan Zigetvar ’a cıkacağı zaman, SadrÂzam Sokullu, huzûruna gelerek:
“–SultÂnım, ummete sayısız zaferler hediye ettiniz! Yoruldunuz! Omrunuzu Âlem-i İslÂm ’a vakfettiniz! Bu seferin meşakkatine bu yaşta katlanmanız muşkuldur. Bu sebeple siz, İstanbul ’da kalıp idÂreye devÂm ediniz. Ben ve vezirler, paşalar sefere iştirÂk edelim. Gozunuz arkada kalmasın!..” dedi.
Ulu HÂkan KÂnûnî, Sokullu ’ya dedi ki:
“–İyi dinle Sokullu!.. Bu vasiyetimi, benden sonra gelecek nesle de aktar! Bir pÂdişah, dÂim askerleri ile birlikte sefere cıkmalıdır. Asker, pÂdişÃ‚hını yanında gorunce şecaati artar! Duşman ise, pÂdişah sefere iştirÂk ettiği icin karşısındaki orduyu cok guclu gorur. Kuvve-i mÂneviyesi bozularak cesareti kırılır. Harbi kazandıran asıl sÂik, mÂnevî kuvvettir!
Bizlerin cocuk yaştan beri devlet idÂresinde sayısız tecrubemiz vardır. Seferlerde bu tecrubeye Âcil ihtiyac duyulan durumlar meydana gelebilir. Anlar, dakikalar cok zaman kaderin akışını tÂyin eder. Bu sebeple, yaşlı olmama rağmen sefere iştirÂk edeceğim!..
Sarayda kalıp, baş yastıkta olursem, yarın rûz-i mahşerde fÂtih ecdÂdımın huzûruna nasıl cıkabilirim?!.”
Sokullu da:
“–Karar pÂdişÃ‚hımındır.” mukÂbelesi ile sukût etti.
DEVLET ERKÂNI ASKERLERLE OMUZ OMUZA
PÂdişah, ilerleyen yaşı sebebiyle aylar suren bir yolculuğu, at sırtında nasıl tamamlayabilecekti? Bunun icin, at ustunde dik durabilsin ve askerlere dinc gorunebilsin diye, sırtına kuşak gibi urgan sardılar.
Sefere cıkıldı. Mevsim yağışlı idi. Bir ara top arabaları bataklığa saplandı. Hayvanların fizikî gucu, topları bataklıktan kurtarmaya kÂfî gelmedi. Ordu ilerlemişti; o civarda az sayıda asker ve paşalar vardı. Sultan emir verdi:
“–Butun yuksek rutbeli erkÂn, paşalar dÂhil, herkes bataklığa girsin! Top arabalarına omuz versin!”
Hepsi soyunup bataklığa girdiler. Top arabaları o mÂnevî heyecan ile bataklıktan cıkarıldı. Sultan, vak ’anuvise (devlet tÂrihcisine) donup dedi ki:
“–Yaz! Gelecek nesil ibretle okusun ve tatbik etsin!.. KÂnûnî ’nin paşaları ve vezirleri bataklığa girdi, top arabalarına omuz verdi. Bir fÂcia AllÂh ’ın izni ile boylece atlatıldı.”
KANUNİ SULTAN SULEYMAN'IN SON SEFERİ
Ulu Hakan, ardındaki ihtişamlı bir sultanlığa son muhrunu vurduğu Zigetvar ’da ellerini acıp Rabbine şoyle niyÂz etmiştir:
“Y Rabbî! Nice muddettir yeryuzunu benim zaferimle doldurdun. VÂsıl olunmadık recÂm, hÂsıl olunmadık duÂm kalmadı. Artık Habîb-i Edîb ’in hurmetine saÂdet-i şehÂdet ve ardından da cemÂlini muşÃ‚hede nîmetlerini bu kemter kuluna nasîb eyle!..”
SEFERDE VEFAT EDEN 4. SULTAN
Bu niyazdan bir muddet sonra Muhteşem Suleyman, sefer esnÂsında vefÂt eden dorduncu Osmanlı sultÂnı olarak rahmet-i RahmÂn ’a yurudu.
Son nefese kadar durup dinlenmeden Allah rızÂsını tahsîl icin koşan KÂnûnî ’nin hÂli, bizler icin ne guzel bir ornektir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları
KANUNİ SULTAN SULEYMAN KİMDİR?
https://www.islamveihsan.com/kanuni-sultan-suleyman-kimdir.html
İslam ve İhsan