Fuat Paşa, Tanzimat devri sadrÂzamlarındandır.
Mustafa Reşit Paşa vÂsıtası ile siyÂsete atılmıştır. Sultan Abdulmecîd devrinde İstanbul ’da İngilizler ’in İskoc locasına bağlı bir mason locası acma girişiminden cesaret alan Fransızlar, Beyoğlu ’nda bir mason locası acıp Fuat Paşa ’yı da aralarına almışlardır.

Fuat Paşa ’nın yanlış siyÂseti neticesinde bircok toprak kaybedilmiş ve hayli Musluman kanı dokulmuştur. Bunların yanında Fuat Paşa ’nın pek cok yolsuzlukları da olmuştur. Nitekim Âlî Paşa ’nın onu emîn biri huviyetiyle gonderdiği Suriye ’de aldığı ruşvetler hÂric, yaklaşık sekiz yuz bin kese para gasp ederek uhdesine gecirmesi, yaptıklarının sadece bilinen bir kısmıdır. Nitekim sonraları Fuat Paşa ’nın iki oğlunun birden olmesi ve iki konağının da arka arkaya yanması, yaptığı yolsuzlukların ve doktuğu Musluman kanlarının bedeli olduğu, İstanbul ’da halk arasında konuşulan gunun mevzûlarından olmuştur.

BİR DEVLETİN İKİ KUVVETİ OLUR

İslÂmî meziyetlerden uzak olan Fuat Paşa, Volterci fikirlere sahipti. Fransız elcisine:


“–Siz bize suflorluk ediniz, fakat sahneyi ve rollerin icrÂsını bize bırakınız. Bir devletin iki kuvveti olur: Biri yukarıdan, diğeri aşağıdan gelir. Bizde aşağıdan gelen bir kuvvet olmadığı icin yandan bir kuvvet almaya muhtÂcız ki, o da elciliklerdir.” dediği «İbret» gazetesince ifÂde edilmiştir.


İbnulemîn Mahmud KemÂl Bey ’in Fuat Paşa ile alÂkalı şu kaydı cÂlib-i dikkattir:
Fuat Paşa, sadrÂzam ve serasker iken bir Ramazan gunu BÂyezid CÂmiî ’ne namaz kılmaya gitmişti. CemÂatin kalabalık olması sebebiyle ancak avluda yer bulabildi. Kendisi kerhen namaza dururken yÂverlerine de namaz kılmalarını emretti. Fakat yÂverler:

“–Bizim abdestimiz yok!” dediler.
Bunun uzerine Fuat Paşa, dînî gevşeklik ve kayıtsızlığını acıkca ortaya koyarak:

“–Kimin abdesti var ki?” dedi ve oylece namaza duruverdi.

EN KUVVETLİ DEVLET

Fuat Paşa ’nın gercek niyet ve gayreti, herkesin mÂlûmu olan şu rivÂyette gÂyet bÂrizdir:
Bir gun diplomatlar toplantısında Avrupa devletlerinin kuvvet ve kudretinden bahis acıldı. Herkes bir şey soylerken Fuat Paşa, konuşulanlara itirazla şoyle dedi:

“–Hayır efendiler! En kuvvetli devlet Osmanlı Devleti ’dir. Zira siz dışarıdan, biz iceriden nicedir yıkmaya calışıyoruz da yine de muvaffak olamıyoruz!”

HURRİYET GAZETESİ YAZISI

İşte boyle bir şahsiyet olan Fuat Paşa, 1869 ’da Fransa ’nın Nis şehrinde oldu. O, son nefesinin yaklaştığını hissedemeden Fransızca birtakım şeyler geveleyerek olmuş ve yanında ehl-i İslÂm ’dan hicbir fert bulunmamıştır. Olumu dolayısıyla o devrin Hurriyet gazetesinde yazılanlar pek korkunctur:

“Fuat Paşa Nis ’e giderken, Roma ’ya uğrayıp Papa ile goruşmuş ve mûtÂdı uzere onun duÂsını almıştı. Bunun icin vefatında, Nis kilisesi, onun katolik Âyini uzere defnolunması hakkında teşebbuslerde bulundu. Osmanlı elcisi buna luzum olmadığını beyÂn ettiyse de kilise ısrÂrını surdurdu. NihÂyet Hıristiyan prensiplerine gore olunun uzerine yatağında Âdet olan usûllerin uygulanmasıyla iktif edilmesine musÂade edildi.”
Ahmed Cevdet Paşa da:

“Fuat Paşa ’nın cenÂzesi İstanbul ’a getirilip turbesine goturulurken, sanki bir alafranga alay gibiydi. Bunu seyreden herkes, bir burukluk ve istihz hÂlindeydi.” diyerek onun olumu ile Muslumanların surur ve memnûniyetlerini ifÂde eder.



Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan